Yurttaşlar asgari ücrete yapılan zammın, temel tüketim ürünlerine yapılan zam karşısında yetersiz olduğunu vurgulayarak çözümün iktidar değişiminde olduğunu ifade etti
Zam, işsizlik ve enflasyon halkın hayatını çıkmaza sürüklüyor. Temel tüketim ürünleri başta olmak üzere her şeye gün gün zam geliyor. 5 bin 500 TL olarak açıklanan yeni asgari ücret, zamlar karşısında hızla eriyor. İstanbul’da mikrofonumuza konuşan yurttaşlar, asgari ücrete yapılan zam oranının hayat pahalılığına çare olmadığını belirterek, iktidarın değişmesi gerektiğini dile getirdi.
Asgari ücretin yetmediğine dikkati çeken yurttaşlardan Eşref Atsız, hayatı pahalı kılan iktidarın değişmesini isteyerek, “Kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar” dedi. 3 bin TL ev kirası verdiğini vurgulayan Atsız, “Ondan bundan borç edip zor geçiniyorum. Asgari ücretin en az 10 bin olması lazım. 10 bin TL yetmese bile idare eder, geçiniriz en azından” diye konuştu.
İhtiyaç sahiplerine maaşlarını versin
Alım gücüne çare bulunmasını isteyen Gökmen Altuntaş da asgari ücret artışının ardından A’dan Z’ye her şeye zam yapıldığını ifade etti. Şimdiden kış aylarını düşünmeye başladığını dile getiren Altuntaş, “Yaz dönemi insanları belki kurtaracak. Ama kasımdan sonra doğalgaz, elektrik, ısınma… Sosyal devlet böyle olmamalı. Sosyal devlet bence halkını düşünmeli. Milletvekilleri maaşlarından feragat etsin. Bir ay maaş almasınlar, öğrencilere, ihtiyaç sahiplerine versinler. Ama gerçek ihtiyaç sahiplerine. Kendi yandaşlarına değil” diye belirtti.
AKP Milletvekili Zülfü Demirbağ’ın aldığı maaştan dert yakındığını hatırlatan Altuntaş, “‘Ben şoförümden, danışmanımdan borç alıyorum’ diyor. 5 bin 500 alan insana sen bunu söylüyorsan biraz ar ve namus olmalı. Biraz utanmak lazım” dedi.
Kapitalist düzen
“Biz üretmiyoruz. Üretmeyen toplumlar başkalarının boyunduruğu altına girmeye ve kapitalist düzende ezilmeye mahkumdur” diyen Altuntaş, toprağa dönülmesi gerektiğini ve bir toprak reformuna ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Altuntaş, “Gerekirse mazotu, buğdayı 1 TL’ye vereceğiz. Bizim çiftçilere ürettirmemiz lazım” diye konuştu.
Geçinemediğini vurgulayan Nuray Şeker de şunları ifade etti: “Asgari ücret neye yetecek. Kiralar olmuş 5 bin zaten. Nasıl olacak böyle bilmiyorum. Hiçbir şey değişmiyor. Her şeye zam. Her şeyin fiyatının düşmesini istiyoruz. Öyle olursa belki biraz geçinebiliriz. Sorumlular ülkeyi idare eden kişiler. Köylere gitsek hesap yapıyoruz, markete gitsek hesap yapıyoruz. Her şey zor.”
Doğru ve bilimsel bir yönetimin insanlara rahat bir yaşam verebileceğini söyleyen Gönen Bulanık, ekonomik sorunlara çözüm olarak ülkenin ihtiyaçlarını karşılayabilin bir yönetimin oluşmasında olduğunu belirtti. Emeklilerin geçim sıkıntısını anlatan Bulanık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Asgari ücret bizim alamadığımız bir hayal noktasına geldi. Bu da emekliler açısından son derece bıktırıcı ve ‘Niye yaşıyorsunuz?’ sorusu gibi geliyor. Emekli aylıkları da asgari ücret düzeyi kadar olsun.”
Asgari ücrete zam
Alığı ücretle yaşam standartlarını karşılaştıran Fatma Kaçahan da derdini şu sözlerle özetledi: “Peynirin kilosu olmuş 100 TL. 2 kere kahvaltıya otursan anca yersin. Eskiden 20-50 TL’ye alabiliyorduk peyniri. Şimdi 50 TL’ye peynir yok. Deterjan olmuş 100 TL. Patates olmuş 17 TL. Asgari ücretin yükselmesi insanları rahatlatmaz. Gıda fiyatlarının düşmesi lazım ki aldığımız ücret yetebilsin.”
Ay sonu gelmiyor
Zamlara tepki gösteren Kaçahan, sözlerini şöyle tamamladı: “Çocukta okutuyorum, ayın sonunu getiremiyorum. Aldığım parayla geçinemiyorum. Kendimce dışarıya gidiyorum, iş bulmaya çalışıyorum. Geçinme şansın yok ki. Kredi kartına yükleniyorsun. Karta borçlanıyorsun. Her ay aynı para. Şurada bir döner ekmek yemek istedik 79 TL ve yemeden gidiyoruz. Biri gider biri gelir. Mantık değişmezse yine aynı olur. ‘Siz yemeyin, ben yiyeyim’ söylemiyle bu iş olmaz. Ali gitsin Veli gelsin ne değişir.”
İki işte çalışıyorum
Nüfusun neredeyse yüzde 80’inin asgari ücretle yaşadığını savunan 4 çocuk babası Mustafa Kamiloğlu, geçinebilmek için iki işte çalıştığını söyledi. Eğitim harcamasına aylık 5 bin TL ödeme yaptığını sözlerine ekleyen Kamiloğlu, “Daha yeni LGS kitapları aldık. En ucuz kitap 80-100 TL civarında. Bu sene sadece eğitim harcaması olarak aylık 5 bin TL eğitim harcaması yapmak zorunda kaldım” diye konuştu.
Sorumlu ülkeyi yöneten
İnsanca yaşam, sağlık ve eğitim hakkı için iyi bir ücretin sağlanmasını Kamiloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “KHK ile ihraç edilen insanların yüzde 93’ü yüksek okul mezunu. Demek ki bu ülkede okuyan insanlar istenmiyor. Dolayısıyla asgari ücreti düşük tutacaksın ki bu insanlar eğitim masrafı yapamayacak ve okuyamazsın, sıradan işlerde çalışsın, sosyal yardımlarla ayakta kalsın. Asgari ücretin böyle olması, insanların özgürlüğünün elinden alınması demek aslında. Bunun sorumlusu ülkeyi yönetenler. Eskiden alt, orta ve üst gelir vardı. Şimdi sadece alt ve üst gelir var. Yüzde 80 asgari ücretli. Şu anda İstanbul’da en uygun kira 3 bin TL. Şimdi siz asgari ücreti 10 bin TL yapsanız ne olur.”
KHK’li olduğunu vurgulayan Kamiloğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Sistem her dönem kendine belli bir düşman ilan ediyor. Şu andaki düşman KHK’liler. Ama bir öncekiler Kürtlerdi diyelim, bir öncekiler Alevilerdi. Dolayısıyla bu tarz insanların bir araya gelip demokratik bir sistem ortaya çıkarmalarını arzu ediyorum. Sorunları yaratanlar tarafından düzeleceğini düşünmüyorum. Eğer çözülseydi bu döneme kadar çözülürdü.”