Dedeoğulları ailesine ilişkin gerçekleştirilen saldırı davasında sanık avukatları, faillerden iki kişinin suçu üstlenmesini istediklerini kabul etti. Av. Karabulut: ‘Müvekkillerim olayın ırkçı saldırı olduğunu söyledi ama adli makamlar bunu araştırmak yerine ‘Olay ırkçı saldırı değildir’ diye açıklama yaptılar. Göreviniz bu mu?’
Konya’nın Meram ilçesinde Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin 30 Temmuz 2021’de katledilmeden önce 12 Mayıs’ta Keleş ve Çalık ailesi üyeleri tarafından ırkçı saldırıya maruz kalmasına dair açılan davanın 4’üncü duruşması görüldü.
Duruşma 1 Temmuz 2022 Cuma günü Konya 8’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Aileden sağ kalan Çetin Dedeoğulları ile aile yakınlarının katıldığı duruşmayı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Konya il ve ilçe yöneticileri, Türkiye Komünist Partisi (TKP) Konya il yöneticileri ile çok sayıda kişi izledi. Dosya kapsamında tutuklu yargılanan Ali Keleş (Veli oğlu) ile Lütfi Keleş, tutuklu bulundukları cezaevinden duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Bir kısım sanıkların hazır bulunduğu duruşmaya, bazı sanıklar da katılmadı.
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada mahkeme başkanı, dosyaya eklenen evrakları okudu. Mahkeme olay yerine giden polis memuru Ali Tunahan Kılıç’ı dinledi. Olay yerine ihbar üzerine gittiklerini belirten Kılıç, “22.00 civarı ihbar geldi, tahmini 10-15 dakika sonra olay yerine gittik ancak biz gittiğimizde taraflar ayrılmıştı. Her iki tarafta ‘Karşı taraf saldırdı’ diye konuştu. Ambulans çağırarak yaralıların hastaneye sevk edilmesini istedik. Her iki tarafta da sopalar vardı. Sopaları aldık ama silah veya delici alet yoktu” diye ifade verdi.
Sanık avukatlarından Cengiz Erkoyuncu, sanıklara “olayı üstlenin” dediklerini kabul etti. Erkoyuncu, “Dedeoğulları ailesinden çok sayıda yaralı vardı ama kimin yaptığı belli değildi. Bu yüzden müvekkillerimize ‘Suçu kim işlediyse üstlensin’ dedik” diye konuştu.
Polisin dinlenmesi talep edildi
Kılıç’a soru yönelten savcı, “Olay anında İhlas Boztaş diye biriyle konuşmuşsunuz, kim bu” dedi. Kılıç, Boztaş’ın polis olduğunu belirtmesinin ardından savcı Boztaş’ın tanık olarak dinlenilmesini talep etti. Savcı, tanık dinlenme gerekçesini “Mustafa Aras’ın 12.05.2021 itibariyle Günay Yüksel tarafından arandığı akıbetinde bu celsede dinlenen tanık ile İhlas Boztaş’ın sık sık görüşme yaptığı göz önüne alınarak Boztaş’ın tanık olarak dinlenilmesini talep ediyoruz” olarak sundu.
Av. Karabulut: Saldırı ırkçı saiklerle işlendi
Dedeoğulları ailesinin avukatı Abdurrahman Karabulut ise, sanıkların telefon konuşmaları ve yazışmalarıyla saldırının ırkçı saiklerle işlendiğinin kanıtlandığını belirtti. Karabulut, “Savcı açıkça sanıklara olayı üstlenin demiş bu yüzden Savcı Mustafa Ali Öğütçü’nün tanık olarak dinlenilmesini talep ediyoruz” diye konuştu. Av. Karabulut, ailenin saldırının ardından olayın ırkçı olduğuna ilişkin ifadeler ve basına demeç verdiğini hatırlattı. Karabulut, “Müvekkillerim olayın ırkçı saldırı olduğunu söyledi ama adli makamlar ve yöneticiler bunu araştırmak yerine ‘Olay ırkçı saldırı değildir’ diye açıklama yaptılar. Sizin göreviniz bu mu, yoksa olayı araştırmak mı” diye konuştu.
‘Önlemler alınsaydı aile yaşıyor olacaktı’
Saldırıdan sonra ailenin yetkililer tarafından dikkate alınmadığı ve koruma verilmediği için katliamın gerçekleştiğini kaydeden Av. Karabulut, “Saldırıdan sonra çok uyardık ama kimse dinlemedi. Önlemler alınsaydı aile yaşıyor olacaktı ve bu saldırının ırkçı bir saldırı olduğunu ifade edeceklerdi” dedi.
Tutuksuz sanıkların mahkemeye gelmediğini belirten Karabulut, “Sanki birileri tutuksuz sanıklara ‘Duruşmanın önemi yok gelmeyin, ceza almayacaksınız’ demiş gibi sanıkları sandalyelere oturtamıyoruz” diye konuştu.
Sanık avukatlarının savunması
Tutuklu sanıkların ardından konuşan sanık avukatı Kazım Turan, ırkçı bir saldırı olmadığını belirterek “İki aile arasında 11 yıldır olay yoktur, bu yüzden ırkçı bir saldırı değildir. Öldürme kastıyla dava açılmış ama öldürme kastı yoktur” savunmasında bulundu.
Sanık avukatı Mustafa Erman, dosyada bulunan ve Ali Keleş’in suçu üstlendiğini söyleyen konuşmaların dosyadan çıkarılmasını istedi. Erman, “Zehra Keleş, Ali Keleş üzerine ifadeden çekilme hakkı vardır. Bu yüzden aralarındaki konuşmalar kayıt edilemez veya saklanamaz. Söz konusu konuşmaların dosyadan çekilmesini istiyoruz” dedi.
Mustafa Erman, Lütfü Keleş’in silahı olduğu halde sopa kullandığına dikkati çekerek, “Müvekkilimin evinde silah var ama sopalar kullanılmış. Kullanılan aletler öldürmeye elverişli değildir bu yüzden öldürme kastı yoktur. Tahliyesini talep ediyoruz” dedi.
16 Eylül’e ertelendi
Avukat beyanlarının ardında 10 dakika ara veren mahkeme heyeti kararı açıkladı. Mahkeme, polis İhlas Boztaş’ın tanık olarak dinlenilmesine, iki dosyanın birleştirilmesi ve faillerin tutuklanmaları yönündeki talepleri reddetti. Mahkeme, tutuklu sanıkların tutuklu halinin devamına karar vererek duruşmayı 16 Eylül’e erteledi.
Sahiplenme çağrısı
Mahkeme kararının ardından adliye önünde açıklama yapan aile avukatı Abdurrahman Karabulut, kamuoyuna duruşmaya sahiplenme çağrısında bulundu. Karabulut, “Hem katliam dosyası hem saldırı dosyasında sanıkları bir türlü sanık kürsüsüne oturmuyor. Birileri dosyanın ciddi olmadığını ceza almayacaklarını söylemekte, sanıklar duruşmayı ciddiye almıyor. Adli kontrolle sanıklar ellerini kolunu sallayarak geziyor. Lütfü Keleş ‘üstlendik’ diyor ama diğer sanıklar tutuklanmıyor. Tutuklanma talebimiz reddedildi” ifadelerini kullandı.
Adalet için kamuoyu baskısının önemine vurgu yapan Av. Karabulut, “Burada 7 kişi öldürüldü. Herkese sesleniyorum, neredesiniz? Olay sıcakken geliyorlar, sonra yoklar. HDP dışında siyasetçi yok, sizin vicdanınız ne zaman köreldi? Adalet duruşma salonlarında işlemiyor. Etkin olmayan soruşturma ve kovuşturma sürecini yaşadık. Herkes bu davaya etkili bir şekilde sahiplenmeli” çağrısında bulundu.
Ne oldu?
12 Mayıs 2022’de “Biz ülkücüyüz, sizi burada yaşatmayacağız” diyerek Dedeoğulları ailesinin evini basan kişiler, aile bireylerini bıçak, taş ve sopalarla darp etmişti. Saldırı sonucu aile bireylerinden Metin Dedeoğulları beyin kanaması geçirmiş, diğer aile üyeleri ise ağır yaralanmıştı.
KONYA