Gazeteci İbrahim Êzidî: ‘Êzidîler tarihlerinde ilk kez demokratik ulus çerçevesinde kendi savunma güçlerini, kurumlarını ve teşkilatlarını kurdular. Bu adımları attıktan sonra DAİŞ’e ve saldırılarına destek verenler, Êzidîlere dönük baskı, saldırı ve kirli siyasete başvurdular. Bu destekçilerden bazıları da KDP ve Türkiye’dir’
Irak hükümeti ve Federe Kürdistan Bölgesi hükümeti arasında 9 Ekim 2020 tarihinde imzalanan “Şengal Anlaşması”ndan sonra Êzidîlere saldırılar arttı. Başta Türkiye olmak üzere Irak ve KDP’nin hedefi haline gelen Şengal’e dönük birçok saldırı gerçekleştirildi. Son olarak KDP ve medyasının kışkırtmalarıyla Irak ordusu mayıs ayında Şengal’e saldırdı. Halkın direnişi karşısında geri çekilmek zorunda kalan Irak ordusu, varlığıyla tehditlerini sürdürüyor. Ankara baskısıyla Hewlêr ve Bağdat’ın Şengal’e dönük saldırılarını değerlendiren gazeteci İbrahim Êzidî, hedefin Demokratik Ulus Sistemi olduğunu belirtti.
Şengal, Federe Kürdistan ve Irak’taki gelişmeleri izleyen gazetecilerden İbrahim Êzidî, Şengal Anlaşması ve IŞİD saldırılarının birbirinden ayrı ele alınamayacağını dile getirdi. IŞİD’in Şengal’e dönük saldırılarının amacı Êzidîleri soykırımdan geçirmek olduğunu kaydeden Êzidî şunları söyledi: “Yüzlerce Êzidî kadın, pazarlarda satılmasına rağmen bugün kendilerini örgütledi ve fermanın küllerinden kendi kurumlarını kurarak çıktılar. Örneğin; Êzidîler tarihlerinde ilk kez demokratik ulus çerçevesinde kendi savunma güçlerini, kurumlarını ve teşkilatlarını kurdular. Bu adımları attıktan sonra DAİŞ’e ve saldırılarına destek verenler, Êzidîlere dönük baskı, saldırı ve kirli siyasete başvurdular. Bu destekçilerden bazıları da KDP ve Türkiye’dir. Bütün dünya DAİŞ’in Türk devletinin desteğiyle Şengal’e saldırdığını biliyor. Şengal Anlaşması kapsamında kirli planlar, tehditler ve saldırılar gerçekleştirildi” ifadelerini kullandı.
Êzidîlerin kutsal günü Çarşêma Sor’da saldırı
Irak güçlerinin Şengal’e yönelik saldırılarına değinen Êzidî, “Êzidîler, Şengal Demokratik Özerk Meclisi’ni (MXDŞ) özerk yönetimini iradesi olarak görüyor. Özerk yönetim de bu konuya çok hassas yaklaşıyor. Eğer özerk yönetim de Irak hükümeti gibi Êzidîlere yaklaşsaydı, 2020’de bu anlaşma imzalandığında savaş ve çatışma çıkardı. Özerk Yönetim birçok defa açıklamalarında Irak ile savaşmak istemediğini ifade etti. Birçok defa Özerk Yönetimin üyeleri, MİT ve Türk devleti tarafından tehditlere maruz kaldı. Birçok defa hedef alındılar. Şengal’de kurulan bu sisteme öncülük eden Dijwar Feqîr, Seyit Hesen ve onlarca kişi daha önce tehditlere maruz kaldı ve katledildi. Ama yine de Êzidîler, Irak Hükümeti’ne soğukkanlılıkla yaklaştı. Çünkü Özerk Yönetim, Irak’ın kendi başına değil de Türk devletinin talebiyle saldırıyor. Êzidîlerin kutsal günü olan Çarşêma Sor’da Şengal’e saldırılar gerçekleştirildi” dedi.
‘Özel bir savaş yayıncılığı yapıyorlar’
KDP medyasının Şengal ile ilgili yaptığı yayıncılığa da dikkat çeken Êzidî, şöyle devam etti: “Bölgeye yönelik özel bir savaş yayıncılığı yapıyor. Irak, 9 Ekim anlaşmasını tüm gücüyle uygulamak istiyor. Irak, Şengal halkının direnişiyle karşılanınca YBŞ ile YJŞ’nin kontrolündeki bölgelere giremeyeceğini gördü. Irak’ın talebi üzerine çatışmalar durduruldu ve bölgede şimdi durum sakin. Ancak Şengal’e yönelik baskılar ve saldırılar farklı politikalarla yürütülüyor. Çatışmalardan önce KDP’ye bağlı güçler, Irak’tan Şengal’e müdahale etmesini istemişti. Özellikle de KDP medyası, Şengal’de bu sistem kurulduğundan beri Êzidîlere karşı düşmanca bir yayın yapıyor. Eğer onların basınını takip edersek, KDP’nin Êzidîlere dönük kin ve düşmanlığı görmüş oluruz. KDP, en son burada basın üzerinden özel savaş politikasıyla Êzidîleri Şengal’den çıkartmak için yayınlar yaptı. Bir yalan makinesi gibi Êzidîlerin bir kesimini etkiledi. Bu yalanlarla Şengal’i boşaltma planı kısmi olarak bir sonuca vardı. Çok sayıda aile gitti ancak Êzidîler daha sonra KDP basınının ve KDP’nin Êzidîlere yönelik tutumunun yanlış olduğunu anladı. KDP’nin ise Şengal üzerinde hala baskısı var.”
En az 15 kontrol noktasından geçmek…
Son zamanlarda Şengal’den çıkan birçok kişinin Federe Kürdistan Bölgesi’nde tutuklandığını ifade eden Êzidî, “Geçtiğimiz günlerde KDP asayişi tarafından 4 Êzidî genç tutuklandı. Bu gençleri YBŞ tarafından Güney Kürdistan’ın merkezi yerlerinde kendilerini patlatmak için gönderildiğini servis ettiler. Ancak bir kamptan bir kente gidene kadar en az 15 kontrol noktasından geçmek zorunda kalıyorsunuz. Ama bunlar, ‘Kamplara patlayıcı götürdüler’ diye servis ediyorlar. Böyle bir senaryo düzenleyerek, Şengal Güvenlik Güçleri’ni karartmak istiyorlar. Türk devleti ve Irak’la yapamadıklarını bu şekilde yapmak istiyorlar. Ama Êzidîler artık bu planlardan haberdarlar. Yürüttükleri bu özel savaşın Şengal üzerinde artık bir etkisi yok” diye belirtti.
‘Savunmada öncülük edenler Êzidî kadınlardı’
Êzidî kadınların verdiği direnişle birlikte Şengal’de yeni bir dönemin başladığını kaydeden Êzidî, “Ferman olduğunda en çok zarar görenler Êzidî kadınlar oldu. Tarihe baktığımızda bazı Êzidî kadınların öncü ve kahraman olduklarını görürüz. Ancak o süreçlerde, Êzidî kadınları koruyacak bir sistem kurulamadı. 3 Ağustos 2014’te Sayın Öcalan’ın fikri ve felsefesiyle HPG’liler Şengal’i savunmaya geldiler. Sayın Öcalan’ın fikri ve felsefesiyle Êzidî kadınlar irade sahibi oldu. DAİŞ’ten kurtulan çok sayıda Êzidî kadın var. Birçoğu gelip YJŞ’ye katıldı. Bazıları Rakka’ya giderek DAİŞ’e karşı savaştı. Bu durum Êzidî toplumunun, gücünün ve iradesinin Öcalan’ın fikir ve felsefesiyle geliştirildiğini göstermektedir. Şengal’i savunmada öncülük edenler Êzidî kadınlardı. 9 Ekim anlaşmasını bozmayı başaran ve amacına ulaşmasını engelleyen yine Êzidî kadın ve gençlerdi. Son saldırılarda da Êzidî anneler tanklara iradeleriyle karşı çıktılar” dedi.
‘Şengal’deki sistemi devirmek istiyor’
Şengal’in Bağdat’ın boğazında kaldığını belirten Êzidî, şunları ekledi: “Türkiye ve KDP Demokratik Ulus Sistemi’ni yıkmayı hedefliyor. Aslında Şengal’in kendisi hedefte değil. Burada asıl hedef Şengal’de kurulan yeni sistemdir. Êzidîler Şengal’de üç nedenden dolayı hedef alınıyor; Êzidî coğrafyası, dinleri ve burada kurulan Demokratik Ulus Sistemi’nden dolayıdır. Demokratik Ulus çizgisi çerçevesinde yönetildiği için sadece Şengal’i değil Mahmur’u, Rojava’yı da hedef alıyorlar. Irak, Şengal’deki sistemi devirmek istiyor. Bu bahsettiğimiz bölgeleri artık istedikleri gibi kullanamadıkları için bu şekilde yeni kurulan demokratik ulus sistemini boğmak istiyorlar. Ancak Êzidî kadınların direnişi karşısında istediklerini gerçekleştiremiyorlar. Şengal, Irak’ın boğazında kaldı ne yutabiliyor ne de atabiliyor. Çünkü bu sistemi kabul ederse Türk devletinin baskısı altında kalacaktır. Bu yüzden arada kalmışlar.