DFG ve MKGP tutuklanan gazeteciler için Jinnews Merkez Bürosu önünde yaptığı açıklamada ‘Onlar alındıysa bizlerde Kürt halkını ve toplumu habersiz bırakmayacağız. Gözaltı ve operasyonlarla Kürtler sessiz kalmaz’ dedi
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) 16 gazetecinin tutuklanmasına ilişkin Jinnews Merkez Bürosu önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya çok sayıda gazetecinin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülistan Atasoy, HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe örgütü ve çok sayıda sivil toplu örgütü temsilcisi katıldı. Açıklamada gazeteciler tutuklanan gazetecilerin üzerinde fotoğraflarının yer aldığı pankart ve dövizleri taşıdı.
Bu politika işe yaramayacak
Açıklamada ilk olarak konuşan gazeteci Fuat Yaşar, “Tutuklanan 16 gazeteci arkadaşımız şu an burada haber yapan çekim yapan gazeteciler ne yapıyorsa onlar da aynı şeyi yaptı ve gözaltına alınıp tutuklandı. Gazetecilik suç değildir. Bunu her platformda söylemeye devam edeceğiz. Geçmişten bugüne benzer politikalar devreye konuldu ve işe yaramadı. Her gelen iktidarın temel hedefi gazeteciliği bitirmektir. Bugüne kadar nasıl işe yaramadıysa bundan sonra da işe yaramayacak” dedi.
Apê Musa’nın yolundayız
Gazeteci Kejo Ekinci, tutuklanan gazeteciler için burada olduklarını belirterek arkadaşlarının bırakılana dek eylemlerine devam edeceklerini ve Apê Musa’nın yolunda olduklarını söyledi.
Onların yükü omuzlarımızda
Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Dilek Arjin Öncel de baskıların yeni olmadığını 90’lı yıllardan bu yana sürdüğünü dile getirdi. Ancak en ağır sürecin AKP döneminde yaşandığına dikkat çeken Öncel, “Gazeteciler gözaltına alındı, tutuklandı, katledildi. Bugüne kadar var olan hiçbir baskı bizi yıldırmadı. 16 arkadaşımız cezaevinde haber için orda iseler haber yapacağız, program ise program yapacağız. Onların yükü omuzlarımızda, bir kere daha serbest bırakın diyoruz” dedi.
Arkadaşlarımızın yerine de yazmaya devam edeceğiz
Jinnews muhabiri Medya Üren, 30 yıldır özgür basının halkın sesi olmaya çalıştığını belirterek, “Tabi 30 yıldır iktidarın da özgür basına karşı saldırıları eksilmedi. Dün binalarımız bombalandı, bugün binalarımız abluka altına alınıyor. Dün sokak ortasında katledildik, bu gün de zindanlara atılıyoruz. Değişen bir şey yok ama bu ülkede 30 yıl boyunca birçok iktidar değişti, birçok kişi gelip geçti ama özgür basın sürekli burada. Hiçbir zaman hakikati yazmaktan vazgeçmediler. 94’te bombalanan Özgür Ülke Gazetesi yazmıştı ‘Bu ateş sizi de yakacak diye’ doğru dediler, o ateş o sistemi yaktı. Bu gün de diyoruz bu ateş sizi de yakacak. Yaratığınız hukuksuz sistem sizi de yakacak. Bizler burada olmaya devam edeceğiz. Arkadaşlarımızın yerine de yazmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Gözünüz arkada kalmasın
MA Editörü Bilal Güldem, “Cezaevindeki arkadaşlarımıza selamlarımı gönderiyoruz. 16 arkadaşımızın gazeteciliğine tanığız; ellerinde defter, kalem veya kamera dışında başka bir şey var mıydı? Onlar sadece haber yaptı ve haber yaptığı için tutuklandı. Onlar alındıysa bizlerde Kürt halkını ve toplumu habersiz bırakmayacağız. Gözaltı ve operasyonlarla Kürtler sessiz kalmaz. Asla ama asla gözünüz arkada kalmasın. Soru sormak suç ise hepimiz bu suçu işliyoruz. Neden sorularımız sizi rahatsız ediyor size göre sorularımızı yapmayacağız ısrarımızda devam edeceğiz” diye konuştu.
‘Gerçekleri saklamaya çalışıyorlar’
Gazeteci Selman Çiçek, “Arkadaşlarımız haber masası ve merkezinde olması gerekirken arkadaşlarımız cezaevinde. Arkadaşlarımız olmasaydı Kemal Kurkut, Tahir Elçi, İpek Er, İstanbul Esenyurt’ta damatla birlikte tutuklanan 9 kişiyi kimse bilmeyecekti. Çünkü saklamaya çalışıyorlar. Özgür Basın susturulamaz diyoruz” dedi.
Mücadelemiz devam edecek
DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu da gazeteciliğin suç olmadığını hep birlikte bir kere daha haykırdıklarını ve haykırmaya devam edeceklerine dikkat çekti. Dicle, arkadaşları serbest bırakılana dek mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Açıklama yapılan konuşmaların ardından, “Özgür basın susturulamaz” sloganıyla sona erdi.
DİYARBAKIR