Kürt gazetecilere baskılar, gözaltılar ve tutuklamalara tepki gösteren Diyarbakırlılar: ‘İstiyorlar ki Kürtler sussun. Ama Kürtler eskisi gibi değiller. Kürtler uyandı’
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 8 Haziran’da gözaltına alınan 20’si gazeteci 22 kişiden 16 gazeteci, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 16 Haziran’da çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Türkiye ve dünyada çok sayıda gazeteci cemiyeti ve örgütünün kınadığı tutuklamalara bir tepki de Diyarbakırlılardan geldi.
Gazetecilerin tutuklanmasını MA mikrofonuna değerlendiren Diyarbakır halkı, gazetecilerin tutuklanasına sessiz kalanlara da sıranın geleceğini belirterek, dayanışmanın büyütülmesini istedi.
Şehmus Başkan adlı yurttaş, gazetecilerin tutuklanmasını kınadığını ve gazetecilerin gerçekleri yazdıkları için tutuklandıklarını belirtti. Şehmus Başkan, “Gazeteciler gerçekleri yazdıkları için, devletin yaptıkları züllümü açığa çıkardıkları için tutuklanıyorlar. İstiyorlar ki Kürtler sussun. Ama Kürtler eskisi gibi değiller. Kürtler uyandı” dedi.
Kürtlerin her zaman için ülkede ikinci sınıf muamelesi gördüğünü söyleyen Nur Kazan, “Tutuklanan gazeteciler kendi topraklarında kendi haklarını ararken gözaltına alındılar. Yapmak istedikleri de bu zaten. Halkın gerçek habere ulaşmasını engellemek” diye konuştu. Kazan, hükümetin istediği tarzda haber yapan gazetecilerin de ödüllendirildiğine hatırlatarak, olmayan suçlamalarla Kürt gazetecilerin tutuklandığına dikkat çekti.
‘Kenardan izleyenlere de sıra gelecek’
Türkiye’de demokrasinin geriye itildiğini söyleyen Salih Kızıl, şunları kaydetti: “Kendileri gibi konuşmayanı yargılıyorlar. Diyarbakır’da Türkiye Cumhuriyeti’nin eseri kalmadı. Hepsi yıkıldı satıldı, peşkeş çekildi. Bu gibi gerçekleri yazan, dile getiren gazetecileri cezaevlerine atıyorlar.” Basına dönük baskıların yalnızca Kürt gazetecilere yapılmadığını ifade eden Kızıl, “Onlara muhalif olan herkese aynı şeyler yapılıyor. Kenardan izleyenlere de sıra gelecek. Dindar, sosyalist, ateist fark etmeksizin herkesin insan hakları konusunda birleşmesi gerekiyor. Ortak paydada birleşmezsek herkes bunlardan çekecek. Bu tür provokasyonlarda ilk sıra Kürtlerdedir. Siyasetçisinden gazetecisine kadar doğru konuşanı ve yandaş olmayan herkesi alıyorlar” diye konuştu.
Yavuz Aydın, belediye eşbaşkanları ve milletvekilleri ile Kürt yurttaşların tutuklamasını hatırlatarak, “Bu tutuklamaların amacı gazetecileri susturmaktır. AKP hükümeti zor dönemi yaşıyor, o yüzden Kürtleri susturmak için elinden geleni yapacaktır. İnsanlar doğruları basından duyduğu, öğrendiği için susturmak istiyorlar” dedi.
Ülkede basın-yayın özgürlüğünün olmadığını söyleyen Fikret Çapan adlı yurttaş, iktidarın kendi propagandasını yapan gazetecileri ön plana çıkardığını kaydetti. Çapan, şöyle konuştu: “Ezilen ve sömürülen halklar, yüzyıllardır yapılan katliamlar var. Gerçekleri, zulmü, katliamı görüp susup kalıyorsa dinsiz imansızdır. Biz her ne kadar sesimizi duyurmaya çalışsak da, medyanın önünde gerçekleri söylediğimizde cezaevine giriyoruz. Parlamentoda da Kürtler konuşamıyor. Özgürlüğünü, fikrini savunamadığın müddetçe kendi dilini, kültürünü yaşatamadığında ne yapabilirsin. Bu ayrımcılık karşısında ezilmeyi, sömürülmeyi kesinlikle kabul etmiyoruz.”
AKP iktidarının, kendi ailesinden ya da yandaşı olmayan herkesi çeşitli gerekçelerle tutukladığını belirten Mustafa Nasırhanlı, “Boş sebeplerle içeri almalarının sebebi gözdağı vermektir. İktidar kendileri gibi konuşan basını her zaman ön planda tutuyor ancak doğruları söyleyen gazetecileri göstermek istemiyor Biz yine de yıkılmadan mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
‘Haber alma özgürlüğünü kısıtlamaktır’
Gazetecilerin haber yaptıkları için tutuklanmasının demokrasiye aykırı olduğunu söyleyen Tarık Hanazay adlı yurttaş, “Basını engellemek aynı zamanda halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlamaktır. Bu durum ne demokrasiye ne de özgürlüğe yakışır. Dünya bunu kınıyor, kimse tasvip etmiyor. Muhalif olduğunu söyleyen medya, Kürt gazetecilerin tutuklanmasını göstermiyor, ancak yarın onlar da benzerlerini yaşayabilir. Başka bir iktidar gelir her şey tersine dönebilir” ifadelerini kullandı.
Gazetecilik bölümü öğrencisi Kadir Şinas ise, Kürt gazetecilerin tutuklanma sürecini endişeyle takip ettiğini belirtti. Şinas, şunları söyledi: “Bu durum ülkenin geldiği durumu özetliyor. Ne kadar korku ikliminde yaşadığımızı gösteriyor. Bir an önce ülkeye hukukun, özgürlüğün gelmesini diliyorum. Ülkede muhalif olan herkesin sesini kısmaya çalışıyorlar. Ülkedeki basının yüzde 90’ınını havuz medyası oluşturuyor. Bu da gerçek basının, Kürt basınının üzerinde büyük baskı oluşturuyor. Her geçen gün kendimizi daha sıkışmış hissediyoruz ancak bunların bizi yıldıracağını düşünmüyorum.”
DİYARBAKIR