Sosyalist Meclisler Federasyonu deklarasyonunun açıklandığı toplantıda konuşan HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan: ‘Bu tablo karşında elimizde devrimci dayanışma ve ittifakı stratejimiz var. Birlikte mutlaka kazanacağız, birlikte mutlaka başaracağız, birlikte mutlaka özgürlüğü ve eşitliği, adaleti ve barışı bu topraklarda hakim kılacağız’
Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), 2’nci Olağan Kurultayı’nın deklarasyonunu açıklamak üzere Şişli’de bulunan Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde toplantı düzenlendi.
“Sosyalizm mücadelesini büyütüyoruz! Söz, yetki ve karar meclislere” şiarıyla yapılan toplantıda salona “Faşizme, gerici, savaşa, sömürü ve açlığa karşı mücadeleyi büyütüyoruz!” yazılı pankart ile Mazlum Doğan, İbrahim Kaypakkaya, Mahir Çayan ve Deniz Geçmiş ile çok sayıda sosyalist liderin fotoğrafları asıldı.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Pervin Buldan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Keskin Bayındır, HDP milletvekilleri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eşbaşkanı Cavit Uğur, Devrimci Parti, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Dersim Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.
HDP’li Dilşat Canbaz, 2’nci Kurultay’ın deklarasyonu paylaştı. Deklarasyonda, kapitalist ile bölgesel devletlerin halkları, işçileri ve emekçileri sömürdüğüne dikkat çekildi. Deklarasyonda, HDP’li belediyelere atanan kayyumlar, Kürtçe tiyatro oyunları ile konserlerin yasaklanması, işçilere yönelik saldırılara, yargının durumuna işaret edildi. Yargının iktidarın ve sermayenin aparatı haline geldiği ifade edilen deklarasyonda, tüm sorunların sosyalist anlayışın hakim kılınmasıyla son bulacağına vurgu yapıldı.
Halkların kendi kaderini tayin etme hakkına işaret edilen deklarasyonda, federasyona, Türkiye’de eğitim, sağlık ve pek çok konuda yaşanan soruna, mültecilerin durumuna işarete edildi.
Buldan: Faşizmi, şovenizmi ve milliyetçiliği körükleyecek
Ardından konuşan HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, olağanüstü bir dönemden geçildiğini belirtti. Buldan, “Sadece devrimci, demokratik, yurtsever değil tüm kesimler açısından zorlu bir süreçle karşı karşı olduğumuzun farkındayız. Bir yanda Suriye’de savaş tamtamları bir yanda içeride halkın demokratik hak taleplerini bastırmaya çalışan ve şiddet uygulamaların halkın ensesinden eksik etmeyen, baskı ve hukuksuzluk dalgasının giderek boyutlanmakta olduğu ve tüm toplumsal kesimlerin ekonomik darbenin altında inimi inim ezildiği inlediği bir dönemi yaşıyoruz. Hukuksuzluk siyasetini büyüten AKP-MHP iktidarı önümüzdeki seçimlere ne yazık ki faşizmi, şovenizmi ve milliyetçiliği körükleyerek gideceğinin emarelerini bütün bu baskı ve şiddet politikaları ile bizlere bir kez daha göstermekte, bunu planladığınız göstergesi olarak bu hukuksuzlukları işletmeye devam etmektedir” diye konuştu.
İbrahim Kaypakkaya’nın ayırt edici yönü
Böylesi bir süreçte ülkenin seçime götürüleceğini ifade eden Buldan şöyle devam etti: “Bu karanlık tablo karşında elimizde ne var? Elbette ki devrimci dayanışma, birleşik mücadele ve ittifakı stratejimiz ve yoldaşlarımız var. Bu birlikteliği bir türlü dağıtamadılar, dağıtamayacaklar. Onlar saldırdıkça bağlarımız daha da güçlenmekte, mücadele ortaklığı ve kararlılığımı daha da büyümektedir. Demokrasi ittifakı çağrımız her geçen gün daha fazla güçlenmekte ve karşılık bulmaktadır. Toplumun her kesiminde umut ve cesaret daha artmakta, kararlılık daha da büyümektedir. SMF’nin temsil ettiği devrimci geleneği yakından takip ettiğimizi özellikle belirtmek isterim. Kaypakkaya’nın (İbrahim Kaypakkaya) 1971 devrimci çıkışındaki yeri bizim için her zaman ayırt edici ve yol gösterici olma özelliğini taşımaya devam ediyor. Kaypakkaya’yı ve yoldaşlarını bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”
Meclisleşme çalışmaları
Kaypakkaya’nın ulusal meselelere, Kürt sorununa dair fikirlerine işaret eden Buldan, fikirlerinin tarih sahnesinde özgün olduğunu belirtti. Parti fikriyatına dair teorik ve pratik yaklaşımlarının ufuk açıcı olduğunu, bu de güncelliğini ve etkisini sürdüğünü belirten Buldan şunları söyledi: “Siz bu fikirleri harmanlayarak yeni bir zemin yaratmaya çalışıyorsunuz. Biz de bunu yakından takip ediyoruz. Özellikle meclisleşme HDP’nin kurulduğundan beri tartıştığı maddelerden biri olageldi. HDP esasen kendisini meclisler üzerinden inşa etmeyi karar altına aldı. Sonrasında ise HDP örgütlenme konusunda meclis fikriyatını parti olarak benimseyeceğini, tüm Türkiye toplumuna ilan etti. Çalışmaları hale devam etmektedir. Bütün bu baskı ve saldılar altında aksasa da fikren meclisleşme en önemli hedeflerimizden birisidir. Çünkü halkın yaşadığı sorunların ve oradan başlayarak halka halka örgütlü toplum yaratmak meclisleşmeden geçer. HDP olarak bunun farkındayız. Sizin bu konudaki pratiklerinizi mücadele önemli bir aşama olarak görüyor ve benimsiyoruz. Bu modeller hepimiz için örnek teşkil ederek yeni sonuç ve deneyimler biriktirecektir. O yüzden bu çalışmayı çok değerli ve anlamlı bulduğumuzu bir kez daha ifade etmek isterim. Sizlerle beraber yol yürümekten büyük bir onur duyduğumuzu özellikle belirtmek isterim. Birlikte mutlaka kazanacağız, birlikte mutlaka başaracağız, birlikte mutlaka özgürlüğü ve eşitliği, adaleti ve barışı bu topraklarda hakim kılacağız. Sizleri ve mücadelenizi bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyor, başarılar diliyorum.”
Çengiz Çiçek: Dönem tekçi, ceberut, sömürü düzenine karşı doğru pratik dönemidir
HDK Eşsözcüsü Çengiz Çiçek de kurultaydan olumlu sonuçlar beklediklerini ifade etti. Kapitalist sistemin varoluşsal krizin içinde olduğunu ve çoklu krizlerin yaşandığına dikkati çeken Çiçek, “Yönetilebilir bir düzen olmaktan çıkmış, adeta sarmal haline gelmiş, bir yer küre ile bizi baş başa bıraktı” dedi. Türkiye’nin de çok sayıda kriz yaşadığını belirten Çiçek, “Türkiye, kendi varoluşsal krizlerinin sisteme ekleyerek, Türkiye ve Ortadoğu’da halkların demokrasi, özgürlük ve sosyalizm mücadelesini boğmaya çalışıyor. Karşımızda gerek küresel düzlemde, gerek bölgesel düzlemde, gerekse ulus devlet ölçeğinde faşizm, sömürgecilik her yerde yaşanıyor” diye kaydetti.
Krizlere karşı toplumsal mücadele ve örgütlülüğü öncelediklerini vurgulayan Çiçek, “Örgütlü halk gerçeğinin daha fazla ortaya çıkması, toplumsal mücadelenin daha da artması için uğraşlar veriyoruz. Her zaman her yerde bizim faşizm, tekçilik, kapitalist sisteme karşı direnme sorunumuz yok. Hiçbir zaman baş eğmedik. Bizim tespit sorunumuz da yok. Bizim doğru örgütlenme problemimiz var. Yani pratik mücadeledeki açmazlarımızın farkında olmak zorunda olduğumuzu söylemek istiyorum. Dönem, bu tekçi, ceberut, sömürü düzenine karşı doğru pratik dönemidir” ifadelerini kullandı.
Cengiz Çiçek’in ardından siyasi parti temsilcileri söz aldı. Siyasetçiler, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerin yanı sıra cezaevinde yaşanan ihlallere ve buna karşı verilecek ortak mücadeleye dikkat çekti. Konuşmaların ardından Grup Munzur sahne aldı.
İSTANBUL