İÇERİDEN
Hüseyin Aykol
Bodrum S Tipi Cezaevi’nde bulunan Mehmet Salih Filiz, 30 Mayıs 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Bildiğiniz üzere 7 Nisan 2022 günü buraya sürgün edildim. Neden mi? Daha önceden kantinde satılmış bir radyo yüzünden. Bu radyo nedeniyle bana ve arkadaşım Süleyman Acun’a 11’er günlük hücre cezası verildi. Daha yargılaması Ödemiş 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ederken, bu yüzden beni buraya, Süleyman Acun’u ise Alanya L Tipi Cezaevi’ne sürgün ettiler. Buraya girişte hırpalanma ve sıkı aramalar sonrası 3-4 saat tekli koğuşa verildim. Çok geçmeden aşırı bağırsak kanamalarım nedeniyle düştüm. Hemen acile götürüldüm ve hemen dediysem, ambulans iki saat falan sonra geldi. Acilde ‘bu hasta için bir şey yapamayız’ denildikten sonra serum takıldı, kan alındı, biraz daha gözetimde kalmam istendi ama hemen cezaevine geri getirildim. Daha sonra haftada iki gün için kuruma gelen doktor, kanamalarım yüzünden bana ‘tekli kalamaz’ raporu verdi.
Karantina ve 11 günlük hücre cezam sona erdikten sonra, 29 Nisan günü beni A-28 koğuşuna verdiler. Böylece bana refakatçilik yapsın diye Savaş Barik ile kalıyoruz. Diğer arkadaşlarla aynı koridorda, yan yana odalarda kalmak için uğraşıyoruz ama henüz sonuç alamadık. Bizim odaya 18 Mayıs günü Harun Pala verilirken; 20 Mayıs günü ise M. Tarık Dağdaş ve Adem Amaç ise C-25’e verilmişler. Bildiğim kadarıyla burada 12-15 kişiyiz. İsmini bildiğim kişiler şunlar: Adem Amaç (hasta), Ozan Akın, A. Kadir Yılmaz, Kutbettin Menteş, Gürbüz Topçu, Ali Doğan Aktay, M. Tarık Dağtaş ve Savaş Barik, Ali Haydar Ildız, Harun Pala, Suphi İsmail (Afrinli. Bir ayağı yok. Tek başına kalamaz raporunun burada yenilenmesi gerekiyormuş). Burada ilk geleni 60 gün gözetimde tutuyorlarmış. En doğal hakkımız olan yan yana bulunma ve sohbet vb. etkinliklerimiz yok. Spora tek ya da aynı odada bulunanlarla birlikte çıkabiliyoruz.
Burada sağlık sorunlarımın daha da artacağa benziyor. Burada sadece Bodrum Devlet Hastanesi’ne gidebiliyorum. Ağız içi aramaya karşı çıktığım için gitmek istemiyorum ama bir defasında zorla götürüldüm. Bu konuda yazdığım dilekçeme soruşturma açıldı. Tedavim için gereken Ramotoloji ve Gastroentroloji poliklinikleri Bodrum’da yok. Bu konuda tedavi için kilometrelerce yolu aşıp Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülmem gerekiyor. Bunu yaparlar mı, bilemiyorum. Benim söz konusu iki polikliniği olan hastanelerin bulunduğu yerlerdeki cezaevlerine konulmam gerekiyor aslında. Menemen’de iken biyopsi için benden parça almışlardı. Bunun sonucunu almam için hastaneye götürülmem gerekiyordu ama götürmemişlerdi. Burası yeni bir cezaevi, neredeyse hiç kitabımız yok. Gönderebilen herkesin buraya kitap göndermesini rica ediyoruz.”
* * *
Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan kadim mahpuslardan Adnan Öztel, 24 Mayıs 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Size geç yazmamın nedeni, sağlık sorunlarımdan. Mart başında ikinci kez koronaya yakalandım. Aynı anda hem korona hem de üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalandım. İkincisi ilkinden daha ağır geçti. Uzun süre kendimi toparlayamadım. Bu süreçte tek kalıyordum karantina nedeniyle. Tam atlattım derken kısa süre içinde bir üst solunum yolu enfeksiyonu daha geçirdim. Korona semptomları gösteriyordu. Acile kaldırdılar, serum taktılar. Sonrasında serum tedavisi için radyolojiye gittim. Daha sonra 3 hafta fizik tedaviye gittim. Radyolog bana aşı takvimi belirledi. Ona göre aşı olacağım.
Revir doktoru bana protein takviyesi için günlük bir yumurta diyeti yazmıştı. Bir yıldır veriliyordu. Yeni kural koydular, uzman doktor raporu istiyorlar artık. Bu yüzden yumurtayı kestiler. Yumurta kantinde satılmıyor. Behçet hastası olduğumdan protein gereksinimim var. Bürokratik işler beni yoruyor ama uğraşmak zorundayım. Şimdi bu sorunu da çözmek için uğraşıyorum. Karantina uygulaması bitti. İki yıl tek başına havalandırmaya çıkmadan geçti. Komün dergisi çeşitli kararla bana verilmedi. Elektrik zammı beni çok etkiledi. Bir de sanayi tarifesinden yüksek düzeyde zam yapıldı. Dilekçe verip, itiraz ettik. Kantin de çok zamlandı. Korona nedeniyle dişlerim çürüdü, tedavi edilmediğim için. Şimdi onlarla uğraşacağım. Ama protezlere de yüzde 100-200 zam gelmiş. Kaplamayı daha önce bedava yapmışlardı; şimdi para istiyorlar. Ancak yaptırmamak olmaz; sağlık durumumu etkiliyor.”
* * *
Ülkenin en soğuk illerinden biri olan Bayburt’taki M Tipi Cezaevi’nde 17 siyasi kadın mahpus bulunuyor. Ailelerinden oldukça uzakta ve trafik olarak sapa bir yerde bulunan söz konusu kadın mahpuslardan 10’unun infazı yakılmış. Sebebi ise 2018 yılında dayatılan askeri sayım düzenine karşı çıkmış olmaları. O dönemde verilen hücre cezalarından hareketle infazı yakılanlara yeni müddetnameleri verilmiş. Örneğin burada kalmakta olan Cizre Kültür Merkezi yöneticilerinden Fecriye Benek, şartlı tahliye ile 2026 yılında cezaevinden çıkabilecekti. Şimdi yeni müddetnameye göre cezaevinden tahliye olma tarihi 2031 olarak güncellendi. Dile kolay: Olması gerekenden tam beş yıl sonra tahliye olabilecek!
* * *
Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Kobanê kumpas davasında tutuklu olarak yargılanan HDP eski yöneticilerinden Günay Kubilay, 30 Mayıs 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Son iki açık tanıkla birlikte, dava çökmüş ve tutuklulukları sürdürebilecekleri dayanak noktaları kalmamıştı. Ancak, davaya hukuk prensipleri değil de, politik tercihler yön verince durum kökten değişiyor. 13 Mayıs tarihli ara kararda, savunma yapmamış arkadaşların savunmalarını avukatların savunmalarıyla birlikte bir günle sınırladılar. Bu dosyayla birleşmiş dosyası olanlar ise iki gün yapabilirmiş. İnanılmaz bir durum. Açıktan savunmanın içeriğine müdahale ve savunma hakkının gaspından başka bir şey değil. Anlaşılan o ki, hakkıyla savunma yapılırsa, tepeden belirlenmiş takvimde sapma olacak. Süreci olabildiğince hızlandırmak ve istenilen sonuca ulaştırmak istiyorlar. Bu durum gerçekten de ‘suyun çürüdüğü, tuzun koktuğu’ yer.”
* * *
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Yusuf Kenan Dinçer, 17 Mayıs 2022 tarihli mektubunda Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan Sibel Balaç ve Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde kalmakta olan Gökhan Yıldırım’ın sürdürdükleri ölüm orucunda 150 günü geride bıraktıklarını hatırlatmış. Dinçer’in “Sibel ve Gökhan yaşasın!” dileklerini iletiyoruz.
MEKTUBU GELENLER:
——————————–
Fecriye Benek – Bayburt M Tipi Cezaevi
İzzethan Aykut – Afyon 1 nolu T Tipi Cezaevi
Salih Filiz – Bodrum S Tipi Cezaevi
Harun Pala – Bodrum S Tipi Cezaevi
Savaş Barik – Bodrum S Tipi Cezaevi
Günay Kubilay – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Adnan Öztel – Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi
Kenan Dinçer – Van Yüksek Güvenlikli CİK
Çizim: Mehmet Salih Filiz – Bodrum S Tipi Cezaevi