İHD İzmir şubesi, bu haftaki eyleminde hasta tutuklu Aysel Tuğluk’un durumuna dikkat çekti. Açıklamada, ‘Aysel Tuğluk’un infazının hastalığı süresince geri bırakılması çağrısında bulunuyor, aksi durumda bu insan onuruna aykırı uygulama ile telafisi mümkün olmayacak sonuçlar ortaya çıkacağını bir kez daha yineliyoruz’ denildi
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishaneler Komisyonu’nun iki hafta da bir düzenlediği “Hasta mahpuslara özgürlük” eyleminde bu hafta hasta tutuklu Aysel Tuğluk’un durumuna dikkat çekildi. İzmir Barosu önünde yapılan açıklamaya, “Ağır hasta mahpuslar ölüyorlar, susma” ve “Susma, suça ortak olma ölüyorlar” pankartları açılarak, “Tecrit insanlık suçudur”, “Hasta tutuklulara özgürlük” dövizleri taşındı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, Milletvekili Murat Çepni, Barış Anneleri Meclisi ve çok sayıda kişinin katıldığı açıklamayı İHD Kadın Komisyonu üyesi Ayşenur Kizaroğlu yaptı.
Yaşam hakları sistematik bir şekilde ihlal ediliyor
Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) uzun zamandır hasta tutuklular konusunda evrensel hekimlik ilkelerine uygun değerlendirmeler yapmadığını belirten Kizaroğlu, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerden alınan raporların görmezden gelindiğini söyledi. Ağır hasta tutukluların tedavilerinin cezaevinde devam edilebileceğine dair kararların verildiğini anımsatan Kizaroğlu, “Alınan kararlar doğrultusunda hasta mahpusların sağlık hizmetine erişim hakları engelleniyor, sağlık ve yaşam hakları sistematik bir şekilde ihlal ediliyor” dedi.
Tuğluk bir insan hakları savunucusudur
28 Aralık 2016 tarihinden bu yana Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan demans hastası Aysel Tuğluk’un yaşam ve sağlık hakkının ihlal edildiğini vurgulayan Kizaroğlu, “Aysel Tuğluk, Demokratik Toplum Partisi’nde (DTP) Eş Genel Başkanlık yapmış ilk kadındır ve eş genel başkanı olduğu Demokratik Toplum Partisi’nin kapatılmasıyla siyaset yasağı getirilen, tek kadın milletvekilidir. Hukukçu olan Tuğluk, HDP Hukuk ve İnsan Haklarından sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcılığı görevini de sürdürmüştür. Aynı zamanda da bir insan hakları savunucusudur” diye belirtti.
Tuğluk’un hastalığını inkar ediliyor
Tuğluk ile ilgili cezaevinde kalamayacağına dair kapsamlı kurul raporu olmasına rağmen ısrarla gereğinin yerine getirilmediğini söyleyen Kizaroğlu, “Herkesin bildiği gibi annesinin cenazesine yapılan ırkçı saldırı ve gayriinsani tutuma tanıklık etmiş olan Tuğluk’un yaşadıkları, hafızasında onarılması imkansız izler bırakmıştır. Tedavi ve muayene sürecini aylarca sürdüren Kocaeli Tıp Fakültesi Adli Tıp Kurulu tarafından cezaevinde kalamayacağına dair oybirliğiyle hazırlanan rapora rağmen İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından tam tersi yeni bir rapor hazırlanmıştır. Yıllardır etik, vicdan, bilim ve hukuka aykırı raporlarla gündeme gelen bu kurum, politik mahpusların ağır ve ölümcül hastalıklarına rağmen aralıksız olarak ‘hapishanede kalabilir’ şeklindeki tıp bilimine aykırı raporlarından birini de Tuğluk için hazırlamış ve demans hastalığını inkar etmiştir” ifadelerini kullandı.
İnsan onuruna aykırı uygulama
Çelişkiler barındıran söz konusu ATK raporlarıyla ilgili avukatların ‘Üst Kurul’a yaptığı itiraza henüz yanıt verilmediğini dile getiren Kizaroğlu, “Hastalığının ağırlaşmasına izleyici kalınmıştır. En temel hak olan yaşam hakkının korunması açısından insan haklarını koruma ve savunma görevi kapsamında Aysel Tuğluk’un infazının hastalığı süresince geri bırakılması çağrısında bulunuyor, aksi durumda bu insan onuruna aykırı uygulama ile telafisi mümkün olmayacak sonuçlar ortaya çıkacağını bir kez daha yineliyoruz. Aysel Tuğluk ve onun gibi siyasi sebeplerle mahpus edilen tüm kadınların özgürlüklerine kavuşması talebimizi yineliyoruz. Tuğluk’un sağlığıyla ilgili gelişebilecek tüm olumsuz sonuçlardan, ‘hapishanede kalamaz’ raporunu görmezden gelen idari ve adli makamlar sorumlu olacaktır” dedi.
İZMİR