15 gazeteci arkadaşıyla birlikte tutuklanan DFG Eşbaşkanı Serdar Altan’ın 22 yıl taviz vermeden ve geri adım atmadan gazetecilik yapan Altan, avukatı aracılığıyla gönderdiği mektupta yaşananları ‘mizansen’ olarak tanımladı
Diyarbakır’da 8 Haziran’da yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan gazetecilerden 16’sı, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 16 Haziran’da çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Tutuklamalara, gazetecilik faaliyetleri, üretilen haber içerikleri, yayın politikası ve haberler dili gerekçe yapıldı. Tutuklanan gazeteciler, daha önce de benzer gerekçelerle birçok kez gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Dicle Fırat Gazeteciler (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan da bunlardan biri.
Yaptığı haber nedeniyle yargılandı
Altan, 2000’li yıllarda Özgür Gündem Gazetesi’nde meslek hayatına başladı. Bu süreçte polis ve askerler tarafından birçok kez tehdit edilen Altan, 4 Nisan 2002’de Özgür Basın geleneğinin önemli mecralarından biri olan ve 2016’da Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Haber Ajansi’nın (DİHA) kuruluşunda yer aldı. 2005 yılında DİHA’nın Diyarbakır İstihbarat Şefi olan Altan, bu süreçte birçok önemli habere imza attı. Altan, 20O5 yılında Bingöl’de yaşanan orman yangınlarını haber yaptığı için “Devletin askeri güvenlik güçlerini alenen tahkir ve tezyif etmek” suçlamasıyla yargılandı.
Altan, aynı yıl DİHA’nın Federe Kürdistan Bölgesi’nde açılan Hewlêr Temsilcisi oldu. Altan, burada çalışma yürütürken, 2006 yılında HPG’liler tarafından yol kesme eylemi sırasında alıkonulan ve 110 gün sonra ailesine teslim edilen polis memuru Hakan Açıl’ın durumunu dünyaya duyurdu.
Yargı kıskacı
Altan, 2007 yılında DİHA Haber Müdürü oldu. 2008 yılında “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla Altan hakkında soruşturma açıldı. Bu soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Altan, 2009’da bir süre İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nin basın koordinatörü olarak görev yaptı. 2013 yılında Özgür Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’na seçildi. 2015 yılında VAN TV Genel Yayın Yönetmeni oldu. Bölgenin sesi olan Van TV de 2016 yılında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatıldı. Sonrasında bir kez daha Altan hakkında “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla dava açıldı. Ancak bu dava da beraatle sonuçlandı.
Dayanışmayı bırakmadı
Altan, 2016 yılında kurulan “1 Haber Var Platformu”unda yayın koordinatörü olarak çalıştı. Altan, 2018 yılında sanal medya hesaplarındaki paylaşımlar nedeniyle “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Tüm dava ve soruşturmalara rağmen gazetecilik faaliyetlerini çeşitli mecralarda sürdüren Altan, en son 2020 yılında kurulan Dicle Fırat Gazeteciler (DFG) Derneği’nin eşbaşkanı oldu. Altan, bu süreçte Muş’tan Erzurum’a, Diyarbakır’dan Ankara’ya, İstanbul’dan Batman’a kadar birçok gazetecinin duruşmasına katılarak, dayanışma gösterdi. Altan, yine gazetecilere yönelik yaşanan hak ihlallerine karşı tepki gösteren ilk isimlerden biri oldu.
Altan, en son, 3 Haziran’da gözaltına alınan DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu için, “Bu hukuksuzluklara ciddi anlamda ses çıkarılması gerekiyor. Ses çıkarılmadığı, buna karşı konulmadığı vakit, böylesi uygulamalar artacak, toplum nefessiz kalacaktır. Buna karşı durmak, her gazetecinin görevidir” tepkisinde bulunmuştu. tepkisinde bulunmuştu.
‘22 yıl kesintisiz gazetecilik’
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Altan ile uzun yıllar birlikte çalışan gazeteci Adnan Bilen, Altan’ın kesintisiz bir şekilde gazetecilik yaptığını belirtti. Bilen, “Serdar arkadaşımız yaklaşık 22 yıldır özgür basının neredeyse her kademesinde görev alan ve bu görevi büyük bir özveriyle yürüten bir gazetecidir. 90’lı yılların ortalarından Kürdistan’ın her kentinde gerçeği halka ulaştırmanın fedakarlığını sergiledi” dedi. Altan’nın gazetecilik hayatında çok önemli haberlere imza attığını ifade eden Bilen, özellikle 2000’li yılların ortalarında Bingöl ve Şırnak gibi kentlerde çok zor koşullarda gerçekleri halka ulaştırmak için Altan’ın yoğun çaba gösterdiğini belirtti.
Önemli haberlere imza attı
2005 yılında Irak’ta gerçekleşen seçimlerle ilgili tüm bilgileri de Altan’dan öğrendiklerini aktaran Bilen, Altan’ın ayrıca Kerkük, Zaxo ve Mahmur’da halkın yaşadığı sorunları gündeme getirdiğini ifade etti. Altan, Beşağaç köyü katliamının JİTEM tarafında yapıldığını da tüm kanıtlarıyla kamuoyuna duyuran gazetecinin de Altan olduğunu belirtti.
Bilen, şunları söyledi: “Serdar sadece gazeteciliğin bu boyutuyla da kalmadı elbette. Hatta bir dönem Nan û Dan adıyla köy köy dolaşarak, Kürt mutfağını dünyaya tanıtmak için çalıştı. Yaptığı haberler, ortaya çıkardığı gerçekler elbette ona dava, tehdit ve tutuklama olarak geri döndü. Serdar da her Özgür Basın çalışanı gibi yaşadığı tüm bu baskılara rağmen bir gün bile olsa geri durmadı. Altan hala mücadelesiyle örnek olmaya devam ediyor.”
‘Şimdi sıra bizde’
Altan’ın meslek hayatında meslektaşlarını da yalnız bırakmadığına dikkati çeken Bilen, şöyle devam etti: “Önceki yıl helikopter davasında tutuklandığımızda davanın tüm aşamalarını dernek olarak takip etti. Ailelerimiz ve arkadaşlarımızla önemli bir dayanışma ortaya koydu. Şimdi artık sıra bizde. Tutuklanan her bir arkadaşımıza vereceğimiz en büyük moral, performansımızı en üst boyuta çıkararak, hakikati öre öre herkesin bu hakikati bilmesini sağlamaktır. Bu aynı zamanda rehin tutulan tüm arkadaşlarımıza ve halkımıza olan bir borcumuzdur da.”
Altan’dan mektup var
Serdar Altan, avukatları aracılığı ile mektup yolladı. Altan mektubunda, gazetecilerin tutuklanmasının mizansen olduğunu belirterek, “Bu mizansenin kurgucusu mevcut iktidar sahipleri, senaristi İçişleri Bakanlığı’nın emrindeki kolluk, yönetmeliği ise bizzat bizi sorgulayan savcıydı” diye bahsetti.
“Bizleri dört duvar arasına atan iktidar da biliyor ki bizler gazeteciyiz ve halkın haber alma hakkını savunduğumuz için, hakikati yazdığımız için buradayız” diyen Altan, düşünce ve ifade özgürlüğünün ayaklar altına alındığı bir dönem daha önce yaşanmadığını belirterek, “Hapishanelerde halen 60’ın üzerinde gazetecinin varlığı, bunun açık kanıtı iken buna 16 gazetecinin daha eklenmiş olması bahsettiğimiz problemin ne kadar büyük olduğunun açık kanıtıdır” dedi.
“Tüm bu yaşananlara rağmen bizler ve hakikatin peşinden koşmayı sürdüren tüm onurlu meslektaşlarımız yazmaya, çizmeye, anlatmaya, göstermeye devam edeceğiz. Bizleri dört duvar arasına tıkmakla susturabileceklerini sanıyorlarsa; aldanıyorlar.” diyen Altan, kendilerine destek veren ‘Susmayacağız’ diye haykıran meslektaşlarına teşekkür etti.
DİYARBAKIR