Türkiye’nin, ‘Güvenli Bölge’ iddiasıyla ABD’nin onayını alarak 9 Ekim 2019’da ele geçirdiği Serêkaniyê, IŞİD ve diğer paramiliter grupların cirit attığı; katliam ve talanla nüfus yapısının değiştirildiği bir merkeze dönüştü
Türkiye, resmi sınırından 32-40 km genişliğe kadar olan tüm Kuzey ve Doğu Suriye’yi işgal etmek istiyor. Bu hedef, Rojava’nın Hesekê dışında neredeyse hepsini kapsıyor. ANF’den Bêritan Sarya ile Cemîl Ebdo, Türkiye ve desteklediği paramiliter grupların Serêkaniyê’yi ele geçirmesinden sonra kentte IŞİD ve türevi güçlerin nasıl palazladığını yazdı.
Türkiye, kendi planını dünyaya “Güvenli Bölge” ismiyle servis ediyor. Türkiye, 9 Ekim 2019’da gerçekleştirdiği Serêkaniyê ve Girê Spî saldırıları öncesinde yine bu planını dillendirmiş, Ağustos 2019’da Türkiye ve ABD arasında “Güvenli Bölge Planı” denen bir anlaşma imzalanmıştı. Türk devleti, bu doğrultuda kadim Kürt şehirlerinden olan Serêkaniyê’ye 9 Ekim 2019’da saldırı başlatarak, Kasım 2012’den itibaren şehre saldırttığı El Kaide ve IŞİD ile tamamlayamadığı işgal ve demografik değişimi tamamlamayı hedefledi.
Katliam ve göçertme
Özerk Yönetim döneminde Serêkaniyê Halk Meclisi tarafından kendi kendini yöneten, Suriye’nin tüm halklar ve inançlarının bir arada huzur ve barış içinde özgürce yaşadığı Serêkaniyê ele geçirildikten sonra 2,5 yılda 386 insan katledildi. Yerli nüfusun en az yüzde 85’i göç ettirilerek yerlerine çete elemanlarının aileleri yerleştirildi. Serêkaniyê’de yaşananlar ve işlenen insanlık suçları, Türk devletinin “Güvenli Bölge” tanımlamasının gerçeğini ortaya koyuyor.
Baas dönemi
Serêkaniyê (Resulayn), batısında Girê Spî, doğusunda Dirbesiyê ve güneyinde de Til Temir kentlerine komşu. Kuzeyinde 100 kilometre hat boyunca Kuzey Kürdistan’ın Serêkaniyê (Ceylanpınar) kentine komşu. Tarihi boyunca Kürtlerin, Arapların, Süryanilerin, Çeçenlerin, Türkmenlerin, Ermenilerin ve Êzidî Kürtlerin bir arada yaşadığı bir şehir olan Serêkaniyê’de ilk önemli demografik değişim, 24 Haziran 1974’te Baas iktidarı döneminde oldu. Baas, tüm Rojava’da olduğu gibi Serêkaniyê’de de “Arap Kemeri” projesini devreye koyduğunda şehrin ve Kürt köylerinin isimlerini Arapça isimlerle değiştirdi. Suriye’nin çeşitli yerlerinden getirilen Araplarla şehirde yeni köyler kuruldu ve Arap nüfus artırıldı. Şehirde bulunan Hristiyanların önemli bir bölümü de daha Suriye iç savaşı başlamadan önce Suriye’nin Halep ve Latkiye gibi şehirlerine ya da Avrupa’ya göç etti.
El Kaide saldırısı
Suriye’de iç savaşın başladığı 2011’de yine şehirde Müslüman ve Êzidî Kürt, Arap, Çerkes ve Türkmenlerle birlikte Süryani, Asuri, Ermeni olmak üzere önemli bir Hristiyan nüfusu da vardı. Türkiye üzerinden Serêkaniyê’ye geçen 50 civarında El Kaide elemanının 8 Kasım 2012’de saldırı başlatması sonucu şehirden yine göç yaşandı. El Kaide elemanları sınırda girdikleri köylerde halkı Türkiye’ye göçe zorladı. Kendi planlamasıyla geliştirilen saldırı öncesinde Türk devleti, hazırlığını yapmış, şehri boşaltma hedefiyle Serêkaniyê’nin karşısında Ceylanpınar ilçesinde bir çadır kent kurmuştu.
IŞİD’e tanklı destek
YPG ve YPJ tarafından El Kaide’den kurtarıldığı 5 Kasım 2013’e kadar şehre Türk devletine bağlı paramilter grupların 4 büyük saldırısı gelişti. Türkiye sadece bu paramiliter grupları sınırından geçirme, lojistik ve cephane desteğiyle yetinmedi. Sınır kapısından tank saldırılarıyla da destek sundu. Ardından şehre yine Türkiye destekli IŞİD saldırıları başladı. IŞİD, 2014-2015 yıllarında Serêkaniyê köylerine birçok saldırı yaptı. Bu saldırılarda halkı katleden IŞİD, YPG-YPJ güçlerinin direnişiyle karşılaştı. YPG-YPJ güçleri, Mayıs 2015’te başlayan Şehîd Rûbar Qamişlo Hamlesi sürecinde IŞID’in elindeki son Serêkaniyê köylerini de özgürleştirdi. Bu süreçlerde şehirden önemli göçler oldu.
Özerk yönetim dönemi
Serêkaniyê, El Kaide ve IŞİD’ten özgürleştirilmesinden Türk devletinin 9 Ekim 2019’da başlattığı saldırılara kadar zor koşullar içerisinde de olsa sistemini yeniden örgütledi. 2014’te ilan edilen Cizîrê Demokratik Özerk Yönetimi bünyesinde Serêkaniyê Halk Meclisi şehrin idaresini üstlendi. Serêkaniyê’de yaşayan tüm halklar ve inançlar bu mecliste temsilini buldu. Şehirde 2012-2013’te çeteler tarafından işgal edilmiş olan Hristiyan Kilisesi, Rojava Devrimi sürecinde açılan Êzidî evleri ve Müslümanlara ait camilerde yurttaşlar inançlarının ibadetlerini özgürce gerçekleştiriyordu. Yine tarım alanında büyük gelişmeler yaratılmış, şehirde bir de sağlık akademisi kurulmuştu. Türk devletinin sınırdan mermi atışları hiç durmadı. Kimi zaman bu saldırılarda yurttaşlar hayatını kaybetti. Fakat Türk devletine rağmen Serêkaniyê özgür ve güvenlikli bir şehirdi. Halkların ve inançların eşit/özgür temelde yönetimde ve yaşamın her aşamasında yer bulduğu Serêkaniyê’ye geri dönüşler de sürüyordu.
Katliam için güvenli bölge
Türkiye ve ABD arasında Ağustos 2019’da yapılan anlaşma doğrultusunda “Güvenli Bölge” planında anlaşıldığı ifade edilip 9 Ekim 2019’da Serêkaniyê saldırısı başlatılmasıyla esasta şehirdeki güven, huzur, kardeşlik ve özgürlük ortamı hedef alındı. Serêkaniyê, bir katliam merkezi ve işkencehaneye dönüştürüldü. Serêkaniyê Göç Komitesi’nin elde ettiği bilgilere göre; 9 Ekim 2019’dan 2021 sonuna kadar Serêkaniyê’de 48’i kadın, 12’si çocuk olmak üzere en az 386 sivil katledildi. 48’i işkenceyle katledildi, 11’i ise meydanda infaz edildi. Türk devleti saldırısı sırasında kimyasal silahlar kapsamına giren beyaz fosfor kullandı. Cizîrê İnsan Hakları Derneği, bu kimyasal saldırıda 33 kişinin yandığını, bunlardan 23’ünün sivil, 10’unun ise DSG savaşçısı olduğunu belgeledi.
Bu tarih aralığında 232 kişiye işkence edildiği belgelendi. Kaçırılan 152 kişiden ise halen hiçbir haber alınamıyor. Serêkaniyêlilere ait bin 200 dükkân ve işyeri ile 5 bin 500 eve el konuldu.
Demografi değiştirildi
Türkiye’nin saldırısıyla birlikte şehrin yerli nüfusunun yüzde 85-88’i göç etmek zorunda kaldı. Toplam 140 köyü olan Serekaniyê’nin çoğunluğu Kürt köyü olan 55 köyü tamamen boşaltıldı. Bu köylerden Xirbet Cumo, Dawudiyê, Eyn Îsa köylerinin yüzde 80-90’a yakını yıkıldı ve Türk devletine ait karargahlar yapıldı. Ayrıca paramilter “Milli Ordu” grubu, Êzidî köylerinde “hazine arama” gerekçesiyle Êzidîlerin mezarlarını açtı ve ölüleri mezarlarından çıkardı.
IŞİD’ yeniden döndü
Girê Spî’yi işgal altında tutan, Serêkaniyê ve köyleri ile Hesekê’ye saldırılar geliştiren IŞİD’e karşı Şehit Rubar Qamişlo Hamlesi, Til Mecdel köyü ve Serêkaniyê’den başlatıldı. Hamle kapsamında Mebrûka, Silûk ve Girê Spî, IŞİD’ten özgürleştirilerek Cizîrê ile Kobanê kantonları birleştirildi. O süreçte Serêkaniyê’ye bağlı Mebrûka, bir merkez karargâh rolündeydi ve Türkiye’den destek alıyordu. YPG-YPJ, IŞİD’in bu karargahını çökertti. Serêkaniyê’nin ABD ile Türkiye arasındaki “Güvenli Bölge” anlaşması ardından Türk devleti tarafından IŞİD yeniden şehre sokuldu. Serêkaniyê, IŞİD’in yeniden örgütlendiği merkezlerden biri haline getirildi.
Cizîrê İnsan Hakları Derneği ve Serêkaniyê Göç Komitesi’nin verdiği bilgilere göre; Serêkaniyê saldırısından bu yana dışarıdan en az 2 bin çete elemanının ailesi yerleştirilirken, bunlardan 55’inin IŞİD’lilerin aileleri ve çocuğunun Iraklı olduğu tespit edildi. Yine Serêkaniyê’de yerleştirilen Sultan Murat Tümeni, Hamza Tugayları, Ahrar El Şarqiye paramiliter grupları içerisinde çok sayıda eski IŞİD’li yer alıyor.
IŞİD bayrağı açıldı
Serêkaniyê’nin, IŞİD’in yeniden örgütlendiği alanlardan birine dönüştürüldüğünü tüm dünyaya gösteren en somut olay, 25 Ekim 2020’de yaşandı. Erdoğan’ın tahrikleri üzerine, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u protesto etmek için Serêkaniyê’nin Cöze Meydanı’nda bir araya gelen silahlı gruplar, Fransa aleyhine sloganlar atarak, Fransız bayrağını yaktı. Bu gösterilerde IŞİD’in bayrakları açılarak sloganlar atıldı. Urfa Valiliği bile IŞİD bayrağının açıldığını doğruladı.
Hesekê’de 20 Ocak 2022’de 5 bin IŞİD elemanının tutulduğu Sinea Cezaevi’ne saldırının şu an tutuklu olan sorumlusu IŞİD elebaşı Ebdullah İsmail Ehmed’in itirafları da Serêkaniyê’nin Türk devleti tarafından nasıl bir IŞİD merkezi haline getirildiğini somut olarak ortaya koydu. 20 Mayıs 2022’de Hawar Haber Ajansı’na (ANHA) konuşan Ebdullah İsmail Ehmed, cezaevi saldırısının talimatının ve silahların MİT’den geldiğini söyledi. İsmail Ehmed, IŞİD’in Hesekê bölgesindeki operasyonlarını yöneten Ebdulezîzî isimli “valisinin”, Serêkaniyê ve Girê Spî’de kaldığını ve buralarda MİT’le çalıştığını belirterek, cezaevinden kaçırılacak IŞİD’lilerin önce güvenli yerlere ardından ise Serêkaniyê ve Girê Spî’ye götürüleceğini itiraf etti. HESEKÊ