ÇİFTÇİ-SEN fındık hasat sezonuna dikkat çekerek ‘Anlaşılan o ki fındık fiyatını baskılamak için rekolte oyunları devam edecektir. Fındık üreticisi bir kez daha vahşi piyasa içerisinde, şirketler karşısında kendi kaderine terk edilerek yoksulluktan açlığa itilmiştir. 1 kg fındığın fiyatı en az 85,00 TL olmalı’ açıklaması yaptı.
ÇİFTÇİ-SEN (Çiftçiler Sendikası) Genel Başkanı Ali Bülent Erdem ve ÇİFTÇİ-SEN Yürütme Kurulu Üyesi Kutsi Yaşar fındık hasadı ve fındık fiyatına dair yazılı açıklama yaptı.
ÇİFTÇİ-SEN açıklamasında “Tarım ve Orman Bakanlığı 2017-18 sezonu sonrası almış olduğu kararla fındık rekolte açıklamalarını tek elden yapılacağı ve bunun da bakanlığın uhdesinde olacağı açıklamasının üzerinden beş fındık sezonunu geçti. Hiçbir zaman da buna uygun davranılmadı. Beş dönemdir herkes kendi rekoltesini açıklıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Koordinatörlüğünde Fındık yetişen il ve ilçelerde, Borsalar, Ticaret ve Sanayi Odaları, ihracatçılar, Ziraat Odaları ve Fiskobirlik temsilcilerinden oluşan komisyonların rekolte çalışmalarını tamamladığı ve bugünlerde bakanlık tarafından gerekli açıklamaların yapılacağı belirtilmiş olmasına rağmen, tıpkı geçtiğimiz dört dönemde olduğu gibi komisyonu oluşturan birimlerden farklı açıklamalar da gelebilir. Nitekim; Ferrero temsilcileri ve İhracatçılar birliği açıklama yapmış; 2022 yılı rekoltesinin (105 bin tonluk 2021 yılı stokları ile beraber) 865 bin ton olduğunu ifade etmişlerdir. Anlaşılan o ki fındık hasat edilip çuvala girinceye kadar, fındık fiyatını baskılamak için rekolte oyunları devam edecektir” denildi.
Borç sarmalı
Borç sarmalının büyüdüğüne işaret edilen açıklamada şunlar kaydedildi: “Fındıküreticisinin insanca yaşaması için gerekli olan yaşamsal ve tarımsal girdilerin fiyatları sürekli ve 3-4 kat artarkenfındık fiyatlarındaki bir kat bile olmayan artışlar borç sarmalının büyümesine sebep olmaktadır. Fındık üreticisi bir kez daha vahşi piyasa içerisinde, şirketler karşısında kendi kaderine terk edilerek yoksulluktan açlığa itilmiştir. Bugün ekonomik parametreler daha da kötüye gitmektedir, döviz kurlarındaki aşırı artışlar, tarımsal girdi fiyatlarını da alabildiğince artırmakta ve arttıracaktır da. Bu süreç fındık üreticisini yoksulluk sınırını da aşarak açlığa mahkum olmaya zorlamaktadır.”
‘Alım FİSKOBİRLİK üzerinden yapılmalı’
Alımlar FİSKOBİRLİK üzerinden yapılması gerektiği belirtildi: “Pandemi sürecinde ve sonrasında tarımsal üretimde kullanılan kimyasallardan, mazota, işçi ücretlerine kadar girdilerde %100-400 artışlar olduğunu unutmamak gerekir. Gittikçe kronikleşen ekonomik kriz ve dövizdeki olası artışların bu fiyatları da arttıracağı aşikardır. İktidar fındık alım fiyatını açıklarken, fındık ticareti yapan şirketlerin kârlılığını arttırmak için değil, fındık üreticilerinin tarımsal üretimi sürdürebilme olanaklarını sağlamak üzere hesaplama yapmalı ve Cumhurbaşkanı fındık fiyatını buna göre açıklamalıdır. Fındık alımı TMO üzerinden değil, çiftçilere ait olan FİSKOBİRLİK üzerinden yapılmalıdır. Bunun içinde, mevcut antidemokratik yönetim yapısı ve işleyişi ortadan kalkmalı, demokratik, katılımcı bir kooperatifçilik yasası çıkartılarak FİSKOBİRLİK bir çiftçi kooperatifi hüviyetine kavuşmalıdır.”
‘1 kg fındığın fiyatı en az 85,00 TL olmalı’
Fındık referans fiyatları konusunda da şunlar kaydedildi: “Çiftçiler Sendikası olarak her hasat öncesi fındık referans fiyatlarını açıkladık. Referans fiyatın hesaplamasında dünyada yetişen diğer ürünlerin fiyatları nasıl hesaplanıyorsa aynı kriterleri esas aldık. Yani fındık maliyet fiyatı üzerine % 25 kâr payı ve onun da üzerine dört kişilik çekirdek ailenin yaşam standardını esas alan ve ekonomik göstergelerde alım gücünün daha da azaldığı noktasından hareketle asgari enflasyon oranında insanca yaşama payı ekleyerek fındık fiyatını hesapladık. Rekolte tahminlerini iklim koşulları ve külleme hastalığının verim kaybına etkilerini dikkate alarak ortalama maliyeti 43,45 TL olarak belirledik. Çıkan bu maliyet fiyatının üzerine % 25 kar payı ve % 74 insanca yaşama payını (asgari enflasyon oranı) eklediğimizde; 1 kg fındığın fiyatı en az 85,00 TL olmalıdır.
Çiftçi Sen olarak diyoruz ki:
Bir tarafta üreten çiftçilerin diğer tarafta ürettiklerimizi yok pahasına almaya çalışan şirketlerin varlığını çok iyi biliyoruz. Onun içindir ki AKP iktidarının Tarım ve Orman Bakanlığı TMO’si değil, sezon başında FİSKOBİRLİK devreye sokulmalıdır. FİSKOBİRLİK üretimden pazarlamaya kadar zincirin her halkasına sahip olacak şekilde ve fındık çiftçilerinin yönetimlerini demokratik olarak belirleyecekleri bir yapıya kavuşturulmalıdır. 2000 yılında sözde özgürleştirme yasası olarak çıkarılan 4572 sayılı kooperatif yasasının şirketler lehine olan hükümleri kaldırılmalıdır..
Var olan Ziraat Odaları, Birlikler vb. çiftçi örgütleri de demokratik yapılara kavuşturulmalıdır.
5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu şirketlerin kazancını artırmak için değil, fındık üreticilerinin zor günlerinde yardımcı olmak amacıyla yeniden düzenlenmelidir.
Lisansı depoculuk şirketlere havale edilerek şirketleri kazandırmaya yönelik değil, Kamu eliyle yapılmalı, fındık çiftçilerinin yararına olacak şekilde kurgulanmalıdır.
Fındık çiftçileri eksiksiz sosyal güvenceye kavuşturulmalıdır.
Mevsimlik işçiler için 2009 yılında hazırladığımız rapordan sonra ulaşım, barınma ve çocuk emeğinin kullanılmasında birtakım olumlu gelişmeler olsa da yeterli değildir. Hala hazırda mevsimlik tarım işçileri düşük ücretli ve sosyal güvencesiz çalışmaya devam etmektedirler. Pandemi süreci titizlikle takip edilip sürece uygun tedbirler alınmalı, mevsimlik işçilerin koşullarının iyileştirmeli, çocuk emeğinin kullanılması engellenmelidir.
BM Genel Kurulu’nda 17 Aralık 2018 yılında kabul edilen Köylü Hakları Deklerasyonu’na göre Çiftçilerin tatmin edici bir fiyat ve adil piyasaya erişim hakkı vardır. Bu çerçevede Hükümet; fındık alım fiyatını belirlerken, çiftçilerin sendikalarıyla, meslek odası ve kooperatif örgütleriyle görüşme masasına oturmalı ve fındık alım fiyatlarını birlikte belirlemelidirler.
Fındık fiyatlarını baskılama gayretinde olan yerli ve yabancı tarım ve gıda şirketleri karşısında tüm fındık çiftçilerini örgütlü mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Yoksulluk kaderimiz değil! Gelin Umudumuzu ve Mücadelemizi büyütelim.
Gıda Egemenliği Hemen Şimdi! Köylü Hakları Hemen Şimdi! Toprak, Onur, Yaşam! Yaşasın Çiftçi Sen!”