Armağan Barışgül*
Halkların Demokratik Partisi’nin 5. Olağan Kongresi, 3 Temmuz 2022 Pazar günü Ankara’da tarihi bir dönemeçte yapılacak. Aylardan beri süren il, bölge ve büyük konferanslar Büyük Kongre’yle taçlanacaktır. Bir yanda ülkenin içine sokulduğu çok ağır ekonomik, toplumsal ve politik kriz, diğer yanda ise HDP’ye karşı devam eden Kobane Kumpas Davası, baskı, gözaltı ve tutuklamalar. Bu ikisi birbirinden ayrı olgular değildir. Birincisi ikincisini doğurarak beslemektedir. Bu süreci tersine çevirmek halk yığınlarının/milyonların ellerindedir.
Halkların Demokratik Kongresi’nden beslenen Halkların Demokratik Partisi, bereketli topraklardan gelmektedir. Güçlü ırmaklarla beslenmektedir. Halklarımızın en büyük ortak kazanımıdır. Kürt halkının destansı direnişiyle, devrimcilerin mücadelesiyle yaratılan bu büyük şansın dünyada eşi benzeri çok azdır. Ülkenin demokratikleşmesi için çalışan, kafa yoran her insan, her parti ve yapı çok iyi düşünerek bu şansın elden kaçırılmaması için ivedilikle kararını vermelidir.
Trakya, bir halklar mozaiğidir, bir işçi yatağıdır. Bir zamanlar Türkiye’nin en verimli bölgesiyken bugün en kirli ikinci bölgesidir. Burada ekolojik mücadeleyi geliştirmek, halkların kardeşliğini örmek ve kapitalist sömürüye karşı işçi sınıfının mücadelesini yükseltmek birinci derecede önemlidir. 1.300’ü aşkın fabrikada 160 bin kadar işçi çalışmaktadır. İşçilerin büyük çoğunluğu asgari ücretle çalıştırılmaktadır. İş güvencesi olmadığı gibi eşit işe eşit ücret verilmemekte ve ayrıca kadın işçilere daha düşük ücret verilmektedir. Bugün genel olarak 15 milyon sigortalı işçinin sadece 2 milyonu sendikalıdır. Bu rakam işçi sınıfının örgütlülüğü, politik mücadelesi, demokratik kitle ve sınıf sendikacılığı için bir barometredir. Ortak çıkarlarından dolayı işçiler kardeştir. Yaşı, ırkı, cinsiyeti ve düşüncesi ne olursa olsun hepsi birlikte sömürülmektedir. Kapitalizm, kapitalistler için bir cennet, işçiler ve emekçiler için ise bir cehennemdir. İşçilerin, emekçilerin ve ezilenlerin cenneti ise demokratik ve özgür toplumdur, savaşsız sömürüsüz bir dünyadır. Bu ise emek ile sermaye arasındaki temel çelişkinin çözülmesiyle mümkündür.
Zamlardan, işsizlikten, baskı ve şiddetten dolayı yaşam giderek zorlaşmaktadır. Gençlerimiz geleceğe güvenle bakamamakta, yaşlılar perişan ve emeklilerin çoğu çalışmaktadır. Kadın emeği daha çok sömürülmekte, aynı işe eşit ücret verilmemektedir. Kadın cinayetleri, ayırımcılık, cinsiyet eşitsizliği, uyuşturucu artarak emekçi ve yoksul halk kitlelerini teslim almaya çalışmaktadır. Kürt halkına karşı sürdürülen imha ve asimilasyon politikaları Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşundan beri gelen bir devlet politikasıdır. Demokratik bir anayasa yapılmadan, özgür, eşit ve demokratik bir yaşamın temel taşları döşenemez. Bu somut ve can alıcı noktalardan yola devam ederek umudumuzu daha da büyüteceğiz, bölgemizi renklendireceğiz, kirliliğe son vermek için inatla çalışacağız. Bunda hiç kimsenin en ufak bir kuşkusu olmamalıdır.
Nasıl ki ayçiçekleri güneşin akışına yüzünü çevirmekteyse bugün bütün halklar; Türkler, Kürtler, Araplar, Süryaniler, Rumlar, Lazlar, Ermeniler, Pomaklar, Romanlar ve diğerleri yüzünü HDP’ye çevirmiş bulunmaktadır. HDP, halkların umududur. Bunun içindir ki her gün daha da çoğalmakta ve büyümektedir. Bu gerçek düşmana korku veriyor. Para babaları, çeteler, faşistler insanlık dışı düzenlerinin yıkılacağını biliyor.
Bizler, demokratik bir yaşamı, Güneşli bir ülkeyi ve dünyayı mutlaka kuracağız. Onun için her parti yöneticisi ve çalışanı çok ağır bir sorumluluk altındadır ve partinin onuruna yakışır biçimde çalışmak zorundadır. Bu bilinci taşıyan hiçbir üye ve yönetici bu görevden kaçmamalıdır. Bu görev ne kadar zor ve ağırsa bir o kadar da bizlere onur ve gurur vermektedir. Üyelerimizin ve kadrolarımızın bilgi, yetkinlik ve çalışma düzeylerinin yükselmesi elzemdir. Bu çok can alıcı bir noktadır. Her bir dönemin ardından yapılan yeni kongreler için kadro sıkıntısının çekilmesi, yönetimlerin zayıflanması, çökmesi, gruplaşmaların ortaya çıkması, dönemler arasında kopukluğun yaşanması ve sürekliliğin sağlanamaması veya zayıf kalması buradan kaynaklanmaktadır. Üye ve yöneticilerimizde okuma alışkanlığının gelişmesi, parti tüzük ve programının içselleşmesi ve parti içi eğitimlerin tamamlanması ve karşılık bulması mücadelede çıtanın daha da yükselmesini sağlar. Parti çalışmaları bireysel davranmayı değil, kolektif davranmayı gerektirir. Hiç kuşkusuz bireyin rolü de önemlidir. Kolektif bir ruhla yapılan her çalışma verimli olur. Niceliğin değiştirici bir niteliğe yükselmesi mücadeleyi güçlendirir. Kadınların ve gençliğin katılımı mücadeleyi belirler ve kazandırır. Hepimizin önünde yapılması gereken çok iş var. Bunların bir kısmı kısa zamanda bir kısmı ise planlı programlı bir çalışmayla süreç içinde yapılacak işlerdir. Günübirlik işleri/görevleri zamanında yapmak ilerde yapılması gerekenleri kolaylaştıracaktır.
Bizler ülkenin dört bir yanından yola çıkarak Ankara’ya akarak şafak vaktinde kongre alanında buluşacağız. Bu yirmi dört saatte apayrı bir heyecanı yaşayacağız. Muazzam bir duyguyla geri dönerek yüksek bir moral ile yerellerde çalışmalarımıza devam edeceğiz. Partimizin 5. Büyük Kongresi’nin gücümüze güç katacağı inancıyla halklarımızın yolu açık olsun!
*HDP Tekirdağ/Çerkezköy İlçe Eşbaşkanı