Seydi Fırat
28 Mayıs’ta İstanbul’da İHD, ÖHD ve TOHAV organizasyonuyla ve önemli bir katılımla ‘Tecrit Siyasetine Karşı Barış Hakkı Konferansı’ gerçekleşti. Konferansta İmralı tecridinin barış, demokrasi ve hukuk alanında yol açtığı kriz ve krizin yol açtığı yıkım ve tehlikeyi çeşitli yönleriyle değerlendirmeye tabi tutu. Tecridi kırmak için hukuksal, siyasal ve toplumsal alanda mücadelenin önemine dikkat çekildi.
PKK Lideri sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit 24 . yılında mutlak iletişimsizlik temelinde sürüyor; yerel ve evrensel hukukun hiçe sayıldığı, yerel ve evrensel hukuksuzluğun İmralı gerçeğinde birbirini tamamladığı bir tablo ile karşı karşıyayız. Tarifi zor bir kötülük, tarifi zor bir insanlık dışı uygulamadır İmralı tecridi.
Tecrit Kürt sorununda çözümsüzlük politikasıyla birebir alakalı bir durumdur.
HDP Eş Genel Başkanı sayın Mithat Sancar, ‘Tecrit Siyasetine Karşı Barış Hakkı Konferansı’ndaki konuşmasında, tecrit siyasetini ‘Kürt sorununda çözümün devlet tarafından reddi’ olarak değerlendirdi. Hiç kuşku yok ki bu aynı zamanda demokrasinin, adaletin ve hukukun reddidir. İktidarın sergilediği de budur.
Tecrit siyasetine ve tutsaklığına karşı itiraz ve mücadele demokratik duruşun, özgürlükçü duruşun, insan haklarından yana duruşun merkezine alınmasıyla yol alıcı gelişmeler kaydedilecektir.
Kürt sorununda çözümsüzlüğü bir nimet olarak görüp çözümsüzlükten beslenme siyasetini güdenlerin temel hesabı Sayın Öcalan’ın esareti ve üzerindeki tecridin derinleştirilmesi üzerine kurulu bir hesaptır.
HDP Eş Genel Başkanı sayın Mithat Sancar, bu eksendeki siyasetin 3 sacayağı üzerinden geliştiğini ifade etti konferans konuşmasında. Bu sacayakların kan, talan ve yalan olduğuna işaret etti.
Bu ayaklar üzerine kurulu siyaset türünün yol açtığı yıkım, yol açtığı çıkmaz, bugün her alana ve herkese bir biçimde dokunuyor.
‘Tecrit Siyasetine Karşı Barış Hakkı Konferansı’ tecride karşı mücadeleyi geliştirme çağrısında bulundu. ‘Tecridi kıralım’ çağrısında bulundu. Çağrıyı en dinamik biçimde ve bir süreklilik içinde sahiplenmek gerekiyor.
Kürt halkı sayın Öcalan’ın esaretini, sayın Öcalan yönelik insanlık dışı muameleyi; İradesine, tarihine, davasına ve insanlık değerlerine yönelik büyük bir kötülük, büyük bir haksızlık ve ağır bir vicdansızlık olarak hep gördü ve buna karşı hep mücadele içinde oldu. Onlarca yıldır bu mücadeleyi sürdürüyor.
İmralı’daki insanlık dışı muamele bugün evrensel düzeyde dikkate ve tepkiye yol açıyor. Sayın Öcalan’ın koşulları siyahi lider Nelson Mandela’nınkinden kat kat daha insanlık dışıdır, daha ağırdır. Mandela’nın avukatları ve yakın arkadaşları bunu defalarca ifade ettiler. Dünyanın birçok yerinde aydınlar, insan hakları savunucuları, sivil toplum örgütleri, Sayın Öcalan!a yönelik insanlık dışı uygulamaya tepkilerini ve özgürlüğü yönünde tutumlarını ortaya koyuyorlar.
Türkiye’deki mevcut rejim Güney Afrika Apartheid Rejimi’nden kat kat daha fazla zıvanadan çıkmış bir rejimdir. İnsanlık değerlerine ve tepkilerine yönelik daha kayıtsız, daha çürümüş bir rejimdir. Bu konumdan dolayı daha kapsamlı bir mücadele ve tepkiyi gerekli kılmakta.
Tecridin 24. yılında tecridi kıracak, özgürlüğün kapısını açacak ve sonuç alıcı bir düzeye ihtiyaç var.
HDP’nin, HDK, DTK, TJA, DBP ve MED TUHAD-FED’in içinde olduğu organizasyonun 12 Haziran’da Gemlik’e düzenleyeceği yürüyüş önemli bir eylemdir. Herkesin güç ve destek vermesi, sahiplenmesi gerekiyor. Her alanda Gemlik’e yönelik akış olmalı. Daha önce de Gemlik’e yönelik yürüyüş hafızalardaki etkileyici yerini koruyor.