KESK Ankara Şubeleri Kadın Platformu’nun İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin basın açıklamasına polis saldırdı. Kadınlara hakaretlerde bulunan polis, görüntü almak isteyen PİRHA muhabirinin kolundan tutup yere fırlattı, ardından ‘Mağdur rolü oynama’ dedi
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Ankara Şubeleri Kadın Platformux Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle 20 Mart gecesi feshedilen İstanbul Sözleşmesi’ne dair 19 Temmuz’da Danıştay 10’ncu Dairenin “yürütmeyi durdurma” kararının iptalini ret etmesine ilişkin Sakarya Meydan’ında basın açıklaması gerçekleştirmek istedi. Açıklama öncesi Sakarya Meydan’ı çevik kuvvetler tarafından kapatıldı.
Gazetecilere şiddet
Sakarya Meydanı’nda toplanan kadınların açıklama yapmasına izin vermeyen polis, gazetecileri de alandan uzaklaştırarak görüntü çekmesine izin vermedi. Gazetecileri açıklamanın olacağı alanın dışına iten polis, PİRHA muhabiri Melis Ciddioğlu’nun kolundan tutup yere fırlattı. Polis şiddetine tepki gösteren Melis’e polisin, “Mağdur rolü oynama” demesi dikkat çekti.
Yine açıklamayı takip etmek isteyen Artı TV kameramanı Kadir Devir’e şiddet uygulayan polise, “Sizi şikayet edeceğim” sözleri üzerine polis, “İstersen sana numaramı da vereyim akşam mesajlaşalım, kime şikayet ediyorsan et” sözlerini kullandı.
Sakarya Meydan’ında yürüyerek, KESK binasına gitmek isteyen kadınları çekmek isteyen Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Emel Vural, polis tarafından çekim yaptığı makinası ve kollu tutularak yere fırlatıldı.
Sloganlı yürüyüş
Kadınlar, Sakarya Meydan’ından, “AKP kadınlara hesap verecek”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz” sloganları ile KESK binasının olduğu Selanik Caddesine doğru yürüyüş gerçekleştirdi. KESK binası önüne gelen kadınlar burada da polis barikatları arasından yapmak istedikleri basın açıklamasını iptal ederek, Sakarya Meydan’ında yaşadıkları polis şiddetine dair kısa bir açıklama yaptı. Kadınlar adına açıklamayı KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kaplan yaptı.
Danıştay hukuksuzluğa imza attı
KESK’in “OHAL Sürüyor Adaletsizlik Büyüyor” şiarıyla başlattıkları Adalet Nöbeti için dün KESK binası önünde yeniden polis şiddetine maruz kaldıklarını hatırlatan Kaplan, “Siyasallaşan yargı siyasi kararlara imza atıyor işte bunlardan bir tanesi olan İstanbul Sözleşmesi’nin feshi. Tek adam kararının feshine karşı bu ülkedeki barıştan özgürlükten yana mücadele yürüten kadın örgütlerinin, sendikalarının, avukatların hukuk yoluyla açmış olduğu mücadeleye bir darbeyi de 19 Temmuz’da Danıştay 10’ncu Dairesi verdi. Bugün KESK’li kadınlar ne yapmak istiyordu; bu adaletsizlik ve hukuksuzluk silsilesinin devamı olarak İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmak, bu hukuksuz kararı tanımadığımızı bir kez daha kamuoyuyla paylaşmak istiyorduk” dedi.
Polis şiddetini anlattı
Sakarya Meydan’ında bir araya gelmek isteyen kadınlara dönük polis şiddetine değinen Kaplan, şöyle devam etti: “Bu ülkenin örgütlü kamu emekçileri içerisinde olarak en büyük konfederasyonlarından birisi olarak, MYK üyelerimize, Şube yöneticilerimize kabul edilmeyecek insanlık dışı bir uygulama ile karşı karşıya kaldık. Sendikal eylemlerimizin en açık örneğine tanıklık ettik. Bu ülkede yıllardır kadın düşmanı politikalar hayata geçiriliyor. İstanbul Sözleşmesi’nden güç alan erkek yargıdan kaynaklı erkekler bizlere daha fazla saldırıyor. En somut olarak, Sakarya Meydan’ında yaşadık. Polisler kadın arkadaşlarımızın kişisel bakımlarına dönük, bedenlerine ve cinsiyetlerine dönük hakaretler edildi. Bunlar kayıt altına alınmadığı için bu pervasızlığa sessiz kalacağımızı sanıyorsunuz? Sendikamıza ait önlüklerimiz polislerce çevik kuvvet tarafından amirlerinin gözleri önünde müdahale edilmeden arkadaşlarımızın üzerinden parçalandı. Bu şiddeti nereye koyuyorsunuz? Hangi hukuktan güç alıyorsunuz? Biz hukuksuzluğun güç aldığı yeri çok iyi biliyoruz. Bize sendikal ders vermeye çalışıldı, bu ülkenin anayasasından, uluslararası sözleşmelerden, ILO’nun ilgili sözleşmelerinde sendikal örgütlenme eylem ve etkinlik sınırları çizildi. Türkiye Cumhuriyetinin her tarafında aynı anayasalar geçerlidir. 20 Temmuz sivil darbesinden bu yana Ankara’da başka bir anayasa mı devrede. Bunun hesabı hukuk karşısında hesabı verilecek. Cinsiyetine, duruşuna, bedenine hakaret eden kadın arkadaşlarımızla bunun hesabını soracağız. Gün gelir devran döner, haklılığımız aldığımız güçle biz yine burada oluruz, İstanbul sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz.”