Tecridin kaldırılmasını isteyen Sancar ‘Tecrit çözümsüzlüğün parçasıdır” dedi. Sancar seçim tartışmaları için de müzakereye açık olduklarını söyledi: ‘Bu yöntem karşılık bulmazsa kendi adayımızı çıkarmayı da önümüzde en önemli seçenek olarak tutuyoruz’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Partinin kurucu Eş Genel Başkanlarından Fatma Gök ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ile ihraç edilenlerin kurduğu platform üyeleri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyelerinin de katıldığı grup toplantısında konuşan Sancar, “KHK’ler ile hukuksuzluklara mağduriyetlere maruz kalmış misafirlerimiz var. Kendilerine hoş geldiniz diyorum” dedi.
‘Direnişlerini selamlıyorum’
Türkiye’nin fiilen kalıcı bir OHAL rejiminde yaşadığını söyleyen Sancar, “O dönemde OHAL döneminde çıkarılan KHK’ler ile kamudan 152 bin kişi ihraç edildi. AKP bununla da sınırlı kalmadı şimdi de 35’inci madde kapsamında keyfi hukuk dışı ve haksız ihraçlarla kamu çalışanlarını mobbing ve baskı altında tutmaya çalışıyor. Aradan yaklaşık 6 yıl geçmesine rağmen dosyası halen OHAL komisyonunda bekletilen binlerce kamu çalışanı adalet aramaktadır. KHK ve OHAL uygulamalarının mağdurlarının uzun süredir devam eden kararlı direnişini de görüyor ve destekliyoruz. Buradan bu direnişlerini selamladığımızı bir kez daha belirtmek istiyoruz” diye belirtti.
‘Hukuku tesis etmek bizim görevimiz’
Adaletsizliklerin ve haksızlıkların giderilmesi için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceklerinin altınız çizen Sancar, “Bizim öncelikli işlerimizden biri OHAL döneminde yaratılan tahribatların tamiri, haksızlıkların giderilmesi ve adaletin sağlanmasıdır. Bu konuda kararlılığımız ve duruşumuz tamdır, nettir, kimsenin şüphesi olmasın! Bu ülkede geniş bir mağdur kesim vardır. Bunların içinde KHK mağdurları özel bir yer tutmaktadır. Bunun da farkındayız. Bu adaletsizliğe karşı mücadelemiz devam ediyor. Yeni dönemde bu adaletsizliği gidermek ve hakkı, hukuku tesis etmek de bizim görevimizdir. Bunu da daha önce ilan ettik, sözünü verdik” ifadelerini kullandı.
‘Şenyaşar ailesi ailesi yalnız değildir’
Türkiye’nin tam bir adaletsizlik cehennemine dönmüş olduğunu kaydeden Sancar, Şenyaşar ailesinin yaşadığı adaletsizliğe dikkat çekerek, “Aradan 4 yıl geçti. Ama adaleti sağlama gerçeği ortaya çıkarma açısından tek bir olumlu gelişme yaşanmadı. Olan tek şey Emine Anaya sadece hakkını aradığı için sürekli taciz uygulamak ve ceza vermektir. Yapılan tek şey, Emine Ana ve oğlu Ferit’i sürekli gözaltına almak, kendilerine eziyet etmektir” ifadelerini kullandı. Şenyaşar ailesini mücadelelerinde yalnız bırakmayacaklarını belirten Sancar, “Hep birlikte adaletsizliklere karşı mücadele etmek de bizim sorumluluğumuzdur. Şenyaşar ailesi yalnız değildir. Emine Ana yalnız değildir, biz de bu davanın ve bu mücadelenin takipçisi ve destekçisi olmaya devam edeceğiz” diye belirtti.
Gerçek siyaset gerçekliği gören siyasettir
İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkati çeken Sancar, “İmralı’da 23 yılı bulan bin hukuksuz düzen uygulanıyor ne uluslararası hatta ne iç hukuka uygun bir yanı var. Bu bir gerçeklik mi gerçeklik. Peki bu gerçeklikleri dile getirmek, siyasetin siyasi sorumluluğun bir gereği mi? Bizler için bir gereği. O nedenle hedefteyiz. Gerçeklikleri dile getirdiğimiz gerçeklikleri talep ettiğimiz, bu yüzleşmenin sağlanması için mücadele ettiğimiz için sürekli hedefiz. Diğer siyasi aktörler bu gerçekliğin üstünü paltoyla örtmeye çalışıyorlar, buna palyatif anlayış deniliyor, akademik literatür tabiri olarak söylüyorum. Bunun üstünü örterek sorunu yok edebiliyor musunuz? Hayır! Palyatif çözümlerin uzantısı nedir? Toplumu uyuşturmaktır, yani anestezi ile ya da ağrı kesicilerle oyalamaktır. Yapmamız gereken gerçek bir yüzleşmedir, gerçeklikle yüzleşmedir. Bu saydığım bütün gerçeklikler gizlemeyecek kadar açık çarpıcı ve yakıcı gerçekliklerdir” dedi.
Tecrit çözümsüzlüğün parçasıdır
HDP’nin hukuk dışı insanlık onuruna yakışmayan, yaşamı ikrar eden bir uygulamanın ve anlayışın karşısında olduğunu söyleyen Sancar, “Kürt sorununda demokratik çözüm ve bu ülkede kalıcı barış, ancak müzakere diyalog ve demokratik siyasetle mümkündür. Bunu da her fırsatta söylüyoruz, gereğini de her vesileyle yerine getirmeye çalışıyoruz her alanda. Tecrit çözümsüzlüğün bir parçası mıdır? Evet. Bu bir gerçekliktir. Basit örneklerle anlatalım. Uzun uzun sözler kurmaya gerek yok. 2013-2015 yıllarını hatırlayalım. Bu ülkede çatışmalar durmuş, çözüm umudu yükselmiş, ülkede demokraside de ekonomide de ilerlemeler kaydedilmiştir. Neden? Çünkü müzakere ve diyalog yöntemi uygulanıyordu. Cenazeler gelmiyordu. Hadi biz de o sözü kullanalım. Analar ağlamıyordu. Bizim istediğimiz bu. Biz istiyoruz ki ölümler olmasın. Ölüm siyaseti değil yaşam siyaseti hakim olsun. Bunun yolu savaş politikalarından değil, bunu yolu siyasetten, müzakereden ve diyalogdan geçer.
Müzakereye hazırız
Müzakere ile açık diyalog ve mutabakat ile ortak aday fikrine açık olduklarını belirten Sancar şunları söyledi: “Müzakere başlıklarımızı da bütün kamuoyuna geçen yılın 27 Eylül’ünde ilan ettik. Hiçbir saklımız gizlimiz yok. Cumhurbaşkanlığı seçiminde politikamız budur. Açık müzakere, doğrudan diyalog ve gerçeklerle yüzleşme temelinde bir mutabakat. Eğer bu saydığımız yöntem karşılık bulmazsa, hiç tereddütsüz kendi yolumuzda yürümeye devam edeceğiz. Kimse öyle imalat falan beklemesin. Açık söylüyorum. Bu yöntem karşılık bulmazsa şüphesiz kendi adayımızı, demokrasi ittifakının adayını çıkarmayı da önümüzde en önemli seçenek olarak tutuyoruz. Bu kadar. Buradan hiç başka şeyler aramasın kimse.
HDP çözüm gücüdür
Karanlık ilişkiler acayip senaryolar ve buraya boğulmuş tartışma. Hayır biz toplumun sorunlarına çözüm istiyoruz biz bu ülkenin gerçekler sorunlarıyla yüzleşmeyi ve gerçek bir aydınlığı istiyoruz. O nedenle bizim ağzımızdan çıkanların dışında kimse başka söze itibar etmesin. Konferansımızı topladık 6-7 Haziran tarihinde kararlarımızı aldık büyük direniş büyük yürüyüş şiarıyla yaptık. Gerçekten de öyle büyük direniyoruz, büyük yürüyoruz. 3 Temmuz’da kongremiz var, bu yürüyüş bir çözüm gücünün ne olması gerektiğini ortaya koyacak bir görkemli kongreye taşınacaktır. HDP çözüm gücüdür, önümüzdeki kongre bunun en görkemli şekilde herkese gösterileceği bir büyük şölen olacaktır. Yolumuz açık olsun.”
ANKARA