Astenga Reş bölgesinde gözaltına alınan Behçet ve Birhat Engüdar kardeşler hala bırakılmadı. Kardeşlerin işkence gördükleri kaydedildi. Jandarma Komutanlığı’nda askerlerce darp edilen Av. Harika Günay Karataş ve Av. Fırat İke: ‘Kürtleri savunmasız bırakmak istiyorlar. Her alanda direnmeye devam edeceğiz’
Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Şîşemzîn, Xurekana Seyîda ve Xurekana Temo köyleri kırsalında bulunan Astenga Reş bölgesinde 26 Haziran günü askeri operasyon başlatıldı. Operasyon sırasında 13 köylü darp edilerek gözaltına alındı. Köylüleri görmek için İlçe Jandarma Komutanlığı’na giden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Hakkari Şube Eşbaşkanları Harika Günay Karataş ve Fırat İke, askerler tarafından darp edildi ve yerlerde sürüklenerek karakoldan çıkarıldı.
Operasyon sırasında gözaltına alınan 13 kişiden 11’i 27 Haziran akşam saatlerinde Yüksekova ilçe Jandarma Komutanlığı’nda ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Halen gözaltında tutulan Behçet ve Birhat Engüdar kardeşler ise ÖHD ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şube üyelerinin girişimleri sonucu dün bir kez daha darp raporu için Yüksekova Devlet Hastanesi’ne getirildi. 2 gündür gözaltında tutulan kardeşlerin işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları hastane raporlarına yansıdı.
Verilen raporlarla yurttaşlardan Behçet Engüdar’ın, “Sağ kol ön yüzde 2 cm’lik dermabrazyon (yara izi), sağ el bileği 0.5 cm’lik sıyrık, sol dirsek 3*2 dermoabrazyon. Sol el bilek 2 cm’lik sıyrık, sol el bilek 0.5 cm’lik dermoabrazyon. Sağ aksila çukurunda 2 cm’lik dermoabrazyon. Sol aksillada 1 cm’lik dermoabrazyon. Sol klavikula da yaklaşık 4,05 cm’lik ekimoz (cilt altındaki kılcal damarların hasarına bağlı olarak kanın cilt altına sızması dır.) Sol pektoral bölgede 2 aget minimal ekimoz. Sağ bacak ön yüzde 2-4 cm’lik dermoabrazyon. Sol bacak ön yüzde 2 cm’lik dermoabrazyon. Boyunda sol tarafta 4,05 cm’lik ekimoz mevcut” Birhat Engüdar’ın ise, “Sol el bileğinde 0.5 cm’lik sıyrık. Sağ tibia ön yüzde 0.5 cm’lik dermabrazyon. Sağ bacak yan yüz de 1’cm’lik sıyrık mevcut.” yara ve darp izlerinin görüldüğü belirtildi.
‘Nizamiyede eşbaşkanımız kaba dayağa maruz kaldı’
Karakolda darp edilen avukatlar, yaşananları Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.
ÖHD Şube Eşbaşkanı Harika Günay Karataş, darp edilmenin yanı sıra karakolda cinsiyetçi hakaretlere maruz kaldığını aktardı. Köylülerin gözaltına alınmasının ardından Fırat İke ile birlikte karakola gittiklerini belirten Karataş, burada köylülerin gözaltına alınmadığını sadece “bilgi verme” sıfatıyla orada bulunduklarını öğrendiklerini ifade etti. Karataş, bu durumun fiili gözaltı olduğuna işaret ederek, buna karşı çıktıkları sırada darp olayının başladığını ifade etti.
Harika Günay Karataş, “Gözaltına alınan bir yurttaşın darp edilmek suretiyle görüşme odasına getirildiğini gördük. Buna müdahale ettiğimizde aynı darp uygulaması tarafımıza da yapıldı. Darp edilerek dışarı çıkarıldıktan sonra nizamiyede de eşbaşkanımız kaba dayağa maruz kaldı. Ben kollarım ve bacaklarımdan tutularak, yerde sürüklenerek, darp edildim. Cinsiyetçi ve ağır hakaretlere maruz bırakıldık. Araçtan inmemiz engellendi. Zorla nizamiyeden çıkarıldık” sözleriyle yaşananları anlattı.
‘İşkence emri veren B.K. isimli komutan’
Yüksekova İlçe Jandarma Komutanının “işkenceci” olarak tanındığını söyleyen Karataş, “İşkence emri veren B.K. isimli komutan, geçtiğimiz yıl Ağustos ayında yine aynı şekilde tarafımıza ve başka bir meslektaşımıza bir işkence talimatı vermişti. Aynı süreçte Tiloran köyünde bulunan 7 çoban da jandarmalar tarafından işkence görmüştü” diye konuştu.
Kürt coğrafyasında yaşananların savaş politikalarından bağımsız olmadığına dikkati çeken Karataş, Adana’da siyasetçilerin gözaltına alınması ve Diyarbakır’da 16 özgür basın çalışanın tutuklanmasıyla son dönemdeki saldırılarının ayrı düşünülemeyeceğini dile getirdi. Karataş, “PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde 23 yıldır devam eden bir tecrit politikası var. Bu politikayı, özgürlük ve savunma mücadelesinde bulunan herkese karşı bir baskı aracı olarak kullanmaya çalışıyorlar” dedi. Günay, çatışmalarda asker kayıplarının artması üzerine TSK’nin sivil alanlara yöneldiğini ve bu durumun Van ve Hakkari bölgesinde halen sürdüğünü ifade etti.
Savunmaya yönelik saldırıların sistematik olduğunu vurgulayan Karataş, “Dün Onur haftasıydı ve onur yürüyüşü gerçekleştirilmek istenirken 400’e yakın kişi gözaltına alındı. Orada da avukat meslektaşlarımız darp edildiler ve işkenceye maruz bırakıldılar. Bu aslında bir devlet değil, çete ahlakının sonucudur. Bizler bu çete ahlakının uygulamalarına maruz bırakıldık. Avukatlar, savunmanın temsiliyetidir ve aslında halkın özgürlük mücadelesinin yanında onlara omuz veren kişilerdir. Bununla alakalı mücadele edenler mutlaka susturulmaya çalışılmaktadır” şeklinde konuştu.
Rapor alıp şikayetçi oldular
Karataş, asker işkencesinin hemen ardından İlçe Devlet Hastanesi’nde darp raporu aldıklarını ve askerler hakkında şikayetçi olduklarını aktardı. Karataş, şunları söyledi: “Bundan sonraki aşamalar savcılıkla birlikte yürütülecektir. Bizler yaşanan bütün hak ihlallerine karşı adliyelerde, sokaklarda ve meydanlarda olmaya devam edeceğiz. Çünkü savunma hiçbir zaman susmadı ve biat etmedi. Bundan sonra da halkımızla birlikte bu onurlu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Bizler onurlu mücadelenin birer ayağıyız. İşkencelerini 40 yıldır sürdürüyorlar. Ama bir sonuç alamadılar. Çünkü karşılarında direnen, haklı ve onurlu bir mücadele veren halk var.”
Fırat İke: Jandarma ve TEM’de yaşanan işkencelerin peşinde olacağız
ÖHD Şube Eşbaşkanı Fırat İke ise, Kürtlere yönelik uygulamaların yeni olmadığını söyledi. İke, “Nasıl ki siyasal alanda bir tasfiye varsa savunma alanında da bir tasfiye yoluna gidildi. Bizleri tasfiye ederek, Kürt halkını savunmasız bırakmak istiyorlar. Bu uygulamalara karşı her zaman ve her alanda direnmeye devam edeceğiz. Darp, şiddet ve kaba dayakla bu halkı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Jandarma ve TEM’de yaşanan işkencelerin peşinde olacak ve her hak ihlali yaşayan yurttaşın ifadesine girmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
ÖHD İstanbul Şubesi: Avukatlık mesleğine ve özgürlükçü hukukçuluk pratiğine saldırıdır
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi de darp edilen üyeleri için yazılı açıklama yayınladı. İktidarın ve yandaşlarının Kürtlere yönelik düşmanlığı bir “rant” aracı olarak gördüğüne dikkat çeken açıklamada, iktidarın uyguladığı bu politika yüzünden polis ve jandarmaların, her türlü suçun işlenmesine zemin hazırladığına işaret edildi.
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Bu durumun en son örneğine Yüksekova ilçesinde şahit olduk. 26 Haziran 2022 tarihinde Yüksekova ilçesinde sivillerin yaşam alanına operasyon hazırlığı içerisine giren askerlerin ilçeye bağlı köylerde yaşları 8 ila 45 yaş arasında değişen kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu 20 yurttaşımıza karşı fiili gözaltı yapılarak askeri hareketliğin olduğu kırsal alana götürülmüşlerdir. Arazi dönüşünde 13 yurttaşımız hakkında gözaltı işlemi yapılarak Yüksekova İlçe Jandarma Karakoluna götürülmüşlerdir. Derneğimizin Hakkâri Şubesi’nce bu durumun haber alınması üzerine üyelerimiz ve Hakkâri Şube Eş başkanlarımız Harika Karataş ile Fırat İke gözaltı takibi yapmak maksatlı saat 21:30’da İlçe Jandarma Karakolu’na gittikleri esnada görevli personellerin yurttaşlara işkence ve kötü muamele uyguladıklarına şahit olmaları üzerine işkenceyi önlemek isterken kolluğun kötü muamelesine maruz kalmışlardır. Üyelerimizin işkence ve kötü muamele ile görevlerini yapmalarının engellenmesinin neticesinde bedenlerinde hekim tedavisine ihtiyaç duyulacak neticede yaralanmalar oluşmuştur. Üyelerimizin maruz kaldığı kötü muamelenin kolluk binası içerisinde ve gözaltı takibi yapıldığı esnada gerçekleştirilmesinden ötürü bu saldırılar avukatlık mesleğine ve özgürlükçü hukukçuluk pratiğine yapılmıştır.
Bizler hiçbir vahşete, barbarlığa karşı boyun eğmedik, hiçbir koşulda özgürlükçü hukukçu pratiğinden vazgeçmedik. Siyasal iktidar ve yandaşlarının kullandıkları nefret dili ve uyguladıkları politikalarının karşısında da boyun eğmeyeceğiz. Her koşulda ezilen bütün kesimlerin yanında durmaya devam edeceğiz. Hukuk devleti ilkesi ve hak arama özgürlüğünün teminatı olan avukatlık mesleğine ve özgürlükçü hukukçu pratiğine yapılmış olan saldırı kabul edilemez. Yaşatılan bu saldırıya karşı bütün demokratik kitle örgütleri ve kişilerce tepki gösterilmesi gerekmektedir. Söz konusu olayı şiddetle kınıyoruz ve haklarında gerekli adli ve idari soruşturmaların başlatılması için hukuki bütün girişimlerde bulunacağımızı ve yürütülecek bütün süreçlerin takipçisi olacağımızı ifade eder, başta saldırıya uğrayan avukatlarımız olmak üzere tüm meslektaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.”
HAKKARİ