Elektriğe yapılan sürekli zamlarla halk şirketlerin soygununa mahkum edilirken, diğer yandan iktidar şirketlere desteğini sürdürüyor. Üretmedikleri enerji için Mayıs ayı için 43 santrale 285 milyon ödeme yapılıyor
Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ), 43 elektrik üretim santralına Mayıs ayı için yaklaşık 285 milyon lira ‘kapasite’ ödemesi yapacak. En yüksek ödeme 18 milyon 340 bin 819 lirayla doğalgazla üretim yapan İzmir Elektrik Üretim Ltd. Şti‘ne yapılırken, bunu yerli kömürle üretim yapan Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim AŞ, 15 milyon 10 bin 657 lira ile izliyor. Ödeme yapılacak diğer santrallar arasında; 19 kömür yakıtlı termik santral, 15 doğalgaz yakıtlı elektrik santralı ve 10 hidroelektrik santralı bulunuyor. Muğla Milas‘ta İkizköylülerinin Akbelen Ormanı‘nı kömür madenine vermemek için mücadele yürütürken, Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş’ye üretmediği enerji için 5 milyon 617 bin 919 lira para verilecek. Ödeme yapılan santraller içinde Yatağan ve Soma-B gibi kömürlü santraller de yer alıyor.
Kapasite mekanizması soygunu
Enerji santrallerine kapasite mekanizması adı altında 4 yılı aşkın süredir ‘Piyasa şartlarında ayakta kalmakta zorlandıkları’ iddiasıyla her ay 300-400 milyon lira ödeme yapılıyor. Bu mekanizma ödemesi santrallerin piyasalaşan üretimlerinden bağımsız olarak, kurulu kapasitelerinde boşta kalan yani piyasalaşamayan üretim gücü için ödeme yapılmasını düzenliyor. Kurulu güç (MW) başına yapılan bu desteklerden, ‘yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleme mekanizmasından’ (YEKDEM) yararlanan şirketlerin dışında kalan hidroelektrik santralleri ile yerli ve ithal kömür yakan termik santraller ile ithal yakıt kullanan doğalgaz çevrim santralleri yararlanıyor. Bu santrallere, piyasa şartlarında üretim yapamasalar bile aylık olarak 2021 yılında ortalama 200 milyon lira kapasite mekanizması adı altında ödeme yapılırken, 2022 yılı ile birlikte bu tutar ortalama 350 milyon lira civarında bir tutar ödeniyor. 2022 Nisan ayı için 45 santrale 324 milyon lira ödeme yapılmıştı.
Arz güvenliği yalanı
Piyasa şartlarına uygun maliyetten elektrik üretemediği veya ihtiyaç olmaması nedeniyle şirketlerin beklentisi altında kalan enerji alımları gerekçesiyle yılın büyük bölümünde çalışmayan ya da çalıştırılmayan santrallere verilen destek kamu geliri üzerinden yapılan anlaşmalara dayanılarak dolar bazında alım garantilerini de içeriyor. 100 bin MW’ı aşan enerji üretim kapasitesine rağmen 100 MW’ı aşan kapasitenin bazı pik dönemlerde bile ancak 1/3’ünün piyasalaştığı Türkiye’de, yapılan ödemlerin gerekçesini enerji arz güvenliğine bağlamaları bir yalan. Şirketlere Nisan’da 324 milyon lira ödenirken, Nisan ayında ortalama kullanılan enerji üretim kapasitesi 26 bin MW düzeyinde. Olası pik enerji çekimi Nisan’da bir kez ve anlık olarak 34 bin MW olarak yaşanırken, en düşük kullanım ise 17 bin MW civarında kalmış. Bu rakamlar arz güvenliği ya da yedek güç olarak izah edilemeyecek düzeyde olması Zafer Havalimanı, Osmangazi ve Çanakkale Köprüleri gibi yapılara verilen garanti müşteri sayısının sıfır veya çok düşük olmasına benzer bir durum enerjide de ‘kapasite’ iddiasıyla gerçekleşiyor.
Enerji santrallerine kapasite mekanizması adı altında 4 yılı aşkın süredir ‘Piyasa şartlarında ayakta kalmakta zorlandıkları’ iddiasıyla her ay 200-300 milyon lira ödeme yapılırken, onbinlerce insanın faturayı ödeyemediği için elektriği kesilirken, Kürt coğrafyasında ise bu durum misliyle uygulanarak tarım yapılamaz, suya ulaşılamaz hale getirilerek uygulanıyor. Kapasite mekanizmasının uygulanma gerekçelerinden biri olan ‘şirketlerin ekonomik durumlarına yönelik destek olma’ maddesi bu şirketlerin özelleştirme veya yatırım süreçlerinde bankalardan aldıkları borçların ödenmesini de içerdiği mekanizma gerekçelerinde yer alıyor olması soygunun boyutunu göstermektedir.
EKOLOJİ SERVİSİ