Özgür basın emekçileri, gözaltında bulunan gazeteciler için Diyarbakır ve Kadıköy’de açıklama yaptı
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Diyarbakır’da sekiz gün önce gözaltına alınan ve savcılıkta ifadeleri alınmaya başlanan 20’si gazeteci 22 kişiye ilişkin adliye önünde açıklama yaptı. Açıklamaya gazetecilerin meslektaşları, aileler, Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) ve siyasi parti temsilcileri katıldı.
“Susturamayacaksınız” pankartın açıldığı eylemde konuşan Xwebûn Gazetesi İmtiyaz Sahibi Kadri Esen ve DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, özgür basının dün olduğu gibi bugünde boyun eğmeyeceğini belirterek, gözaltındaki gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.
‘Kürt diline saldırıdır’
Xwebûn Gazetesi İmtiyaz Sahibi Kadri Esen, gazetecilerin mesleklerinden dolayı gözaltına alındığını, gözaltı gerekçesinin her ne kadar belirtilmese de gözaltı amacının Kürt diline saldırı olarak da değerlendirileceğini ifade etti. Esen, ”Bize diyorlar ki, yaşananları tüm dünyadan saklayın. Biz saklamıyoruz. Kürdistan’da yaşananları bire bir halk aktarmaya devam edeceğiz. Kürt basını bu operasyonlarla susturulmak isteniyor. Bu operasyonlar özgür basına dönük ne ilk nede son baskılar olacaktır” dedi.
‘Özgür basını susturamayacaksınız’
DFG Eşbaşkanı Müftüoğlu ise, 8 gündür süren hukuksuzluğa dur demek için adliye önünde olduklarını ifade ederek, “Arkadaşlarımız gazetecilik yaptıkları ve gerçekleri halka ulaştırdıkları için hedef seçildi. Bu nedenle ev ve iş yerlerine baskın yapıldı. 8 gündür ‘arama’ adı altında yapım şirketleri önündeki abluka; arkadaşlarımızın neden gözaltına alındığını ortaya koyuyor” diye belirtti.
Müftüoğlu, devamla şunları dile getirdi: “Bu operasyonlarla gazetecilere ‘Siz gerçekleri halka ulaştırırsanız, sizi kriminalize ederek hedef gösteririz’ mesajı veriliyor. Bombalamalarla, gözaltında kaybettirmelerle, katletmelerle susturamadığınız özgür basını bugün de susturamayacaksınız.”
Müftüoğlu, dayanışma içerisinde olan herkese teşekkür ederek, dayanışmayı büyütme çağrısını yineledi.
Açıklama “Özgür basın susturulamaz” sloganıyla son buldu.
İstanbul
Basın emekçileri Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde bir araya gelerek açıklama yaptı. Açıklamaya, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFC) ile Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) üyeleri ile çok sayıda gazeteci katıldı. Açıklamaya, ayrıca Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul milletvekili Musa Piroğlu ile sivil toplum örgütü temsilcileri de katıldı.
Gazeteciler, “Özgür Basın susturulamaz”, “Gazetecilik suç değil” ve “Gazetecileri serbest bırakın” sloganları attı.
Açıklamada, “Gözaltındaki gazeteciler serbest bırakılsın özgür basın susturulamaz” pankartı açılırken, “Gözaltılar tutuklamalar baskılar bizi yıldıramaz”, “Gazetecilik yapmak suç değil onurdur”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atıldı. Açıklamada gazeteciler, “Gerçeğin sesi kısılamaz”, “Gözaltılar tutuklamalar bizi yıldıramaz” yazılı dövizler taşıdı.
‘Hakikatin peşinden gitmeye devam edecekler’
HDK ve HDP’ye yapılan baskınlar başta olmak üzere yapılan baskıların nedeninin AKP’nin çözümsüzlüğü olduğunu belirten HDP milletvekili Dilşat Canbaz, her gün yeni gözaltılara uyanıldığını ifade etti. Canbaz, “20’si gazeteci 22 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişilerin gazeteci olduğunu vurguluyoruz. Cezaevlerine bakın kaç tane gazeteci kaç tanesi sürgünde. Elbette geçmiş dönemlerde de birçok şey yaşadık. Ama 20 yıl içinde yaşanan tahammülsüzlük ortada basın özgürlüğü ile ilgili basın açıklaması yapılıyor. Gazetecilik suç değildir. Her basın açıklamasında yanımızda olan arkadaşlara ilk barikatlar kuruluyor ilk onlara şiddet uyguluyorlar çünkü gerçek yazılmasın istiyorlar. 8 Haziran’da gözaltına alınan arkadaşlarımız suç bulamadılar, suç üretmeye çalıştılar. Bilgisayarlara el koyuldu, gazetecilik suç değil, özgür basın susturulamaz. Onlar hakikatin peşinden gitmeye devam edecek, biz de arkadaşlara destek veriyoruz” diye konuştu.
‘Özgür basın emekçilerinin sesini kısamayacaksınız’
Ardından MGKP adına konuşan gazeteci Nişmiye Güler, konuşmasına açıklamaya katılan ve destek sunan herkese destek sundukları için teşekkür ederek başladı. Güler, “Bürolarımızda 8 gün boyunca arama yapıldı. Soruşturmaya gizlilik getirilip avukatlara bilgi verilmedi. Biz bilgi alamazken ana akım medyada mesleğimiz ve arkadaşlarımız hedef gösterildi. Bu ülkede kadınlar ve Kürtler her daim ilk hedef gösterilen kişiler. Gerçekleri yazmaya devam edeceğiz. Şimdi abluka içinde açıklama yapmamız bu ülkenin ayıbı. Özgür basın emekçilerinin sesini kısamayacaksınız. Belki bugün tutuklanan arkadaşlarımız olacak ama onların kamerasını taşımaya devam edeceğiz” diye belirtti.
Gazeteciler adına basın açıklamasını okuyan Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Pınar Gıyap, bir daha gözaltına alınan gazetecilerle dayanışmak zorunda bırakılmamayı umduklarını söyledi. Gayıp, “Eğer bir toplumu baskı altına almak istiyorsanız ilk iş olarak o toplumun özgür basınını hedef alınırsınız. Bu, bütün baskıcı rejimlerin en bilinen özelliğidir. Bugün de mevcut iktidar özgür basının nefesini kesmek, halkın doğru haber alma hakkını engellemek adına gazetecilere resmen savaş açmış durumda. Hemen her gün biz gazetecilere soruşturmalar açılıyor, evlerimiz basılıyor, gözaltına alınıyor, tehdit ediliyoruz. Gazetecilik suç değildir. Arkadaşlarımızın yanındayız ve gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Egemenler ne zaman sıkışsa önce Kürtlere, Kürt basınına saldırıyor. Yıllardır sistematik bir şekilde Kürt basınına gözaltı, tutuklama, kapatma davaları, sansürler uygulanıyor. Devletin saldırı geleneğine karşı Kürt basınının direniş geleneği gerçekleri yazmaya devam ediyor” diye konuştu.
‘Jinnews kadınların sesi olmaya devam edek’
İktidarın kadınlara yönelik düşman politikalarını her alanda sürdürdüğünü kaydeden Gayıp, “Son Amed operasyonunda Jinnews’in bürosu basılarak kadın gazetecilerin ekipmanlarına el koymuş, birçok kadın gazeteci gözaltına alınmıştır. Jinnews’in emekçileri defalarca gözaltına alınmış, gazetecilik yapmaları engellenmiş, tutuklamıştır. Ancak kadın gazeteciler tüm saldırılara rağmen kadınların sesi, soluğu olmaya devam edecektir” dedi.
‘Korkularını gerçeğe çevireceğiz
Çeşitli genelgelerle birçok eylemde gazetecilerin görüntü alınmasına engel olunmaya çalışıldığını hatırlatan Gayıp, gazetecilerim birçok eylemde polisin fiziki şiddetine maruz kaldığını dile getirdi. Gayıp, “Sık sık haber sitelerimiz kapatılıyor, haberlerimiz engelleniyor. Bununla yetinmeyen devlet şimdi de ‘Dezenformasyon Yasası’yla özgür basını, muhalif basını susturmak istiyor. Baskılarınız, şiddetiniz, yasalarınız, genelgeleriniz gerçeğin haberini yapmamızı engelleyemeyecek. Her gün haber peşinde koşarken bir yandan da meslektaşlarımızın davalarına katılmaya, onlarla dayanışma eylemi yapmaya çalışıyoruz. Bizler Özgür Basın Emekçileri olarak iktidarın gazetecileri olmayacağız. Her zaman gerçekleri yazmaya, kadınların, LGBTİ+’ların, öğrencilerin, işçilerin, halkların direnişini yaymaya, seslerini duyurmaya devam edeceğiz. Yaratılmak istenilen karanlığa her gün çomak sokmaya devam edeceğiz. Korkuları bundandır ve bizler bu korkularını gerçeğe çevireceğiz” diye belirtti.
Açıklama sloganlar ile son buldu.nü gözaltına alınan 20’si gazeteci 22 kişi ile dayanışmak ve baskıları protesto etmek amacıyla Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul milletvekilleri Dilşat Canbaz, Musa Piroğlu, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Devrimci Parti üyeleri ile çok sayıda gazeteci katıldı.
Açıklama sloganlar ile son buldu.
Ayrıntılar geliyor…