Henüz 24 yaşındayken işkenceye alındı ve tutuklandı. Yaşamından 30 yılı çalındı. Romatizma, kalp, astım, bronşit gibi birçok hastalık ortaya çıktı. İzzettin Sevilgen 15 Haziran’da tahliye olacaktı ancak tahliyesi yakıldı: Eşi Hüsna Sevilgen “Telefon ile konuşurken sesi çok kötüydü” dedi.
Eruh ilçesinde 30 yıl önce 40 günlük işkence sonrası tutuklanan İzzettin Sevilgen adlı tutuklu tahliye olmayı beklerken, “iyi halli olmamaktan” tahliyesinin ertelendiği haberini aldı. Sevilgen ailesine “Beni burada öldürecekler” diyerek, duyarlılık çağrısında bulundu.
MA’dan Fethi Balaman’ın haberine göre Siirt’in Eruh ilçesinde 15 Haziran 1992 tarihinde tutuklanan ve dönemin Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde (DGM) yargılanarak, müebbet hapis cezasına çarptırılan İzzetin Sevilgen’in (54) tahliyesi, “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” nedeniyle ertelendi. 30 yıldır tutuklu olan Sevilgen, tutulduğu Giresun E Tipi Kapalı Cezaevi’nden 15 Haziran’da tahliye olmayı beklerken, infazının yakıldığını öğrendi. Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu tarafından çeşitli tarihlerde verilen disiplin cezaları gerekçe gösterilerek tahliye edilmeyen Sevilgen, 1 Temmuz’da ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde tahliye edileceği gün infazının yakıldığı haberinin kendisine verildiğini aktardı.
40 günlük işkence
Hüsna Sevilgen, telefonla görüştüğü eşinin 30 yıldır zulmün devam ettiğini belirttiğini dile getirerek, “Gözaltına alındığı gün işkenceden geçirildi. Aralıksız işkence ettiler. Bu esnada onu görmemize izin vermediler. Ben ve 2 buçuk yaşındaki kızım 40 gün boyunca emniyet önünde onu bekledik. Bir kere olsun göstermediler. Ancak işkence sesleri bize kadar geliyordu. O günler dün gibi aklımda” diye belirtti. Günlerce süren işkencenin ardından eşinin tutuklanarak, Siirt Cezaevi’ne gönderildiğini söyleyen Sevilgen, “Burada bir süre kaldıktan sonra Diyarbakır’a sevk ettiler. Daha sonra sırasıyla Amasya, İzmir, Şırnak, Batman, Van, Erzurum ve son olarak Giresun Cezaevi’ne gönderdiler. 7 yıldır bu cezaevinde kalıyor. Bu süre zarfından sürekli hak ihlallerine maruz kaldı” ifadelerini kullandı.
‘Mutluluk kursağımızda kaldı’
Bu süreçte eşinin cezaevi koşullarından kaynaklı birçok hastalığa yakalandığını belirten Hüsna Sevilgen şunları söyledi: “Şuan romatizma ve kalp hastası. Kalbinde ritim bozukluğu, gözlerinde görme sorunu var. Ayrıca astım ve bronşit hastası. Cezaevine girdiğinde gencecikti şimdi çok sayıda hastalığı var. Bu hastalıkların hepsi cezaevi koşullarından kaynaklı oluştu. 30 yıllık tutukluluğunda görmediği zulüm kalmadı. Tam cezaevinden çıkacakken bu zulüm başka bir aşamaya geçti. Cezaevinden çıkacağı gün, infazının yakıldığına dair bilgiyi kendisine verdiler. İnfazını yaktıkları için 3 ay daha cezaevinde tutulacak. Bu zulüm 3 aya daha sürecek. 30 yıl sonra çıkacak diye yaptığımız hazırlık ve mutluluk kursağımızda kaldı. Umarım daha da uzatmazlar.”
Eşinin kendisini aradığında tedirgin olduğunu ifade eden Hüsna Sevilgen, “Tek kişilik hücrede kaldığını ve tüm haklarından mahrum bırakıldığını aktardı bize. Cezaevi yönetiminin onu öldürmeden tahliye etmek istemediğini söyledi. Acil bir şekilde konuya el atılması çağrısında bulundu. Telefon ile konuşurken sesi çok kötüydü” diye ekledi.
Kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunan Sevilgen, 30 yıldır baskı ve zulüm ile karşı karşıya kalan eşinin derhal serbest bırakılmasını istedi.
SİİRT