Enternasyonalist devrimci Çağlar Demiröz Gazi Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı. Gazi Cemevi’nde yapılan törende konuşma yapan HDP Milletvekili Musa Piroğlu, ‘O bir kavganın simgesi’ dedi
12 Temmuz günü tedavi gördüğü Atina’da yaşamını yitiren Çağlar Demiröz dün gece saatlerinde Türkiye’ye getirildi. Gazi Cemevi’ne getirilen Demiröz’ün naaşı öğle saatlerinde yapılan törenle Gazi Mezarlığı’na götürüldü. Devrimci Parti’nin çağrısıyla Gazi Cemevi’nde yapılan törene HDP, HDK, ESP, Devrimci Hareket, Anarşistler, Alınteri, Mücadele Birliği, SYKP, Partizan ve SMF temsilcileri ve üyeleri katıldı.
‘O bir kavganın simgesi’
Gazi Cemevi’nde yapılan törende konuşma yapan HDP Milletvekili Musa Piroğlu şunları söyledi: “Zor bir iş, koca bir kavgayı hayatına sığdıran, kısacık hayatını koca bir kavgaya adayan bir devrimciyi anmak, anlatmak, kaldırmak zor bir iş. Kavgayı adına yakışır şekilde yapmak zor iş. Çağlar’ı kaldırmak zor bir iş, çünkü Çağlar, Çağlar değil. O bir kent değil, O bir kişi değil, O bir kavganın simgesi, O bir teorinin yansıması, O bir bilincin hayata geçirilmesi. 13 yaşından 35 yaşına kesintisiz tüm hayatını ortaya koyan bir insanı uğurluyoruz! Olması gereken her yerde oldu. Sözü söz olsun diye kurmadı, hayata uyguladı. Devrimci budur. Kardeşim, yoldaşım Çağlar Demiröz ölümsüzdür! Çağlar onurumdur!”
Çağlar yoldaş…
Cemevi’nde yapılan törenin ardından Demiröz’ün naaşı yoldaşlarının omzunda sloganlarla Gazi Mezarlığı’na getirildi. Gazi Mezarlığı’na defnedilen Demiröz’ün mezarı başında konuşan Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, şöyle konuştu: “Çağlar yoldaş Dev-Lis ile başladığı mücadelesini, tutsaklığını, 11 Haziran direnişini, mütevazılığı ve dayanışmayı, örgütlü mücadele netliğini sığdırarak ölümsüzleşti. Çağlar yoldaş bize içimizi ısıtan dostluk, yoldaşlık bağının, zekanın, nezaketin ve iradeyle birleşiminin gücünü bırakarak ölümsüzleşti. Şimdi kendinden önce göğü fethe çıkan komünarların arasında katıldı.”
‘Bir yürek daha devrim için sonsuzlaştı’
Öneren’in konuşmasının ardından ADDKİ adına Semra Uzunok’un gönderdiği metin okundu:
Sandalyede ayakları yere değmeden kaldırdı yüzünü yıldızlar.
Önce düşenlerin ayak izinden yürüdü güneşe.
Şairler de yalan söylermiş
Hani “Yaş 35 yolun yarısı”ydı. Bir yürek daha devrim için atmayacak.
Bir gülüş asılı kaldı bayraklarda.
Bir ayak daha basmayacak özgür topraklara.
Bir çift göz görmeyecek yeni ismiyle doğan bebekleri.
Bir kulak daha duymayacak zafer şarkılarını.
Ama biz geri kalanlar elimizde bayraklar daha sık bağlayacağımız ayakkabılarımız ile çocuk cesetleri kıyılara vurmasın diye daha çok savaşacağız.Ve zafer şarkılarını siz yanı başımızda başnızdaymış daha yüksek sesle söyleyeceğiz.
İSTANBUL