Van’da mültecileri taşıyan bir aracın taranması olayına ilişkin açıklanan raporda, kolluğun kusurlu ve sorumlu, valilik açıklamasının ise gerçeklerden uzak olduğu belirtilerek etkili ve tarafsız bir soruşturma yapılması gerektiği vurgulandı
Van’da mültecileri taşıyan minibüsün taranmasında kolluğun kusurlu, valilik açıklamasının ise gerçeklerden uzak olduğunu belirten STÖ’ler, soruşturmanın tarafsız ve etkin bir şekilde yürütülmesi gerektiğini belirtti.
Van’ın Saray ilçesine bağlı Karahisar Mahallesi’nden 3 Haziran’da askerler ve korucular tarafından mültecileri taşıyan aracın taranması sonucu 4 yaşındaki bir çocuk yaşamını yitirdi, 12 kişi de yaralandı. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), KESK Van Şubeler Platformu Çocuk Komisyonu, Serhat Göç Araştırmaları Derneği yöneticileri tarafından oluşturulan heyet, olay yerinde yaptığı incelemeden sonra hazırladığı raporu ÖHD Şubesi’nde basın toplantısı düzenleyerek kamuoyuna duyurdu.
Kolluk sorumlu ve kusurlu
Raporu okuyan ÖHD Van Şube Yöneticisi Mehtap İşik, Saray İlçesi Koçbaşı-Turan mahalleleri istikametinden Karahisar Mahallesi’nde görevli asker ve korucularca uzun namlulu silahlarla ateş açması üzerine araçta bulunan bir çocuk 3 göçmenin yaşamını yitirdiğini ve çok sayıda göçmenin de ağır yaralandığını belirtti. İşik, “Tanık anlatımları, olayın yaşandığı süreçte çekilen fotoğraf ve video kayıtlarından, olay sonrası heyet tarafından yerinde yapılan incelemelerden gerek bu rapora konu olay sebebiyle göçmen kaçakçılığı suçu işleyenler ve gerek yol kontrolünü köyün orta yerinde ve okul önünde yapan kolluğun, çeşitli milletlere mensup göçmenlerden birinin hayatını kaybetmesi ve çok sayıda göçmenin de yaralanmalarında sorumlu ve kusurlu oldukları anlaşılmıştır” dedi.
Valiliğin açıklaması gerçeklerden uzak
Van Valiliği’nin olaya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamanın gerçeklerden uzak olduğunu söyleyen İşik, “Olayda, araçta olan göçmenlerin akıbeti hakkında kolluk kuvvetleri heyetimizin bilgi edinmesini engellemiştir. Zira hastanede olan yaralı göçmenlerle görüşmelere izin verilmemiştir. Köy içerisinde bulunan ve olaya müdahale eden Jandarma Komutanlığı ile bu olay hakkında kendileriyle bilgi amaçlı görüşme talebimiz olumsuz cevaplamışlardır. Bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde olayda şüpheli sıfatıyla kolluk kuvvetlerinin bulunması sebebiyle adli soruşturmanın sağlıklı yürütülmesinde kuşku duyulmuştur” diye konuştu.
Raporun sonuç ve istem bölümünde ise şunlara yer verildi:
“*Saray Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 3 Haziran’da meydana gelen olaya ait maddi gerçeğin ortaya çıkması için olayı bütün yönleri ile araştırılması ve adil bir yargılama yapılabilmesi için soruşturmanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 2’nci maddesinde düzenlenen ‘yaşam hakkı’ ışığında ‘olası kast ile öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs ve kasten yaralama suçu’ temelinde etkin, eksiksiz, süratli ve düzenli bir şekilde yürütülmelidir.
*Olayla ilgili soruşturma, bağımsız ve tarafsız bir soruşturmanın gereği olarak bizzat savcılık eliyle yerine getirilmelidir. İş bu nedenle olayda yer alan kolluk kuvvetlerinin bulunduğu karakolların soruşturmayı yapan kolluk olarak dâhil edilmemesi gerekmektedir.
*Van ilindeki arama, kontrol noktaları sığınmacıların sığınma başvurusunda bulunabilecekleri noktalar haline getirilmeli, sığınmacılar sınır dışı edilme korkusu yaşamadan uluslararası koruma imkânlarından yararlanma olanaklarına kavuşmalıdır.
*Olayda yer alan mağdur göçmenlerin temel insani ihtiyaçlarının karşılanması ve ölüm riski olan ülkelerine iade edilmemeleri gerekmektedir.
*Sağlık durumlarından haberdar olunmasının engellendiği yaralı göçmenlerle insan hakları heyetlerinin görüşmesine izin verilmeli ve kamuoyuna yaralı göçmenlerin sağlık durumları ve haklarında yapılacak işlemlere ilişkin yetkililer tarafından bilgilendirme yapılmalıdır.”
Kaynak: MA