Şakran Kadın Cezaevi’nde 38 tutuklunun bir yıla yakındır 11 kişilik koğuşta tutulduğunu belirten Ceylan Bozkurt: ‘Seslerini dışarıya duyurmaya çalıştıkları dilekçeleri ise cezaevi yönetimi tarafından engelleniyor’
Tecrit politikası cezaevlerinde, hak ihlallerinin artmasına neden oluyor. Daha önce de sık sık gündeme gelen İzmir Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde, tutuklulara yönelik baskı ve keyfi uygulamalar artarak devam ediyor. Pişmanlık dayatmalarıyla infazların yakıldığı cezaevinde, koğuşlarda kapasitenin üzerinde tutuklu tutuluyor. Bir yıla yakındır kapasitesi 11 kişilik olan koğuşta hala 38 tutuklu tutulurken, yemekler de 11 kişilik veriliyor.
MA’dan Delal Akyüz’ün haberine göre Şakran Cezaevi’nde 5 yıl 2 ay tutuklu kaldıktan sonra 2021 Temmuz ayında tahliye edilen Ceylan Bozkurt, 20 Haziran’da arkadaşı Mahsume Şendal ile cezaevinde gerçekleştirdiği açık görüşü anlattı.
Cezaevlerinde her yönüyle baskıların arttığını belirten Ceylan Bozkurt şunları söyledi: “Şakran’da 5 yıl kaldım ve bu süre zarfında sürekli baskılara maruz kaldım. Siyasi tutukluların tutulduğu koğuşların arasına adli tutukluları yerleştirmek istiyorlar. Cezaevi yönetimi her koğuşun arasına farklı suçlardan yargılanan tutukluları yerleştirmek istedi. Böylece tutukluların arasındaki iletişimi koparıp, tecridi derinleştirmek istediler. Bu durum kabul edilmeyince bu kez tutuklular bir koğuşa alındı. Şakran’da, A-5 koğuşunu 38 kişiyle doldurdular. Arkadaşların bu anlamda durumu iyi değil. Bir kişi için tasarlanmış odada 4 kişi kalıyor. 2-3 kişi ranzada kalıyorsa 1 kişi yerde kalıyor.”
Yemek sorunu
Kadın tutukluların bulunduğu koğuşun havasız ve hijyensiz olduğunu kaydeden Bozkurt, yaz aylarında bu durumun ise katlandığını dile getirdi. Var olan koşulları sağlık açısından “korkunç” olarak nitelendiren Bozkurt, “Tutuklular sürekli sıkışık durumda, kitap okuyamıyor, cezaevinde dinlenemiyor. Daha önce 14 kişi kaldığımızda, üç tane karavan getirilir ve yemekler o karavana doldurulurdu. Şu an 38 kişi bir koğuşta ve yine aynı karavana dolduruluyor. Yemeklerin kötü olması dışında az olması da söz konusu. Arkadaşlar, eksikleri kantinden alışveriş yaparak kapatmaya çalışıyor. Bu durum ekonomik olarak da maliyetli oluyor” dedi.
Telefonda aile dışında biriyle görüştüklerinde…
Şakran Cezaevi’nde basit gerekçelerle tutuklulara disiplin cezaları verildiğini dile getiren Ceylan Bozkurt, şöyle dedi: “Hastane ya da revire giderken sürekli yeni ve keyfi bir tutumla karşı karşıya kalıyorlar. Yaşanan bir tartışma disiplin cezası olarak dönüyor. Ya da telefonda aile dışında biriyle görüştüklerinde disiplin cezası verilebiliyor. Özellikle tahliyesi yakın olan tutuklulara bu yapılıyor. Bu cezalandırma sisteminin bir başka şekli” ifadelerini kullandı.
Mektup gönderme maliyeti
Görüşte arkadaşı Şendal’ın ekonomik olarak zorlandıklarını aktardığını belirten Bozkurt, bir mektup gönderme maliyetinin bile yüzde yüz artığına işaret etti. Bozkurt, “Tutuklular için mektup çok önemlidir. Ancak kimi zaman artan fiyatlardan dolayı mektup bile gönderilemiyor. Cezaevinde, yaşanan sorunların çözüme kavuşması için her hafta müdürle görüşürdük. Ancak şuan onu dahi yapamıyorlar. Çözüme dayalı bir görüşme olmuyor, sorunlar olduğu gibi kalıyor” diye belirtti.
Dilekçelere engel
Tutukluların, sivil toplum örgütleri, insan hakları derneği ve barolara sorunlara dair yazdığı dilekçelerin de engellendiğini aktaran Ceylan Bozkurt, “En son tutuklular, hukuki destek istedikleri İzmir Barosu’na mektup yazmışlar ancak cezaevi yönetimi bu dilekçeyi engellemiş” dedi. Adli tutuklulara tanınan görüntülü görüşme hakkından yararlanamayan siyasi tutukluların normal telefon haklarının da çoğu kez ellerinden alındığını belirten Bozkurt, şöyle devam etti: “10 dakikalık kısa bir görüşme bile sistem sorunundan kaynaklı engelleniyor. Diğer adli tutuklularda şöyle bir şey oluyor, yakınları açık görüşe gelmediğinde bu durum, telefon ya da kapalı görüşte telafi ediliyor. Ancak siyasi koğuşlarda böyle bir hak tanınmıyor. Eşit temelde bir yaklaşım söz konusu değildir. Siyasi koğuşlarda her anlamda farklı bir baskı söz konusu oluyor. Pilot bölge seçildiği için birçok uygulama Şakran Cezaevi’nde uygulandıktan sonra diğer cezaevlerinde uygulanıyor. Cezaevlerinde yaşanılanları kamuoyunun görmesine ihtiyaç var. En başta sivil toplum örgütleri, insan hakları savunucuları ve siyasi partiler, yaşananları duyurması lazım.”
İZMİR