Rusya-Ukrayna Savaşı’nda 145. günde de ateşkes sağlanamadı. Donetsk’te Toretsk kasabası bombalandı.
. Ukrayna Devlet Başkanı Vlodimir Zelensky, istihbarat başkanı ve başsavcıyı görevden alırken, Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitry Medvedev, Kırım konusunda ‘Kıyamet Günü’ tehdidinde bulundu. AB Bakü’de Azerbaycan ile Rusya gazına alternatif enerji kaynağı için anlaşma imzaladı
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın 145. gününde de bombardıman ve çatışmalar sürdü. 18 Temmuz 2022’de de ateş kesilmedi.
Donetsk’te enkaz altında kaldılar
Donbass’ta bulunan Donetsk’te bir kasaba 18 Temmuz’da Rus güçlerince bombalandı. Ukrayna Acil Durumlar Servisi tarafından yapılan açıklamada, Rusya’nın Donetsk bölgesine bağlı Toretsk kasabasını vurduğu belirtildi.
İddiaya göre, Rus bombardımanında 2 katlı bir binanın hedef alınması sonucu 5 kişinin olay yerinde hayatını kaybettiği ifade edildi. Arama kurtarma çalışmalarında enkaz altından yaralı olarak çıkarılan 3 kişiden birinin hastanede hayatını kaybettiği kaydedildi. Basına yansıyanlara göre de Donetsk’te 11 nokta bombalandı.
Zelensky görevden aldı
Ukrayna Devlet Başkanı Vlodimir Zelensky, istihbarat başkanı ve başsavcıyı görevden aldı. Zelensky, ülkenin Güvenlik Servisi (SBU) Başkanı İvan Bakanov ve Ukrayna Başsavcısı İrina Venediktova’nın görevden alınması yönünde karar imzaladı. Ukrayna Devlet Başkanlığı’nın web sayfasında yayınlanan karara göre, Zelensky, SBU Başkanı Bakanov ile Ukrayna Başsavcısı Venediktova’yı görevden aldı.
Zelenskiy imzaladığı başka bir kararla da Venediktova’nın yardımcısı Oleksiy Simonenko’yu başsavcı vekili olarak atadı.
Zelensky, Telegram kanalından yaptığı açıklamada, vatana ihanet nedeniyle ülkenin başsavcılık ve kolluk kuvvetlerinde bazı çalışanlara yönelik 651 ceza davasının kayıtlara geçtiğini belirterek, “Özellikle, 60’tan fazla Güvenlik Servisi ve kolluk kuvvetleri çalışanı, işgal altındaki topraklarda kaldı ve devletimize karşı çalışıyor. Ukrayna güvenlik güçleri ve Rus istihbaratı çalışanlar arasındaki iş birliği nedeniyle devletin ulusal güvenliğinin temellerine karşı kayda alınan bu suçlar, ilgili yöneticilerle ilgili ciddi sorular uyandırıyor. Her bir sorunun da cevabı bulunacaktır” dedi.
Kırım ve Kıyamet Günü
Vladimir Putin’in yakın kurmaylarından olan Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitry Medvedev ise, Ukrayna’nın ve Batılı güçlerin “Kırım’ın Rus olmadığına inanmasının” bir tehdit olduğunu belirterek bölgeye dışarıdan gelecek herhangi bir saldırının “Kıyamet Günü”ne sebep olacağı uyarısında bulundu.
Rus haber ajansı Interfax, Rusya eski Devlet Başkanı Medvedev’in İkinci Dünya Savaşı gazilerine yönelik konuşmasında “Eğer bir devlet, bu Ukrayna ya da NATO ülkesi olabilir, Kırım’ın Rus olmadığına inanıyorsa, bu bizim için sistemik bir tehdittir” dediğini aktardı. Ocak 2022’den bu yana Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Medvedev “Bu doğrudan ve açık bir tehdittir, özellikle Kırım’da olanlar düşünüldüğünde. Kırım Rusya’ya döndü” dedi.
Rus TASS haber ajansı ise Medvedev’in “Kıyamet Günü çok hızlı ve ağır gelir. Saklanması zor olacaktır” dediğini aktardı.
Enerjide alternatif arayışı
Savaş enerji fiyatlarını tırmandırınca ve enerjide alternatif arayışları olunca görüşme trafiği de arttı. ABD Başkanı Joseph Biden, 13-16 Temmuz’da İsrail, Filistin ziyareti sonrası petrol üreten ülkelerle Suudi Arabistan’da görüşmeler yapmıştı.
Rus doğal gazına olan bağımlılığını azaltmak isteyen Avrupa Birliği de, enerji kaynaklarını çeşitlendirmek amacıyla Azerbaycan’a yöneldi. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen 18 Temmuz 2022’de Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye gitti. Reuters tarafından görülen bir belgede Bakü ile AB arasında teklif edilen anlaşma ile Güney Gaz Koridoru üzerinden birliğe gönderilecek olan doğal gaz akışının arttırılacağı ifade edildi.
Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı belgede “Taraflar, ticari uygunluk ve piyasa talebi doğrultusunda, Güney Gaz Koridoru aracılığıyla 2027’ye kadar yıllık olarak en az 20 milyar metreküp gaz ile Avrupa Birliği’ne olan ihracat da dahil, ikili doğal gaz ticaretini desteklemek arzusundadır” denildi.
2021’de Güney Gaz Koridoru’ndan AB’ye 8 milyar metreküp doğal gaz nakledildi. Yeni teklif edilen artış, Azerbaycan’ın iç doğal gaz üretimini arttırmasını gerektiriyor.
Azerbaycan ile AB arasında enerji alanında stratejik ortaklık imzası
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’i 18 Temmuz’da ağırladı. Ortak ortak basın toplantısında Azerbaycan ile AB arasında enerji alanında stratejik ortaklık hakkında mutabakat zaptı imzalandı.
Ortak basın toplantısında Azerbaycan ve AB arasında enerji alanındaki aktif iş birliğinin 15 yılı aşkın bir geçmişe sahip olduğunu belirten Aliyev, “Bugünkü anlaşma aramızda imzalanan ilk belge değil. 2006 yılında mutabakat zaptı ve 2011’de ise Güney Gaz Koridoru’yla ilgili ortak bildiri imzaladık. Dolayısıyla iyi bir geçmişimiz ve başarılarımız var. Azerbaycan’ın ileri sürdüğü AB ve ortaklarımız tarafından desteklenen enerji projeleri, Avrupa’nın enerji haritasını tamamen değiştirdi” dedi.
Azerbaycan ve AB arasında enerji alanındaki işbirliğinin olumlu faydaları olacağını belirten Aliyev şunları söyledi: “Enerji güvenliği konuları bugün her zamankinden daha önemli. AB ile Azerbaycan arasındaki uzun vadeli, öngörülebilir ve son derece güvenilir enerji işbirliği elbette ki önemlidir. Bu yıl, AB ile Azerbaycan arasında petrol ve gaz, alternatif enerji, hidroelektrik verimliliği ve diğer konuları içeren birçok alanı kapsayan bir enerji diyaloğunu başlattık. Rüzgar ve güneş enerjisi ile ilgili yatırım projelerine şimdiden başlandı. Potansiyelimizin ön değerlendirmesini yaptık ve Karabağ ve Doğu Zengezur’un işgalden kurtarılmış bölgelerindeki güneş ve rüzgar santrallerinin potansiyelinin 9 bin 200 megavat olduğunu söyleyebilirim. Hazar Denizi’nin rüzgar enerjisi potansiyeli 157 gigawatttır. Yani gerçekten çok büyük bir kaynak tabanımız var. Bugünkü anlaşma, gelecek için bir tür yol haritası. Daha önce planladığımız her şeyi gerçekleştirdiğimizi göz önünde bulundurursak büyük başarılar göreceğimize eminim. Bugün müzakere ettiğimiz diğer konular arasında iletişim konuları da vardı. Azerbaycan’ın coğrafi konumu ve modern ulaşım altyapısını dikkate aldığımız zaman potansiyelimizin koordinasyonu doğrultusunda daha aktif çalışmamız gerekiyor. Çünkü Azerbaycan, burada Hazar Denizi’nin batı kıyısında en büyük ticaret filosuna, modern altyapıya, tersaneye, yeni deniz limanına ve bizi tüm komşularımızla bağlayan demiryoluna sahiptir.”
Ursula von der Leyen: Azerbaycan’dan gaz ihracını ikiye katlayacağız
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısından önce bile Rusya’nın güvenilir bir enerji ortağı olmadığını ifade eden AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise, “Bu nedenle AB, Rusya’dan ek enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine odaklandı ve daha güvenilir ortaklarla çalışmaya başladı. Azerbaycan’ın güvenilir ortaklarımız arasında olmasından memnunum. Bizim için çok önemli bir enerji ortağınız ve her zaman güvenilir oldunuz. Sadece enerji güvenliğimiz için değil, aynı zamanda ‘yeşil enerji’ alanında da güvenilir bir ortaksınız. İmzaladığımız bu belge, enerji alanındaki iş birliğimizi daha da güçlendirecek. İlk etapta Azerbaycan’dan gaz ihracını ikiye katlayacağız. Bu anlaşma aracılığıyla Güney Gaz Koridoru’nun genişletilmesine olan bağlılığımızı ifade ediyoruz. Bu proje zaten AB için çok önemli. Avrupa’ya her yıl 8 milyar metreküp doğalgaz aktarıyoruz ve önümüzdeki yıllarda hacmini 20 milyar metreküpe çıkaracağız. Önümüzdeki yıl bu hacmi 12 milyar metreküpe çıkaracağız ve bu Rusya’dan kesilen gazın telafisine ve Avrupa’nın enerji arzına önemli katkı sağlayacak” ifadelerini kullandı.
Azerbaycan’ın yenilenebilir enerji alanında büyük bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çeken Ursula von der Leyen, şunları söyledi: “Sayın cumhurbaşkanı buna da değindi. Bu, özellikle rüzgar ve ‘yeşil hidrojen’ alanında büyük potansiyel var ve toplantımızda bunu ayrıntılı olarak görüştük. İmzaladığımız bu belge ile bu alandaki istikrarlı işbirliğimizin temellerini atmış olduk. Yavaş yavaş Azerbaycan fosil yakıtlar alanındaki bir ortaktan yenilenebilir enerji alanında lider bir ortağa dönüşecektir. Aynı zamanda doğalgaz işbirliğimiz, iklim değişikliği konusundaki sorumluluğumuzla tutarlı olmalıdır. Örneğin metan gazını azaltmak gibi. Bu belge, metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerimizi özetlemektedir. Azerbaycan’ı da 119 ülkenin katıldığı metan gazından vazgeçilmesine ilişkin anlaşmaya katılmaya davet ediyorum.”
Olaf Scholz: Emperyalizm Avrupa’ya geri döndü
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, emperyalizmin Avrupa’ya geri döndüğünü söyledi. Scholz, Frankfurter Allgemeine gazetesi için kaleme aldığı makalede, siyasetin gerçeğin görülmesiyle başladığının altını çizerek “Gerçek olan, emperyalizmin Avrupa’ya geri döndüğüdür” dedi.
Birçok ülkenin yakın ekonomik ilişkilerin ve karşılıklı bağımlılıkların aynı zamanda istikrar ve güvenliği sağlayacağını umduğunu ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşla bu umudu gözle görülür şekilde yok ettiğini belirten Scholz, Rus füzelerinin sadece Ukrayna’yı değil, aynı zamanda Avrupa ve uluslararası barış düzenini de moloz haline getirdiğini vurguladı. Vladimir Putin’in gaz sevkiyatını durdurarak enerjiyi bir silah olarak kullandığını kaydeden Scholz, Sovyetler Birliği’nin bile Soğuk Savaş sırasında bunu yapmadığını ifade etti.
Alman ordusunun ve sivil savunma yapılarının durumu ile Rus enerjisine olan aşırı bağımlılığa işaret eden Scholz, tüm bunların Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonra yanlış bir güvenlik duygusu içinde olunduğunu gösterdiğini belirtti.
Olaf Scholz, Almanya’yı daha güvenli ve dirençli, Avrupa Birliği’ni de daha egemen ve uluslararası düzeni daha sürdürülebilir hale getirmeleri gerektiğini vurguladı.
Küresel ekonominin onlarca yıldır görülmeyen bir zorlukla karşı karşıya olduğunu kaydeden Scholz, şöyle devam etti:
“Kırık tedarik zincirleri, kıt ham maddeler, savaşın neden olduğu enerji piyasalarındaki belirsizlik, tüm bunlar dünya çapında fiyatları artırıyor. Dünyada hiçbir ülke böyle bir gelişmenin karşısında tek başına duramaz. İşverenler, sendikalar, bilim ve siyasi karar alıcılar arasındaki uyumlu eylemin bir parçası olarak bu ülkede kararlaştırdığımız gibi, birbirimize bağlı kalmalı ve el ele vermeliyiz. O zaman krizden girdiğimizden daha güçlü ve bağımsız çıkacağımıza inanıyorum. Hedefimiz bu.”
Enerji tasarrufu istedi
Olaf Scholz, Alman halkına da seslenerek “Önümüzdeki aylarda hepimiz; sanayi, haneler, kasabalar ve topluluklar ne kadar çok enerji tasarrufu yaparsak o kadar iyi” dedi. Putin’in saldırganlığına karşı koyulması gerektiğini vurgulayan Scholz, “2008’de Gürcistan’ın işgali, ardından 2014’te Kırım’ın ilhakı, Doğu Ukrayna’ya yapılan saldırı ve nihayet bu yılın şubat ayında tüm ülkeye yapılan saldırıda bunu gördük. Putin’in bundan kurtulmasına izin vermek, şiddetin yasaları neredeyse hiçbir sonuç olmadan çiğneyebileceği anlamına gelir. O zaman nihayetinde kendi özgürlüğümüz ve güvenliğimiz de tehlikede olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Scholz, AB’nin kararlılıkla Putin’in neo-emperyalizminin başarılı olamayacağını belirttiğini ifade ederek şunları ekledi:
“Hedefimiz, Avrupa’da çok uzun süredir çözümler için mücadele ettiğimiz tüm alanlarda saflarımızı sıklaştırmak olmalıdır; örneğin göç politikasında, örneğin bir Avrupa savunmasının inşasında, teknolojik egemenlik ve demokratik dayanıklılıkta. Jeopolitik bir AB için kararımızın sonuçlarının çok farkındayız. Avrupa Birliği, emperyalizm ve otokrasinin yaşayan antitezidir. Üye devletler arasındaki ayrılıklar bizi zayıflatıyor. Birliğimizi mutlaka korumamız ve derinleştirmemiz gerekiyor. Rakip büyük güçlerin olduğu bir dünyada sesimizi duyurmaya devam etmek istiyorsak, örneğin dış politikada artık ulusal vetoları göze alamayız.”
DIŞ HABERLER