NATO’nun genişlemesinde ‘Kürtlerin kurban edilmek’ istendiğini belirten İngiltereli gazeteci Matt Broomfield: ‘Erdoğan seçimler için Kürt düşmanlığını ve ırkçı politikalarını devreye koymak istiyor’
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, KDP işbirliğiyle Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki Avaşîn, Metîna ve Zap’a dönük saldırılar sürerken, bu kez de Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırı sinyali verdi. Erdoğan, 1 Haziran’da partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, saldırı için hazırlıkları tamamladıklarını, Minbic ve Til Rıfat’ı hedefleyeceklerini, devamında diğer bölgelere yöneleceklerini ifade etti.
Rojava’dan Türkiye’yi tehdit eden mülteci sorunu yok
Kuzey ve Doğu Suriye’de 3 yıl boyunca çalışan İngiltereli gazeteci Matt Broomfield, olası saldırıların amaçlarını ve ne gibi sonuçlar yaratacağını Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ceylan Şahinli’ye değerlendirdi.
Türkiye’nin olası saldırılarının 2 amacı olduğunu ifade eden Broomfield, ilk amacın Kürtleri, ikinci amacın ise Kuzey ve Doğu Suriye’de oluşturulmaya çalışılan siyasi projenin yok edilmesi olduğunu belirtti. Erdoğan’ın, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarında sürekli olarak “mülteci” kartını öne sürdüğünü söyleyen Broomfield, “Ama biz biliyoruz ki şu an Rojava’dan Türkiye’yi tehdit eden mülteci sorunu yok. Til Rifat ve Şehba’da, Efrîn’den göç eden mülteciler yaşıyor, Türkiye buralara da saldırı gerçekleştirebilir” dedi.
Seçimler için de Kürt düşmanlığı devrede
Erdoğan’ın siyasetini, Kürt halkının varlığını kabul etmemek üzerine yürüttüğünü ifade eden Broomfield, şunları söyledi: “Erdoğan yaklaşan seçimler için de Kürt düşmanlığı ve ırkçı politikalarını devreye koymak istiyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de sadece Kürtlerin yaşamadığını biliyoruz. Milyonlarca Arap, Süryani, Çeçen, Çerkez ve Türkmen oluşturulmaya çalışılan yeni sistemde yaşıyorlar. Bu da Erdoğan için büyük bir tehlike oluşturuyor. Çünkü biliyor ki, eğer Türkiye halkları Rojava’da oluşturulan sistemi öğrenirse, kendileri de bunu hayata geçirmeye çalışacaktır. Bundan kaynaklı da böylesi bir sistemin oluşmasını istemiyor. Saldırı gerçekleştirmek istiyor.”
Putin, Erdoğan’ın göre hareket ediyor
Kuzey ve Doğu Suriye’nin bir kısmında Rusya, bir kısmında da ABD güçlerinin konuşlanmasının bölgeyi iki ayrı parçaya böldüğünü ifade eden Broomfield, şöyle devam etti: “Rusya’nın son süreçlerde elinin zayıfladığını görüyoruz. Türkiye’nin ise NATO ile yaşadığı sorunlar var. Erdoğan bu krizlerle beraber belli noktalara saldırılar yapabilir. Ancak Türkiye, ABD güçlerinin bulunduğu yerlere saldırı yapamaz gibi görünüyor. Çünkü geçtiğimiz günlerde ABD Dış İşleri Bakanlığı’nın Erdoğan için söylemleri önemliydi. ABD için önemli olan NATO ve Rusya karşısında duran güçleridir. Erdoğan şu an hem Rusya hem de ABD ile görüşüyor. Onların yol açmasını bekliyor ki saldırı gerçekleştirebilsin. Saldırılar nereye yapılacak tam belli değil, ancak bazı ihtimaller var. Kısacası şunu söyleyebiliriz, orada bulunan güçler kendi çıkarları için Kürtleri öne sürebiliyor. ABD kendi tutumunu az çok belirledi, ancak Rusya net bir tavır göstermedi. Rusya İdlib’i geri almak istiyor. Buna ilişkin Amerika ve Putin arasında görüşmeler oldu. Ancak ne sonuç çıktı, bilmiyoruz. Ama şöyle bir durum var. Putin, Erdoğan’ın söylemine göre hareket ediyor.”
Rojava ABD için stratejik bir yer
ABD’nin Kürt özgürlük mücadelesine dönük iki taraflı bir siyaset yürüttüğünü söyleyen Broomfield, “Rojava’da, Kürtler ile ABD’nin ortak hareket ettiği şeyler var. Çünkü orası ABD için stratejik bir yer. Ancak bunun yanı sıra oradaki Kürt güçlerine saldırması için de Türkiye’ye destek veriyor. ABD, Türkiye’nin Rojava’ya saldırmasına belki izin vermez, ancak Başûr’da Kürt özgürlük mücadelesine saldırmasına izin veriyor. İleriki süreçlerde Erdoğan ve Rusya arasında bazı anlaşmalar olabilir. Şunu görmek gerekiyor. ABD ve Rusya, demokratik siyasete karşılar. Eğer çıkarlarına uyarsa Erdoğan ile işbirliğine girebilirler” ifadelerini kullandı.
Kürtleri kurban etmeyi planlıyorlar
Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine başvurularını hatırlatan Broomfield, Erdoğan’ın üyelikler için önce itirazlarda bulunduğunu, ancak sonradan üyelik için Finlandiya ve İsveç’ten taleplerde bulunduğuna dikkat çekti. İki ülkenin Kürt özgürlük mücadelesine destek vermediğini ve Kuzey-Doğu Suriye’deki Özerk Yönetimi tanımadığını belirten Broomfield, “Kürtleri kurban etmeyi planlıyorlar” dedi.
Özerk Yönetimi hazırlıklı
Esad rejiminin de Kuzey ve Doğu Suriye’yi geri alma planları olduğunu kaydeden Broomfield, “Rejim, gücü yetmediği için saldırı gerçekleştiremiyor. 2019 yılında gerçekleşen saldırılarda bir ittifak oluşturuldu. Bu ittifakla rejime ait yeni noktalar Kuzey ve Doğu Suriye’de oluşturuldu. Özerk Yönetimi’n gerçekleşebilecek saldırılara karşı da hazırlıklarını yapacaklarını söyleyebiliriz” dedi.
Halklar saldırılara cevap verecek
Saldırılara karşı DSG (QSD) güçlerinin cevap vereceğini belirten Broomfield, şunları ekledi: “Kuzey ve Doğu Suriye’de QSD’nin yeteri kadar silahı yok. Ancak kanlarının son damlasına kadar savaştıklarını gördük. Yapılan saldırılar eşit olmuyor, Türkiye havadan operasyon başlatıyor. Eğer göğüs göğüse bir savaş olursa Türkiye oraya giremez. Bunun daha önce örneklerini Serêkaniye ve Efrîn’de gördük. Tüm bunlarla beraber Kuzey ve Doğu Suriye’de oluşturulan özerk yönetim içerisinde Araplar, Kürtler ve diğer tüm halklar yer alıyor. Gerçekleşecek saldırılara karşı da cevap vereceklerini biliyoruz.”
HABER MERKEZİ