Tutuklu gazeteci Mehmet Ali Ertaş’ın meslektaşına gönderdiği mektubu, cezaevi yönetimi “gazetecilik faaliyetlerine devam ettiği” gerekçesiyle “sakıncalı” bularak el koydu.
Diyarbakır’da 8 Haziran’da gözaltına alınan ve 16 Haziran’da tutuklanan 16 gazetecinin gönderdiği mektuplara cezaevi idaresi tarafından el konuluyor. Ömer Çelik’in gönderdiği mektubunun ardından Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş’ın gönderdiği mektup da “sakıncalı” bulunarak, alıcıya gönderilmedi.
Ertaş, Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sevk edilmeden önce tutuklu bulunduğu Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nden meslektaşı Eylem Akdağ’a Kürtçe kaleme aldığı bir mektup gönderdi. Cezaevinin Okuma Komisyonu, Türkçeye tercüme ettiği mektubu “sakıncalı” buldu. Mektup, bunun üzerine cezaevinin Disiplin Kurulu’na gönderildi. Kurul, mektuba el koyarak, alıcıya gönderilmemesini “haklı” buldu.
Gerekçe güvenlik
Kurul kararında, Ertaş’ın mektubunda “Kürt ve Kürtçeye (Kurmancî) sansür devreye girmiş durumda” ifadelerini kullandığı ve bu ifadelerin “gerçeklikten uzak ayrıştırıcı dil” olduğu iddia edildi. Kararda ayrıca Ertaş’ın gazetecilik faaliyetini devam ettirmeye çalıştığına işaret edilerek, “(…) Kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren, görevlileri hedef gösteren, terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgüleri mensuplarının örgütsel amaçlı olarak haberleşmelerine neden olan, kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri, tehdit ve hakareti içeren mektup, faks ve telgraflar hükümlüye verilmez. Hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez” denildi.
Kararda, iç hukuk ve uluslararası hukuk yolları tükenene kadar mektubun idarede muhafazasına karar verildi.