Ölümünün üzerinden 4 yıl geçen dengbêj Fadil Cizîrî’yi anlatan kardeşi dengbêj Sayit Mehmet Ergül, ‘Belki şimdi aramızda değil ama kilamları yaşamın her anında bizimle birlikte yaşıyor’ dedi
Mezopotamya’nın uzun soluklu söz ustalarından birisi olan dengbêj Fadıl Cizîrî’nin yaşamını yitirmesinin üzerinden 4 yıl geçti. “Heyran Jaro” parçasıyla hafızalara kazınan Cizîrî, 1962 yılında Şırnak’ın Silopi ilçesinin Salatuni köyünde dünyaya geldi. Cizîrî, kendisi gibi dengbêj olan annesi Sêvê’nin dilinden ve ninnilerinden dengbêjliğe merak sardı. İçinde destan, savaş ve aşkları barındıran birçok payizoka can verdi. Geçimini sağlamak için 1992 yılında Cizre Belediyesi’nde zabıta olarak görev aldı. Emekliliğinin ardından yine çok sevdiği dengbêjliğe geri döndü.
Çocuklarının ölümü ağır geldi
Ancak yakalandığı parkinson hastalığı nedeniyle son yıllarında çok sevdiği dengbêjlikten uzak kaldı. Bu süreçte bir oğlunu trafik kazasında, bir oğlunu da Cizre’deki sokağa çıkma yasağı sırasında kaybetti. Hem hastalığı hem de çocuklarını yitirmesi Cizîrî’ye ağır geldi. İyileşmek için hastane hastane gezdi ancak yine de çare bulamadı. “Denbêjlerin Şahı” olarak bilinen Şakiro gibi o da son dönemlerinde en çok yalnızlık ve dengbêjliğin yeteri kadar sahiplenmemesinden yakındı. Son demecinde, “Şakiro da kimsesizlikten ölmedi mi? Kimse dengbêjlere sahip çıkmıyor” diyen Cizîrî, 25 Temmuz 2018’de hayatını kaybetti.
‘Annemizden öğrendik’
Dengbêj Seyit Mehmet Ergül (56), ölümünün üzerinden 4 yıl geçen kardeşi Cizîrî’yi anlattı. Kardeşinin kilam söylemekten hiçbir zaman vazgeçmediğini ifade eden Ergül, “Biz aslen Duhokluyuz. Ailemiz sonradan Silopi’nin Salatuni’ye köyüne göç etti. Daha sonra Cizre’ye göç ettik. İkimiz de çocuk yaşta dengbêjliğe başladık. O zamanlar sohbet muhabbet vardı. Bize dengbêjliği öğreten annemizdi. O olmasaydı belki biz kilam söylemeyi hiç öğrenemeyecektik. O zamanlar, ‘Kadınların kilam söylemesi ayıptır’ diyorlardı. Bu yüzden annem bize gizlice kilam söylerdi ve bize bu şekilde öğretirdi. Annem babamın yanında bile kilam söylemezdi. Fadıl kilam söylemeyi öğrendikten sonra her türden söylemeyi de öğrendi. Çoğunlukla payizok, lawik ve giranî söylerdi. Dengbêjliği çok severdi. Bu bölgede ondan daha iyi kimse payizok söyleyen yoktu” diye konuştu.
‘Kilamları bizimle yaşıyor’
Annelerinin “Bu kültürü devam ettirin” nasihatini esas alarak denbêjliğe sahip çıktıklarına dikkati çeken Ergül, “Fadıl benden daha büyüktü. Dengbêjliği seviyordu. Belediyede hem memurluk yapardı hem de dengbêjdi. Uzun yıllar boyunca çok sevdiği dengbêjliği sürdürdü. Birlikte birçok kilam söyledik. Ama çocuklarından sonra parkinson hastalığına yakalandı. Bir daha o çok sevdiği dengbêjliği yapamadı. Aylarca tedavi gördü. Yaşamını yitirdiği gün bile benim yanımdaydı. Belki şimdi aramızda değil ama kilamları yaşamın her anında bizimle birlikte yaşıyor. Ben de o ve annem gibi bu kültürü sürdüreceğim” şeklinde konuştu.
Zeynep Durgut / Şırnak-MA