İktidar her açıklamasında tarihte en çok ağaç diken hükümetin kendileri olduğunu söylüyor ama ormanı korumakla ağaç dikmek aynı şeyler değil. Somut raporlar ortaya çıktığında aslında tarihin en kötü dönemini yaşadığımız anlaşılıyor
‘Türkiye Ormancılığı 2022: Türkiye’de Ormansızlaşma ve Orman Bozulması’ raporuna göre kağıt üstünde artan ormanlık alanlar, aslında azalmakla kalmıyor; siyasi rant kaygısı ve yanlış yönetim politikalarıyla niteliklerini kaybediyor ve yangınlara kurban veriliyor.
Yeşil Gazete’den Bahar Ünlü’nün özel haberine göre, Türkiye Ormancılar Derneği’nin (TOD) yayımladığı ve Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi‘nden Prof. Dr. Erdoğan Atmış‘ın editörlüğünde toplam 13 uzmanın hazırladığı çalışma, yangınlardan endüstriyel ağaç kesimine, ormanlık alanların her türlü kullanıma açılmasından, yönetimsel eksikliklere Türkiye’nin ormanlarının nasıl yok edildiğini gösteriyor. Kitabın editörü Erdoğan Atmış durumu şöyle özetliyor: “İktidar ne kadar ormanlar artıyor dese de bu yalan. Türkiye’de ormanlar artmıyor. Alan olarak da nitelik olarak da artmıyor. Her gün biraz daha geriye gidiyor.”
Gerçekler çok farklı
Türkiye’de orman alanı artışının topluma şeffaf ve doğru bir şekilde aktarılmadığını, konunun bazı yönleri ön plana çıkarılırken bazı yönleri saklı tutularak toplumda gerçeklerle uyumlu olmayan bir algı yaratılmaya çalışıldığını anlatan rapordan bazı bilgiler şöyle: “Orman alanı artışı ülkenin tamamında değil, genellikle göç veren, nüfusu azalan bölgelerde yaşanıyor. Bu bölgelerde, terk edilmiş tarım toprakları ile meraların kendiliğinden ormanlaşması orman alanı artışının ana nedeni. Fiilen orman olmayan ve ülke toplam orman alanının yüzde 3,2’sine karşılık gelen alanlar orman varlığı envanterinde halen orman olarak görünmeye devam ediyor.”
Madencilere peşkeş çekiliyor
En önemli konulardan biri de orman alanlarının ormancılık dışı kullanımlara tahsisi: Orman Yasası’nın ilgili maddelerinde sık sık yapılan değişiklikler, birçok değişik amaç için orman alanlarının ormancılık dışı uygulamalara tahsisi olanaklı hale getirdi. Ormanların en sık tahsis edildiği sektörler ise enerji ve madencilik. 2020 yılı sonu itibarıyla toplam 748 bin hektar orman alanı madencilikten enerjiye, turizmden ulaştırmaya uzanan geniş bir yelpazedeki uygulamalara tahsis edilmiş durumda. 2016-2020 yapılan yıllık ortalama tahsis miktarı ise yaklaşık 39.000 hektar. 2012- 2020 yılları arasındaki dokuz yıllık dönemde yapılan toplam 51 bin 663 tahsis işleminin yaklaşık yüzde 44’ü madencilik, yaklaşık yüzde 20’si ise enerji sektörüne yapıldı. Veriler, yapılan tahsislerin yalnızca tahsis edilen orman alanını değil aynı zamanda civarındaki orman alanlarını da olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor.
Ağaçlandırma aldatmacası
Ağaçlandırma çalışmalarının orman alanı artışındaki payı ise gösterilmeye çalışıldığı kadar yüksek değil: Yapılan ağaçlandırmaların çoğu ise yeni orman alanı kazanmak amacıyla değil, mevcut orman alanlarının niteliğinin yükseltilmesi amacıyla yapılmakta.
AKP iktidarı öncesi 19 yıl boyunca (1984-2002), Türkiye’nin toplam ağaçlandırma miktarı 1 milyon 115 bin 367 hektar ve yıllık ortalama ağaçlandırma miktarı ise 59 bin hektar. AKP iktidarındaki 19 yıl boyunca (2003- 2021 yılları arası) yapılan toplam ağaçlandırma miktarı ise 609 bin 90 hektar ve yıllık ortalama ağaçlandırma miktarı 32 bin hektar. Yani, AKP hükümetlerinin görevde olduğu dönemde, aynı süreye karşılık gelen bir önceki döneme göre daha az ağaçlandırma yapılmış.
Algı yaratılıyor
Kitabın sunulduğu basın toplantısında konuşan, Türkiye Ormancılar Derneği Genel Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara, “2000′ li yıllarda 20.2 milyon hektar olan ormanlık alan, şu anda 23.1 milyon hektar gözüküyor. AKP dönemindeki bu artışla ilgili ise çok çarpıcı bir şey var: Ormansız alan dediğimiz, yani orman alanı olmayan ama adı orman toprağı olan geçen alanları, ormanlık alan statüsünde göstermek için yeni bir sistem geliştirdiler. Buradaki fark 2 milyon 400 dönüm saha, bunlar kâğıt üstünde düzenlemeyle ormanlık alan sayıldı. Buna benzer konularda algı yaratma çabası maalesef giderek pekişti.”
Orman alanı artışında, ormanlık alanların parçalanmasının da etkili olduğunu vurgulayan Erdoğan Atmış, durumu şu sözlerle açıkladı: “Ormanların sayısı, her şeyin ormanlarda yapılmasına izin verilmesiyle arttı. Ormanlar hızla parçalara ayrıldı bu dönemde. Nasıl arttı ormanlar? Büyük ormanlarımız çok küçük parçalara ayrıldı. Küçüldü ormanlarımız! Yol geçirilmesiyle, enerji tesisi yapılmasıyla; ormanlara yol, otel, hastane, camii yapılmasıyla bölündü.” Sadece 11 yıl içinde ormanlardaki parça sayısındaki artış yüzde 56’yı aştı. 10 hektardan küçük orman alanı sayısı yüzde 118 arttı.
Yangınların temel nedeni
Atmış’a göre, orman yangınlarının asıl nedeni de bu parçalanma: “Oteller yaptınız villalar, yollar elektrik hatları yaptınız. Ormanların içindeki insan etkileşimi arttı. Oysa yaz ayarında orada sadece yaban hayatı vardı. Parçalanma ayrıca yangına müdahaledeki başarısızlığın da ana nedeni.” Cumhurbaşkanı’nın Ek 16 ile sadece yapılaşmış alanları değil, her türlü ormanı ormanlık alan sahası dışına çıkarabildiğini söyleyen Atmış, durumu ” Akıl dışı ve anayasaya aykırı bir yetki” olarak tanımladı.
Konuşmasında geçen yaz yangınlardaki önlem eksiklerine dikkat çeken Ahmet Hüsrev Özkara da, 140 bin hektar 15 günde yandı. Bizim yıllık yangın ortalamamız 8 bin hektardır. Yani 15 yılda yanan saha, 15 günde yandı demek bu. 2021 öncesinde Türkiye Ormancılar Derneği’nin iklim krizinin getireceği tehlikelerle Türkiye de büyük orman yangınları yaşanabileceğine dair uyarılar yaptığını belirten Özkara, büyük yangınlar öncesinde meteoroloijinin yaptığı uyarıların da işe yaramadığını anlattı.
Ekonomik kriz ormanları da vuruyor
Rapora göre, bütçeye bu sene yangın söndürme araçlarına 20 uçak 55 helikopter ilave edildi. Türk lirasının değer kaybetmesi ve devlet hizmetlerindeki bütçe kısıtlamalarına değinen Atmış bütçe kısıtlanınca yangınlarla mücadelenin de kısıtlandığını aktardı: “2016 yılında 285 milyon lira ayrılmışken, 2018’de 191 milyona, 2020’de 55 milyona düşüyor. Ayrılan bütçenin nasıl azaldığını, gereken helikopteri, uçağı, orman işçisini, kara müdahelesi araçlarını; tüm organizasyonel yapının nasıl kesintiye uğradığı görülüyor. Niye başarısız olduk sorusuna helikopter yok cevabı verildi. Hayır, o helikopteri kiralayacak para yoktu bütçede. Şimdi 2022 bütçesine 2 milyar 500 milyon lira eklendi. Alındı mı bilinmiyor, eğer alınmadıysa bu seneye de düşük bir bütçeyle giriliyor. Eleman, araç alımı için yine büyük bir artış yapmadılar.”
Anayasayı çiğnediler
Orman Yasası’na 2018 yılında eklenen Ek 16’ncı madde ile orman sınırları dışarısına çıkarılma işlemi yeni bir boyut kazanarak üzerinde yerleşim oluşmuş orman alanlarının orman sınırları dışına çıkarılmasını olanaklı hale getirildi. Anayasa’nın 169’uncu maddesine açıkça aykırı olan söz konusu maddenin iptali için açılan davada Anayasa Mahkemesi başvuruyu reddetti. Bugüne kadar Ek 16’ncı madde doğrultusunda toplam 928 hektar orman alanı orman sınırları dışarısına çıkarıldı; yani üzerinde kanuna aykırı şekilde yapılaşma gerçekleşen orman alanları, yasa değişikliği ile göz göre göre kaybedildi.
EKOLOJİ SERVİSİ