Türkiye’nin saldırı tehdidinde bulunduğu Şehba’da Efrîn’den zorla göç ettirilen yurttaşların yaşadığını belirten gazeteci Sîpan Cûdî, ‘Şehba halkı devrimci bir halk savaşına hazır. Efrîn halkı Şehba’da direniyor, uluslararası güçler artık Türkiye’nin yaptığı hukuksuzluklara sessiz kalmamalı’ dedi
Türkiye, 20 Ocak 2018 tarihinde saldırıp askeri olarak girdiği Kuzey ve Doğu Suriye’nin Efrîn kentindeki hak ihlalleri ve ağır insanlık suçları hız kesmeden devam ederken, Efrîn’den göçertilen binlerce kişinin sığındığı Şehba’da yer alan Til Rifat’ı da tehdit etmeye başladı. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında Til Rifat ile birlikte Minbic’e saldırı düzenleneceğini söylerken, Halep-Dilok ticaret yolu üzerindeki Efrîn’in Şêrawa ilçesine bağlı Keşetar köyünde bulunan Şehba Kampı’nının etrafı her gün top atışları ile bombalanmaya başlandı. Şehba kantonundaki en büyük ikinci Rus üssüne yaklaşık 500 metre uzaklıkta bulunan kamp, Efrîn ile Halep’in kırsal nüfusundan gelen 300 göçmen aileye de ev sahipliği yapıyor.
Efrîn’de halkı direniyor
Şehba’da uzun yıllardır gazetecilik yapan Hawar Haber Ajansı (ANHA) muhabiri Sîpan Cûdî, bölgede yaşanan gelişmeleri ve Efrîn halkının yeni saldırılara karşı tutumunu Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Emrullah Acar’a değerlendirdi. Efrîn’den binlerce kişinin Şehba’ya göç etmek zorunda kaldığını belirten Cûdî, Şehba Kantonu’nda 5 tane göçmen kampı olduğunu belirtti. Göç eden kişilerin zor koşullarda barındığını ifade eden Cûdî, “Efrîn halkı yıkık, dökük evlerin olduğu ilçe ve köylerde yaşamak zorunda bırakıldı. Ancak bütün bu olumsuzluklara rağmen Efrîn halkı 4 yıldır kesintisiz direniyor” dedi.
Uluslararası güçler göz yumuyor
Bölgede zor koşullarda gazetecilik faaliyetleri sürdürdüklerini dile getiren Cûdî, “Efrîn halkının maruz kaldığı hak ihlallerini dünya kamuoyuna duyurduk. Efrîn’de işgal altında olan yerlerde 4 yıldır insan hakları ayaklar altına alınmış durumda. Binlerce insan katledildi ve kaçırıldı. Her gün yeni bir hak ihlaline uyanıyoruz. Bu hak ihlallerini paylaşmamıza rağmen dünya kamuoyu sessizliğini koruyor. Uluslararası güçler Türkiye ve çetelerinin yaptığı hak ihlallerini görmek istemiyor. Biz sadece Efrîn’den göç edenlerin değil, Efrîn’de her şeye rağmen kalmak zorunda olan insanların da sesi olduk” diye konuştu.
Şehba 4 yıldır kesintisiz bombalanıyor
Şehba’da bütün baskı ve zorluklara rağmen kesintisiz süren bir direniş olduğunun altını çizen Cûdî, “Çadır kamplarda kalan insanların birçok zorluğu var. Bu zorlukların içinde bölge hergün Türkiye ve desteklediği çeteler tarafından bombalanıyor. Bu bombardıman 4 yıldır kesintisiz sürüyor. Saldırıların yanında bölgede Şam hükümetinin ambargosu var. En temel geçim kaynağı olan gıdaların geçişinde bile sorunlar yaşanıyor. Ancak halk bütün bunlara karşı direnmekte ısrarlı. Ne olursa olsun direnmekten vazgeçmeyeceklerini söylüyorlar. Halkın arasında yer alan biz gazeteciler her gün neler çektiklerine şahit oluyoruz ve kararlılıklarını da görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Bölgede demografik plan uygulanıyor
Saldırıların amacının Efrîn’den göçertilen insanların geri dönme umudunu bitirmeye yönelik olduğunu vurgulayan Cûdî, “Ancak halk ısrarlı, ne yapılırsa yapılsın, her gün bölge bombalansa da direnmekten vazgeçmeyecek. Bu direniş Efrîn’e dönene kadar devam edecek” dedi. Şehba’da son 4 yılda Türkiye ve desteklediği grupların eliyle birçok katliam yapıldığını belirten Cûdî, bu katliamlarda birçok çocuk ve kadının yaşamını yitirdiğini kaydetti. Bölgede yaşayan halkların daha önce bölgeye dönük gerçekleşen saldırılardan ders çıkardığını belirten Cûdî, “Bu halk düşman gerçeğini tanımış durumda. Daha önce yapılan saldırılardan ders çıkarmış durumda. Halk düşmanını iyi tanıyor. Efrîn, Gre Spî, Serekanî’de yaşananlar gözler önünde. İşgal bölgesinde neler yaptıklarını takip ediyoruz. Bölgede demografik bir değişiklik yapma arayışı var. Suriye’nin başka yerlerinden getirilen insanlar işgal bölgelerine yerleştiriliyor” dedi.
Şehba halkı devrimci bir halk savaşına hazır
Türkiye’nin “yeni Osmanlı hayalleri” olduğuna değinen Cûdî, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bölgeye dönük saldırı açıklamalarında “Güvenli bölge oluşturma planları”ndan söz ettiğini hatırlatarak şunları söyledi: “İşgal ettikleri hiçbir bölgede güvenlik adına bir şeyden bahsetmek mümkün değil. İşgal ettikleri bölgelerde 4 yıldır bir gün dahi suçsuz geçmiyor. Her gün insanlığa karşı suçlar işleniyor. Erdoğan son iki haftadır saldırı tehditlerini artırdı. Erdoğan seçim endeksli kullandığı mültecileri seçimden önce Suriye’ye göndererek bir kazanç elde etmek istiyor. Ancak halk yapılan bombardıman ve ambargo altında kendi öz gücü ile örgütleniyor. Şehba halkı devrimci bir halk savaşına hazır. Burada şehit anneleri var; ‘biz çocuklarımız olmadan yaşayabiliriz ama topraklarımız olmadan asla’ diyorlar. Efrîn halkı Şehba’da direniyor, uluslararası güçler artık Türkiye’nin yaptığı hukuksuzluklara sessiz kalmamalı ve yaptıkları karşısında ondan hesap sormalıdır.”
HABER MERKEZİ