Menteşe Bayır ve Yatağan’ın Deştin coğrafyasına yapılmak istenen çimento fabrikasına tepkiler artarken, fabrika çalışmaları sürüyor. Lastik dahil her türlü zehri yakan bu fabrika bölgede yaşamı bitirecek nitelikte
Muğla’nın Menteşe ilçesine bağlı Bayır Mahallesi ile Yatağan’ın Deştin Mahallesi arasında 7 bin 71 dekar alanda kurulması planlanan ve çalışmalarına başlandığı öğrenilen Çimento Fabrikası’na karşı eylemler sürüyor. Çimento Fabrikasına karşı olan yurttaşlar, Konakaltı Kültür Merkezi’nde yapılan Menteşe Belediyesi Meclisini bastı. Meclis kapısında yurttaşları engellemek için güvenlik ve zabıta ekipleriyle önlem alındı. Menteşe Belediyesi’ne tepki gösteren yurttaşlar, güvenlik güçlerini aşarak meclis toplantısına girdi. Toplantının yapıldığı salona girdiklerinde belediye meclis toplantısının bitmiş olduğunu gören yurttaşlar açıklama yaparak tepkilerini dile getirdi.
Toplantı apar topar bitirtildi!
Yurttaşlar adına açıklama yapan Mehmet Uyan, “Çevresine, doğasına sahip çıkmak için yıllarca mücadele eden Muğlalılar olarak, CHP Genel Başkan Yardımcısı tarafından Çimento Fabrikasına yönelik Menteşe Belediyesi tarafından verilen ruhsatın iptaliyle ilgili meclis toplantısına katılıp bu talebimizi bir kez daha dile getirmek için buraya geldik. Ancak içeri girmemizde zorluk çıkarıldı. Daha sonra salona geldiğimizde de toplantının apar topar bitirildiğini gördük. Bizim 6 aydır açıklamalarımız belli. Bilim ve hukuk doğrultusunda hareket ediyoruz. Menteşe Belediyesi inceleme yaptığını söylüyor ama biz ÇED raporunun kapağının bile açıldığını düşünmüyoruz. Ruhsatın verilmesine karşı çıkmaya devam edeceğiz. Mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
‘O fabrikayı yaptırmayacağız’
Menteşe Belediyesi’ne tepki gösteren yurttaş Haluk Özsoy ise, “Menteşe Belediyesi’nin bu takındığı tavır yanlıştır. Biz düşman değiliz. Siz eleştirdiklerinizi kendiniz yapıyorsunuz. Burası bir kamu alanıdır. Bizim de halk olarak bu kamu alanında bulunmaya hakkımız var. Herhalde belediye meclisi tarihinde bir ilktir. 5 dakikada tüm gündemi toparlayıp toplantı bitirilmiş. Bu yollarla kaçamayacaklar. Biz eylemlerimizi büyüterek sürdürmeye devam edeceğiz. Perşembe günü Menteşe Belediyesi önünde büyük bir eylemimiz olacak. Böyle siyasi oyunlarla bizden kaçamazsınız. Biz halkız. O fabrikayı oraya yaptırmayacağız” dedi.
Belediyeyi kınıyoruz!
Mustafa Tuncaelli adlı yurtttaş, biz verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz diyerek, “Ruhsat iptalinin çok önemli olduğunu ifade ettik. Bizlere sözler verildi. Biz, bu verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Ruhsatı iptal edeceklerini söylediler. Amasız fakatsız bu işi çözeceklerini söylediler. Biz Menteşe Belediyesi’nden Muğla halkının yanında yer almasını istiyoruz. Çimento Fabrikasının durdurulması için yapı ruhsatının iptalini istiyoruz. Bugün buraya gelişimizin amacı beklentimizi dile getirmekti. Herhangi bir taşkınlık yapmaya niyetimiz yoktu. Kötü bir şekilde kapıda karşıladık. Bu çirkin bir davranıştı. Menteşe Belediyesi’ni bu davranışlarından dolayı kınıyoruz” diye konuştu.
Toraks Derneği Deştin raporu!
Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu, Muğla’da yapılmak istenen çimento fabrikası ve hammadde tesisine ilişkin “Muğla Bayır/Deştin’de Kurulmak İstenen Entegre Çimento Fabrikası ve Hammadde Ocaklarının Çevre ve İnsan Sağlığına Etkileri” başlıklı yayınladığı raporda, çimento fabrikaları hem hammadde ocakları, kırma ve öğütme tesisleriyle, hem fosil yakıt kullanarak yapılan çimento üretim teknikleriyle havayı, suyu, toprağı kirleten en önemli kirletici tesislerden birisi olduğu belirtildi. Raporda, “Deştin ile Bayır Mahallesi ortak sınırında olan Tekağaç sırtı mevkiinde, 7 bin 751 dönümlük alana Entegre Çimento Fabrikası kurulmak isteniyor” diye hatırlatıldı.
Ağır metaller açığa çıkıyor
Raporda, “Muğla Çimento San. ve Tic. A.Ş tarafından, tamamen orman alanı içinde, 13 adet kil ve kalker ocağı, bir beton santralı ve çimento fabrikası ile Bayır Ovası sulama sahasını, Kazan Göleti yağış havzasını ve yağışlı dönemlerde buraları besleyen sulu ve kuru dereleri, Bayır barajını, nitelikli tarım alanlarını, zeytinlikleri, arıcılık dahil bütün tarım ve hayvancılık faaliyetlerini ve o yörede yaşayan tüm canlıları olumsuz etkileyecek, hastalıklara ve dönüşü olmayan sonuçlara yol açacaktır” denildi. Çimento tozunda arsenik, kurşun, krom, kobalt, bakır, nikel, kalay, çinko, civa gibi metallerin bulunduğuna dikkat çekilen raporda, çimento üretiminde fosil yakıt yakmanın yanı sıra yakıt maliyetini düşürmek amacıyla alternatif yakıt olarak kullanılan sanayi atıklarının yakılması atmosfere daha çok ağır metaller, dioksin ve furan gibi zehirli gazların çevreye yayıldığı vurgulandı.
Çimento ‘Yeşil’ ekonomiymiş!
Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği (TürkÇimento)tarafından üretilen çimentonun büyük çoğunluğunun ihraç edildiği kendileri tarafından vurgulanırken dünyanın en kirli sektörüne ‘Yeşil Ekonomi’ nitelemesini yakıştırıyorlar. TürkÇimento CEO’su Volkan Bozay, “Ömrünü tamamlamış lastiklerde 7000 kaloriye kadar çıkabiliyorsunuz. Ülkemizde de atıktan türetilmiş yakıtın yüzde 50 civarında kullanılabileceğini düşünüyoruz. Şu anda bu oran yüzde 8’ler düzeyinde. Yani çok büyük bir potansiyel var” sözleriyle atık yakımın en az 6 kat arttırmayı hedeflediklerini söylemişti.
Tehlikeli atıklar yakılıyor
Yıllık 13,7 milyon ton her türden atık özellikle Avrupa’danTürkiye’ye taşınırken, atıkların çok büyük bölümü enerji üretmek amacıyla yakılıyor. Çimento fabrikaları, termik santraller, biyokütle tesisleri bu çöpleri yakarken, yaşamı dioksin ve furan gibi kanserojen atıklarla zehirliyorlar. AKP iktidarı en son 31.12 2020 yılında çıkarığı tebliğde atık ithalatı düzenlenirken, bu atıkların içinde her türden atığı bulmanız mümkün. Türkiye’ye gönderilen atıkların içinde yer alan plastik atıklar ise yabancı basının haberleştirmesiyle birlikte gündemimiz de ağırlıklı yer tutarken, araba lastikleri, kurşun-asitli akümülatörler, kurşundan imal edilen elektrik pilleri, bataryaları ve elektrik akümülatörlerinin döküntü ve hurdaları ile tehlikeli veya tehlikesiz olarak sınıflandırılan her türden atıkların ithalatı yapılırken bu atıklara uzun süredir çimento fabrikaları enerji maliyetlerini düşürmek adına yoğun ilgi gösteriyor.
Yaşam zehirleniyor
Türkiye’de kurulu bulunan organize sanayi bölgelerindeki atık tesislerinde biriken atıkların yüzde 90’ı yakma tesisleri ile çimento fabrikalarında yakılıyor. İster evsel, ister endüstriyel olsun çöpleri yakmanın çok tehlikeli, insan sağlığı, su temizliği, toprak ve hava kalitesi açısından telafisi mümkün olmayan sonuçları olacağını bilim adamları söylüyor. Yakma sonucu baca gazı emisyonları içinde DİOKSİN ve FURAN gibi atıklar ortaya çıkıyor. ‘Dioksinler ve furanlar’’ en toksik (zehirli) klorlu organik bileşikler olarak kabul edildikleri bilimsel araştırmalarda yer alıyor ve kalıcı organik kirletici sınıfı olarak tarif ediliyorlar. Aynı zamanda inatçı, kararlı yapıları nedeniyle doğada çok uzun süre boyunca kalıyorlar.