15 yıldır toprağa gömülü radyoaktif atıkların temizlenmesi için mücadele eden Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda’ya TENMAK’tan gelen yanıtta, 260 ton radyoaktif atığın İstanbul’a taşındığı belirtildi. Mahalle sakinleri ise böyle bir faaliyete tanık olmadıklarını söyledi
İzmir Gaziemir Belediyesi, Emrez Mahallesi’nde yerleşimin ortasında bir açık alanda toprağa gömülü radyoaktif atıklarla 2007 yılından beri mücadele ediyor. Görevde olduğu üç yıldan beri atıkların temizlenmesi için devlet kurumlarıyla anlaşmaya çalışan Belediye Başkanı Halil Arda‘nın resmi bir başvurusuna gelen yanıt ise ilk kez sunulan bir bilgi içeriyor.
Arda’nın resmi yazısına Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Düzenleme Kurumu (TENMAK) tarafından verilen yanıtta bölgedeki 260 ton radyoaktif atığın temizlenerek depolanmak üzere İstanbul’daki depolama tesisine aktarıldığı ve hala depoda saklandığı ifade ediliyor.
Belediye ve bölge sakinleri herhangi bir çalışma görmedi
Yeşil Gazete’den Bahar Ünlü’ye konuşan bölge sakinleri ve Halil Arda ise, bu büyüklükte bir çalışmanın yapıldığına hiç tanık olmadıklarını belirtti
Söz konusu depolama tesisisin, yerleşkesi Küçükçekmece‘de bulunan TENMAK Nükleer Enerji Araşırma Enstitüsü (NÜKEN) olduğu anlaşılıyor. Resmi yanıtta, 260 ton nükleer atığın ne zaman ve hangi yöntemlerle çıkarıldığına dair bir bilgi ise yer almıyor.
Nükleer atığın gömülü olduğu Emrez Mahallesi sakinlerinden 61 yaşındaki Yüksel Taşkın, “Herhangi bir taşımayla ilgili bir çalışma görmedim, aksine, nükleer atık alanının çevresinde önlem yok. Halk, nükleer atık alanını yeşil alan gibi değerlendiriliyor ve alanda piknik yapılıyor” diye belirtti. 20 yıldır Gaziemir’de ikamet eden bir başka sakin de, yağmur yağdığında alandan hala dumanlar çıktığını belirtti ve hiçbir çıkarma çalışması yapıldığına şahit olmadığını söyledi.
Yeşil Gazete nükleer editörü ve Nükleersiz.org Koordinatörü Pınar Demircan, böylesi bir çalışmanın çevrede gözden kaçamayacağını şu sözlerle anlatı:
“İstanbul’da Radyoaktif Atık İşleme ve Depolama Tesisi’ne götürüldüğü iddia edilen atık miktarının 260 ton olması soru işaretleri taşıyor. Zira bir kamyonun 20 ton toprak taşıyabildiği göz önüne alınırsa Emrez Mahallesi sakinlerinin bu kadar büyük bir miktarın çıkartılarak götürüldüğüne tanık olmadıklarını söylemeleri daha da anlam kazanıyor.”
Taşındıysa, nasıl taşındı?
Resmi yanıtta atıkların nasıl taşındığına ilişkin de bilgi verilmediğine vurgu yapan Pınar Demircan, “İddia edildiği gibi bir taşıma olduysa bu konuda halkın bilgilendirilmemiş olması, yani önlemlerin alınmamış olması daha da büyük bir sorundur” dedi.
Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda’nın bir süredir sivil itaatsizlik eylemiyle dikkat çektiği Gaziemir’de çevre ve halk sağlığını tehdit eden radyoaktif atıklar, Genel Seçim sürecine girilmişken TENMAK’ın bu konuda bir yanıt üretmesini gerektirmiş.
Demircan, bu yanıtın Gaziemir’de bu miktarda radyoaktif kirliliğin olduğunun devletin yetkili kurumları tarafından kabul edildiğini göstermesi bakımında da önemli olduğunun altını çizdi:
“Çünkü aslında 500 bin tona yakın toprakla harmanlaşmış radyoaktif atık söz konusu. 1997 yılında imzalanmış olan Uluslararası Kullanılmış Yakıt İdaresinin ve Radyoaktif Atık İdaresinin Güvenliği Üzerine Birleşik Sözleşmesi‘ni geçen sene Kasım ayında TBMM‘de onaylatan bir ülke olarak Türkiye, artık uluslararası standartlarda nükleer güvenliği sağlamak zorunda.”
Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, yıllardır süren mücadelesini uluslararası arenaya da taşıyacağını bildirdi.
Ne olmuştu?
Emrez Mahallesi’nde, 1940 yılında faaliyete başlayan Aslan Avcı Döküm Sanayi Ticaret A.Ş.’ye ait olan 70 dönümlük arazide semt sakinlerinin ihbarı üzerine Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından 2007 yılında yapılan araştırma sonucunda 100 bin ton radyoaktif atık gömülü olduğu rapor edilmişti.
İnceleme sonucunda yurtdışında getirilen nükleer çubukların (Europium 152) kurşun ve gümüş geri dönüştürüldüğü sonrasında da denetimsiz olarak araziye gömüldüğü ortaya çıktı. Ağır metal atıkların da tespit edildiği bölgedeki radyasyon miktarı ise normal değerin 219 katı ölçüldü.
Olayın ortaya çıkmasından yedi yıl sonra sahanın temizlenmesi ve rehabilitasyonu için çalışmalar başladı. Ancak denetimsizlik ve ihmal burada da devam etti. Nükleer atık bertaraf işi ÇED raporu olmadan hiçbir uzmanlığı olmayan Turanlar A.Ş isimli şirkete devredildi. Şirket ise bir yıl sonra ödenek almamasını gerekçe göstererek çalışmayı durdurdu.
2014 yılında mahalle sakinlerinin şikayeti üzerine şirket hakkında dava açıldı. Davacı vekili Arif Ali Cangı tarafından yürütülen adli süreç 5,7 milyon TL ile şirketin Türkiye tarihinin en yüksek çevre cezasına çarptırılmasına imkan verdi.
Fabrika sahipleri cezaya itiraz etti, nükleer temizliği de derme çatma yöntemlerle yapma girişiminde bulundu. Anayasa Mahkemesi ise cezanın yerinde olduğunu belirterek para cezasını onadı.
HDP soru önergesi vermiş
2020 yılında Yeşil Gazete’de Pınar Demircan‘ın gündeme getirdiği “İzmir’in Çernobili“nde yaşananlarla ilgili HDP milletvekili Murat Çepni Meclis’te soru önergesi verdi.
Bundan bir sene sonra Belediye Başkanı Halil Arda, atıkların temizlenmesi için ilgili kurumlara yaptığı çağrılarına defalarca yanıt alamayınca “Nükleer atık alanı 14 yıldır temizlenmiyor. Artık söz bitti, eyleme geçiyoruz” diyerek bölgede ‘duran adam’ eylemleri başlattı.
Önünden geçen yolun karşısında apartmanların, 75-100 metre mesafede 1000’e yakın öğrenci nüfusuyla birer okulun yer aldığı yaşam alanlarının tam ortasındaki bu atıklar hala mahalle sakinleri için tehdit oluşturmaya devam ediyor.
HABER MERKEZİ