Aysel Tuğluk ve Hasta Mahpuslara Özgürlük Platformu, İzmir’de Konak İskele Önü’nde, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla sergi düzenledi. Sergide yapılan açıklamada tutuklulara yaklaşımın 12 Eylül sürecini aratmadığı belirtildi
Aysel Tuğluk ve Hasta Mahpuslara Özgürlük Platformu Konak İskele Önü’nde hasta tutukluların fotoğrafları ve öykülerini içeren bir resim sergisi düzenledi. Sergiye hak örgütleri, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı. JINNEWS’te yer alan habere göre, sergide “Hasta mahpusların sesi, gözü, kulağıyız” yazılı pankart taşınırken, sık sık “İçerde dışarda hücreleri parçala”, “Aysel Tuğluk onurumuzdur”, “Bijî berxwedana zindanan” ve “Hasta tutsaklara özgürlük” sloganları atıldı. Sergide platform üyesi Hacay Yılmaz kısa bir konuşma da gerçekleştirildi.
İktidarlar hep aynı
Devletin tutukluları esir aldığını, onlara işkence ve ölümü reva gördüğünü belirten Yılmaz, ölümlerin sorumlusunun devlet olduğunu dile getirdi. Hasta tutukluların derhal serbest bırakılmasını ve tedavi edilmelerini dile getiren Yılmaz, “Bu ülkenin hapishanelere yaklaşımı böyle devam ediyor. 12 Eylül faşist cuntacıları, biz özgürlükler getireceğiz, diyorlardı. Bugün tutsaklara yaklaşım faşist cuntacıların yaklaşımını aratmıyor. Kürkçüler Cezaevi’nde onlarca tutsağa bir kap yemek veriliyor deniyor. Metris zindanından büyük açlık grevinden sonra cuntacılar da bir tabak yemek reva görmüştü. İki iktidar arasında değişen bir şey yok” dedi.
Kadın mücadelesi hedefte
Hasta tutuklu Aysel Tuğluk’un durumuna dikkat çeken Yılmaz, Tuğluk nezdinde Kürtlerin, Kürt kadınlarının ve kadın mücadelesini cezalandırmak istendiğini belirtti. Yılmaz, “HADEP’ten HDP’ye kadar Aysel Tuğluk’un mücadelesini cezalandırmak istiyorlar. Aysel Tuğluk yalnız değildir” ifadelerini kullandı.
Serbest bırakılmalılar
Yalnızca tutukluların değil yakınlarının da cezalandırılmak istendiğini ifade eden Yılmaz, “Abdülkadir Aksu’nun annesi kalp hastası ve defalarca hastaneye yatmış, bilinci gitmiş gelmiş. ‘Son arzum oğlumu görmek’ diyor. Oğlunu görmesi için en ufak bir yol açmıyorlar. Devlet hastaneleri ve ATK’nin rapor vermesi gerekiyor. Verdikleri rapor ölüm durumunda olan insana dahi cezaevinde kalabilir raporudur. Buradan sesleniyoruz cezaevlerinde ölmek üzere olan hasta mahpusların ölümlerinden sorumlu devlet olacaktır, çünkü bu insanlar devletin hapishanelerinde tutsaktır. Eğer devlet sorumluluk almak istemiyorsa bu insanların acil olarak serbest bırakılmasıdır” diye ifade etti.
‘Asmayalım da besleyelim mi’ anlayışı
12 Eylül darbe sürecinde darbeci Kenan Evren’in “asmayalım da besleyelim mi” sözünü hatırlatan Yılmaz, “Bugün de benzer şekilde devlet ‘biz bunları tedavi edelim de yaşasınlar mı’ şeklinde devam ediyor. Onların yalnız olmadığını her platformda söylemeye devam edeceğiz. Ölümlerden sorumlu Adalet Bakanlığı ve devlet olacaktır” diye konuştu.
Açıklamanın ardından ellerinde hasta tutukluların fotoğraflarını taşıyan yurttaşlar, hikâyelerini okudu. Sergi sloganlarla sona erdi.
İZMİR