Önce Sur’da başlatılan sokağa çıkma yasakları nedeniyle yerlerinden zorla göç ettirildiler, şimdi de ‘kentsel dönüşüm’ bahanesiyle evleri yıkılınca konteynırda yaşamaya başladılar: Hükümet saraylarda yaşıyor biz ise bu tek göz odalı yerde. Bazen yiyecek ekmeğimiz bile olmuyor. Banyo yok tuvalet yok. Perişan haldeyiz
Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde 2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle 6 mahallede yaşayan 20 bini aşkın kişi göç etmek zorunda kaldı. Yasak sürecinde çatışmalardan etkilenmeyen Ali Paşa ve Lalebey mahallelerinde ise, “kentsel dönüşüm” adı altında başlatılan yıkımla insanlar göçe zorlandı. Mülkleri düşük fiyatlarla kamulaştırılan birçok aile, farklı mahalle ve ilçelere göç etmek zorunda kaldı. Demir ve Sansarkan aileleri de göç eden ailelerden sadece ikisi. Ali Paşa Mahallesi’ndeki evlerinden çıkarıldıktan sonra Yenişehir ilçesine göç eden Demir ve Sansarkan aileleri, uzun bir süredir zorlu koşullarda yaşam mücadelesi veriyor.
Hükümet sarayda onlar konteynırda yaşıyor
Bir kızı ve 7 torunuyla birlikte konteynırda yaşayan 60 yaşındaki Hanım Demir, yasak sürecine işaret ederek, “Sürekli bombalar yağıyordu. İnsanlar ölüyordu. Sonra devlet zorla bizi çıkardı. 2 yıl Seyrantepe’nin yukarısında kaldık. Sonra da bu oturduğumuz yere geldik. Önce bir çadırdaydık sonra biri bize bu konteyneri aldı” dedi. Eşini yıllar önce kaybeden ve iki oğlu cezaevinde olan Demir, çocuklarının tüm yükünün omuzlarında olduğunu aktardı.
Demir, “Evde çalışan yok. 5 çocuk okul okuyor, ikisi daha küçük. Büyük kızım onlara bakıyor. Ben de yaşlıyım çalışamıyorum. Evimizde ne bir ısıtma ne başka bir şey var. Kışın su damlatıyor. Ocak, dolap, çamaşır makinesi hiçbir şey yok. Halimiz perişan. Yemekleri dışarda yaktığım ateşte yapıyorum. Çamaşırları elle yıkıyoruz. Tuvalet, banyo ikisi aynı yerde. Sıcak su da yok. Suyu da ateşte ısıtıyoruz. Bu hayat pahalılığında detarjan, sabun alacak para da yok. Bizi böyle perişan bıraktılar” sözleriyle yaşam koşullarını anlattı. “Hükümet saraylarda yaşıyor biz ise bu tek göz odalı yerlerde yaşıyoruz” diyen Demir, kendilerine herhangi bir destek sunulmadığını ifade etti.
Bazen yiyecek yemeğimiz olmuyor
5 çocuğuyla birlikte tek odalı bir evde yaşayan Dindar Sansarkan ise, hastalık maaşıyla geçimini sağlayabildiğini aktardı. Sansarkan, “Evimizi yaktılar, yıktılar ve bizi zorla çıkardılar” dedi. Yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını ifade eden Sansarkan, “Birileri yardım etti ve bu eve geldik. Ama ev bizim değil. 3 yıldır buradayız. Sara hastasıyım, çalışamıyorum. Hastalığım için 600 lira veriliyor, ama o bu zamanda neye yetsin? Şeker, yağ hiçbirini bu pahalılıkta alamıyorum. Mutfak yok, banyo yok. Komşularım sağ olsun bazen yemek getiriyorlar. Yemeklerimi bazen dışarda yapıyorum, bazen de akşam yiyecek yemeğimiz olmuyor” şeklinde konuştu.
Sansarkan, “Hükümet sarayda yaşıyor biz ise küçük deliklerde yaşıyoruz. Bu eşitlik değil. Birilerinin karnı tok, birileri aç. Hükümet o zaman evlerimizi yıkmasaydı biz bu halde olmazdık. Devlet yaktığı, yıktığı için bu haldeyiz” ifadelerini kullandı.
DİYARBAKIR