Dr. Hayri Hazargöl
Tayyip Erdoğan’ın her şeye erkek zihniyeti ile baktığı anlaşılmıştır. Onun dünyasında eşit, özgür ve iradeli kadın yoktur. O sadece itaat eden kadın istiyor. Erdoğan’ın ölçülerine uymayan kadın sürtüktür! Erdoğan’ın ölçülerine uymayan kadın makbul değildir. Kadına her türlü ayarı Tayyip Erdoğan vermelidir. Erkeğin iyisine de kötüsüne de Erdoğan karar verir. Erdoğan’ın ölçüleri kadına hiçbir değer vermeyen kesimlerin ölçüleridir. İyi erkek de kadına böyle yaklaşan erkektir!
Erdoğan kadınlar söz konusu olduğunda hemen refleks gösteriyor ve bir şeyler söyleme ihtiyacı duyuyor. Kadınlara olumsuz damgalar vuruyor. Ona göre kadın kötü olmaya meyillidir. Tabi ki kötünün ölçüsü de yine kendisidir. Erdoğan’ın kadınlara hakaretini burada sıralasak makale bu listeyle dolar. Sadece bir protestocu kadın için kız mı, kadın mı, demesini hatırlayalım yeter. Şimdiye kadar kaç kadın sanatçıya hakaret etmiştir. Erdoğan’a göre bir kadın, sanatçı olmuşsa o kötüdür. İmam böyle olursa cemaati de ondan daha beterini yapar. Yakın zamanda Kürt kadın sanatçı Aynur Doğan’ın konserlerini de yasakladılar. Herhalde Aynur Doğan “keça kurdan” türküsünü çok sevdirdiği ve müzikle Kürt dilinin güzelliğini ortaya koyduğu için hedef alınıyor. Yine Sezen Aksu’ya da hakaretler etmişti. Kadınlara hemen kötü bir damga vurmak erkek egemenlikli zihniyetin bir kültürüdür, bir alışkanlığıdır.
Erdoğan bu kadar kadınlara hakaret ederek devi uyandırıyor. Erdoğan hala 21. yüzyılın kadınların yüzyılı olacağını anlamamış; ya da anladığı için bu korkuyla saldırıyor. Ancak şu nettir ki, kadınlar Erdoğan’ın ağzına biber sürecekler. Türkiye ve Kürdistan’da kadınlar uyanmıştır. Artık kadınlar Türkiye’de Erdoğan gibi bir siyasetçi görmek istemeyeceklerdir.
Erdoğan’a göre kadınların yürüyüşlerde, mitinglerde yeri yoktur. Kadınlar sadece kocalarına karılık yapmalıdır. Evinden çıkıp siyasi eylemlere karışırsa o kötü kadındır. Erdoğan bunu da sürtük kavramı ile ifade etmektedir. Bunu sadece Gezi’ye katılan kadınlar için ifade etmiyor. İktidar karşıtı tüm eylemlere katılanlar için söylüyor. Kuşkusuz bu ifade kadın düşmanlığının bu kadınlar şahsında dile gelmesidir.
Sürtük kavramının kullanılmasını tüm kadınlar üzerlerine alınır ve rahatsız olurlar. Sadece Erdoğan gibi düşünen erkeklerin eşleri bu kavramı normal görebilir. Ancak AKP’ye oy veren kadınların en az üçte biri de Erdoğan’ın bu üslubundan rahatsız olurlar. Çünkü sürtük, erkeklerin kadınlara vurduğu bir damgadır. Erdoğan kadınların rahatsız olacağını düşünerek belki özür diler diye düşünenler de vardı. Ancak Erdoğan’daki erkek egemenlikli zihniyet o kadar derin ki özür dilediğinde bu erkekliğinden taviz vereceği kaygısı yaşamıştır. Tabi ki bir özür dileseydi belki kadınlar bu kadar üzerine gitmezlerdi.
Erdoğan’ın sürtük kavramını kullanmasıyla birlikte kadınlarla Erdoğan arasında yeni bir mücadele başlamıştır. Kadınların bir kişiye değil, bir zihniyete karşı mücadelesi olacaktır. Kadınlar öyle bir mücadele verecekleri ki hiçbir erkek bir daha kolayca bu kavramı telaffuz etmesin.
Kadın özgürlük mücadelesinin en önemli boyutundan biri de erkeklerde oluşmuş kadın algısını ve kadınlara atfedilen yakıştırmaları kırmak olacaktır. Çünkü erkek egemenlikli ideoloji, düşünce böyle algılar ve kavramlarda somutlaştırılmış, derinleştirilmiş ve toplumsallaştırılmıştır. Bu açıdan bu algı ve kavramlara karşı mücadele edilip bunlar toplum kültürü ve hafızasından silinmeden de erkek egemenlikli zihniyet yenilgiye uğratılıp kadın özgürlükçü bir yaşam sistemi yaratılamaz.
Erdoğan kadın düşmanlığının, kadın için oluşmuş algı ve yargıların somut timsali durumundadır. AKP-MHP iktidarının bir yüzü de budur. Bu açıdan AKP-MHP’ye karşı mücadele kadınların yürüttüğü mücadeleyle bütünleştirilmezse ya da kadınların bu mücadelesinin yanında olunmazsa, gerçek anlamda bir AKP-MHP muhalifliği yapılamaz; ya da verilen mücadele eksik, yarım, hatta sonuçsuz kalır.
Erdoğan’ın sürtük kavramını kullanmasından sonra tüm erkekler de kadınların özgürlük mücadelesinde kendilerini sorumlu görmelidir. Çünkü Erdoğan bir de erkeklerde var olan algı ve yargılara dayanarak bu kavramı kullanıyor. Bu nedenle tüm erkekler böyle bir söylemde kendilerinin eksik ve yetersiz tutumlarını da görmeli. Erdoğan zihniyetine karşı kadınların verdiği mücadeleye katılarak tarih içinde erkeklerde oluşmuş bu algı ve yargılar konusunda özeleştiri vermiş olacaklardır.