90’lı yıllarda katledilen iş insanları Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay için mezarları başında anma töreni yapıldı: ‘Devlet içerisinde çete gruplarının ve devletten emir alarak, devletin bilgisi ve onayı dahilinde bu cinayetlerin işlendiğini çok iyi biliyoruz. Bu ülkeye adaleti de başı da demokrasiyi de mücadele ederek getireceğiz’
İstanbul’da 1994’te kaçırılıp katledilen Kürt iş insanları Savaş Buldan, Hacı Karay ile Adnan Yıldırım Avcılar’da bulunan mezarları başında anıldı. Anmaya HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyeleri, HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, HDP Ankara eski milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Yıldırım ile Karay’ın ailelerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
HDP Grup Başkanvekili Saruh Oluç, Buldan, Karay ve Yıldırım’ın Kürt oldukları için katledildiklerini vurguladı. Oluç, “Bu üç insanın katledilmesini ve sadece bu üç insanın değil 90’lı yılların o karanlık döneminde 17 bin faali meçhulün ortaya çıkmamasının bir tek nedeni vardı. Onları birleştiren ortaklaştıran neden, Kürt olmalarıydı. 90’lı yıllarda bu faili meçhuller aslında Kürt halkına yaşam ve söz hakkı verilmesin diye gerçekleşti. 28 yıl geçti aradan. Bugüne kadar faili meçhul diyoruz ama faillerinin bilindiğini biliyoruz. Devletin içine odaklandırılmış çeteler olduğunu biliyoruz. Bütün kayıtların aslında devletin elinde bulunduğunu biliyoruz. 28 yıldır bu kayıtlar açığa çıkarılmadı. Siyasi sorumlular, bürokratlar, azmettirenler, planlayanlar ve bu cinayetleri işleyenler, yargı önünde hesap vermedi. 28 yıldır, bu hesabın sorulması için mücadele ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz” dedi.
‘Katiller yetişmeye devam edecek’
Öldürülen Adnan Yıldırım’ın kızı Leyla Yıldırım, babasının katledilişin 28’inci yılında geçen zamanda yaş aldıklarını ama büyüklerinin kendilerini görmeye ömürleri yetmediğini ifade etti. Yıldırım, “Tek değişmeyen adalet arayışımız oldu. Hala ilk gün olduğu gibi olmayan adaletten, işlenen insanlık suçundan, cezasızlıktan, insan hakları ihlallerinden bahsetmekteyiz. Yaşamış olduğumuz dönemde çağımızın bütün imkanlarına rağmen yok sayılmayı hepimiz en üst seviyede yaşamaktayız. Bunun en büyük sebebi yargı sisteminin dökülen kanların yeterince katillerin ellerine bulaşmadığını topluma inandırma çabasıdır. Ankara JİTEM davasında da yapılmak istenen budur. Bunun sonucunda Mehmet Ağar gibi katiller yetişmeye devam edecektir. Süre gelen devlet politikasıyla beslenip her türlü imkan ellerine verilmeye devam edecektir. Bizler babamızın huzuruna geldiğimizde, ‘artık rahat uyu her şey bitti’ diye bilmeyi isterdik. Herkes gibi tutamadığımız yası tuta bilmek isterdik” diye belirtti.
Faili belli cinayetler
Buldan ise şunları söyledi: “Böyle acılı bir günde bizi yalnız bırakmayan herkese minnettarız. 3 Haziran 1994 Türkiye’nin kanlı tarihlerinden sadece bir tanesi sorgusuz, sualsiz katledilen binlerce insandan sadece 3 tanesi Savaş Buldan, Adnan Yıldırım, Hacı Karay. Sorgusuz sualsiz diyorum çünkü bu ülkede işlenen faili belli cinayetlerin tamamının, kaçırılarak, işkence edilerek, katledildiklerini biliyoruz. Ve bu cinayetleri işleyenlerin devlet odaklı devlet içerisinde çete gruplarının ve devletten emir alarak, devletin bilgisi ve onayı dahilinde bu cinayetlerin işlendiğini çok iyi biliyoruz”
Ancak katledilen bütün bu insanların ortak noktaları hepsinin Kürt olması. Bu ülkede eğer Kürtsen ya bir gün öldürüleceksin, ya sürgüne gideceksin, işkenceden geçirileceksin katledileceksin. Tıpkı bu dönemde olduğu gibidir. 90’larla 2020 arasında hiçbir farkın olmadığını özellikle ifade etmek istiyorum. Bu ülkede ya sokak ortasında, ya işyerinde, ya evinde ya da bulunduğu başka bir mekan da insanlar, kafasına kurşunlar sıkılarak, bedenlerine kurşunlar sıkılarak, katledildi.”
Tansu Çiller, Mehmet Ağar…
Dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve Emniyet Müdürü Mehmet Ağar’a değinen Buldan, “Hepsi şu anda aramızda ve hiçbir şekilde ne ifadeye ve her hangi bir cezaya çarpılmadıkları gibi serbestçe dolaşıyorlar. Bunun yanında bu ülkeyi yönetenler onları her daim kahraman ilan etmekten de geri durmadı” dedi.
Katledilen eşi ve diğer iş insanlarının onurlu bir miras bıraktıklarını vurgulayan Buldan, “Onlar bize onurlu yaşamayı, onurlu direnmeyi, onurlu direnmeyi bıraktı. Aynı zamanda bu ülkede katledilen binlerce insana yoldaşımıza arkadaşımıza büyüklerimize onların mirasına sahip çıkma sözü verdik. Ve vermeye devam ediyoruz. Devlette, esaslık devam ettiği için o dönem de işlenen faili belli cinayetleri bu dönem bu ülkeyi kim yönetiyorsa çözmek zorundadır. Ancak bırakın çözmeyi, bırakın araştırmayı, bırakın katileri yargılamayıp cezalandırmayı, her gün cenazeler gelmesi, her gün cinayetlerin işlenmesi katliamların yaşanması bu devletin de bu ülkeyi yöneteninde AKP hükümetinin de bu cinayetlerin devam etmesi için büyük bir çaba içerisinde olduğunu biliyoruz” diye konuştu.
HDK, HDP ve GÖÇİZDER’e dönük operasyona da değinen Buldan şunları ekledi: “Kürtlere, muhaliflere, demokratlara, insan hakları savunucularına her gün yapılan operasyonların tek nedeni var. Bu ülkeyi yönetenler, Kürt düşmanıdır. Bu ülkeyi yönetenler barış düşmanıdır. Bu ülkeyi yönetenlerin barış adına demokrasi adına bir adım atmayacağının göstergesidir. Ama biz hem Savaş’a, Adnan’a, Hacı’ya ve binlerce insana söz veriyoruz. Bu ülkeye adaleti de başı da demokrasiyi de mücadele ederek getireceğiz.”
İSTANBUL