Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırıların hegemonya savaşı olduğunu belirten siyasi parti temsilcileri: ‘Bölge MİT’in karargahı haline geldi. Bütün suikastlar KDP’nin işbirliğinde yapılıyor’
AKP-MHP’nin Kürtlere yönelik yeni konseptinde Kürdistan Demokrat Partisi’ni (KDP) de yanına alarak Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik sürdürdüğü saldırıların yanı sıra, Federe Kürdistan Bölgesi’nde siyasi suikastlar ve sivilleri hedef alan saldırılara başladı. Savaş konsepti kapsamında Federe Kürdistan Bölgesi’nde Kürtlere yönelik gözaltı, tutuklama, ajanlaştırma furyası, siyasetçilerin katledilmesiyle sürdürülüyor. Bunun son örneği ise 17 Mayıs’ta Zeki Çelebi’nin MİT tarafından suikast sonucu katledilmesi oldu. Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki siyasi parti temsilcileri, Türkiye’nin saldırıları nedeniyle herkesin tehdit altında olduğunu söyledi.
‘Dış güç çatışmalarının yuvası haline getirdi’
Azadî Hareketi Eşbaşkanı Mihemed Ebdullah, halkların savaş nedeniyle ölüm ve yıkım kıyısına doğru sürüklendiğini belirterek, “Savaş hegemonya savaşıdır, gaz savaşıdır, petrol savaşıdır. Çatışma daha çok Ortadoğu’da, özellikle Irak ve Kürdistan’da var. Bu nedenle coğrafyamız bu tür çatışmaların merkezi haline geldi. ABD projesi burada, İngilizler burada, İsrail burada, Şii aşiret burada, Yeni Osmanlı İmparatorluğu burayı işgal etmek istiyor. Maalesef Kürt güçleri Kürt halkının çıkarları için değil, yabancı güçler için savaşıyor. Bu da bölgeyi dış güç çatışmalarının yuvası haline getirdi. Bölge istihbarat güçlerinin yuvası haline geldi. Özellikle Türk devleti bu geri kalmışlığı fırsata çevirmek ve işgal etmek istiyor. Kürdistan Bölgesi’nde yaşanan terör olayları Türkiye’nin eliyle gerçekleşiyor ve Kürdistan Bölgesi yetkilileri de onlara yardım ediyor ve koruyor” şeklinde konuştu.
KDP, TSK ile koordineli çalışıyor
Federe Kürdistan Bölgesi’nin Türkiye’nin kontrolüne geçtiğine dikkati çeken Mihemed Ebdullah şöyle devam etti: “Birçok yerde açık askeri üsler ve Türk istihbaratı var. Bunlar KDP’nin silahlı kuvvetleriyle koordineli çalışıyorlar. Ya tutukluyorlar ya da öldürülüyorlar. Zeki Çelebi’yi katledenler, Hewlêr’e geçti. Hewlêr teröristler için güvenli bir yer. Artık bölgenin tümü teröristler için güvenli, Kürt yurtseverleri için ise tehlikeli bir bölge oldu. Bu, bölgenin Türkiye’nin elinde olduğu anlamına geliyor. Çünkü katledilen bu kişiler Türkiye’de mücadele içinde yerini alan ve Türkiye’nin karşı durduğu kişiler. Bu saldırılar Türk istihbaratı tarafından ve başta KDP olmak üzere Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bazı birimlerinin yardımıyla gerçekleştiriliyor. Kürtler arasında güvensizlik yaratmak istiyorlar. Kürt halkının özgür iradesini terör eylemleriyle yok etmek istiyorlar.”
‘Hewlêr istihbaratın bölge merkezi oldu’
Bölgede demokrasi mücadelesi veren her bir bireyin tehdit altında olduğunu söyleyen Ebdullah, “Bölge hükümetinin politikalarına bakacak olursak, Kürdistan Bölgesi’nde karanlık bir gelecek var. İşgalciler bilinçli olarak halkın devrimci kültürünü yok etmek istiyor. Hewlêr istihbaratın bölge merkezi oldu. Bu da artık bölgenin devrimciler ve yurtseverler için güvenli bir yer olmadığının işaretidir” ifadelerini kullandı.
Mervan Xwedêda: KDP suikastçılarla işbirliği içinde
Ezidîlerin Özgürlük ve Demokrasi Partisi (PADÊ) temsilcilerinden Mervan Xwedêda, bölgede KDP’li olmayanların tehdit altına olduklarını ifade ederek, “Güney Kürdistan’da birkaç yıldır ekonomik, siyasi ve toplumsal kriz var. Kriz derinleşiyor ve bölge halkı mevcut hükümetten rahatsız. Halk ekonomik zorluklarla karşı karşıya. Binbir emekle okuyup mezun olan gençler iş bulamıyor. Bunu yanı sıra Kürt kurumlarında da sorunlar var. KDP’nin kontrolündeki sarı bölgede siyasetçiler sürekli olarak hedef alınıyor. KDP’li olmayan hiç kimse özgürce siyaset yapamıyor. Çünkü Türk devleti son dönemde Behdinan’da örgütlendi ve KDP ile açıktan çalışıyor. KDP’de farklı düşünenlere yönelik baskılar arttı. Sadece siyasiler değil, gazeteciler de KDP tarafından terörize ediliyor. Bu nedenle katiller tespit edilmiyor ve yargılanmıyor. Biri hırsızlık yaparsa, güvenlik güçleri onları yakalayıp 24 saat içinde cezalandırabiliyor ama burada Kürt siyasetçiler öldürülüyor, katiller tespit edilmiyor. Bu da KDP’nin suikastçılarla işbirliği içinde olduğunu gösteriyor. Özellikle MİT, Güney Kürdistan’ın birçok yerinde örgütlendi ve yurtsever bireyleri hedef aldı” diye belirtti.
‘Güney halkı yurtseverlerine sahip çıkmalı’
Bölgedeki siyasi suikastların MİT tarafından yapıldığını söyleyen Xwedêda, “KDP bilinçli olarak sessiz kalıyor. Bu ve sessizlikle MİT’i desteklediğini açıklamış oluyor. Kendi iç sorunlarıyla uğraşan YNK, MİT’in bölgelerinde örgütlenmesine, yurtseverlerin terör saldırılarının hedefi haline gelmesine neden oluyor. En son Zeki Çelebi bir suikast sonucu katledildi. Yurtsever insanları tehlikeli görüyorlar ve bunun içinde yok etmek istiyorlar. Bölgedeki gençler de kandırılarak MİT’e bilgi vermekte çalıştırılıyor. YNK bu insanları korumak ve Süleymaniye’yi güvenli bir yer haline getirmek istiyorsa, birlik olması gerekiyor. Mam Celal varken, o bölgede kimse bir Kürt yurtseveri hedef alıp öldüremezdi. Bu yüzden Kürdistan’ın dört bir yanından yurtseverler Süleymaniye’ye gelirdi. Ama maalesef burası artık yurtseverler için bir tehdittir. Güney halkı yurtseverlerine sahip çıkmalıdır” diye konuştu.
‘Katil korunuyorsa, KDP de bu infazlarda rol oynuyor demektir’
Mehmet Zeki Çelebi’nin daha önce defalarca tehditler nedeniyle tedbir alınması talebinde bulunduğunu kaydeden Xwedêda, “Bu Süleymaniye’de yaşanan ilk olay değil. Bu bir yıllık bir konsept. Ara verilmişti ama yeniden başlandı. Burada bulunan bütün aileler tehdit ediliyor. KDP’nin olduğu kentlerden çıkartılıyoruz, Süleymaniye’de katlediliyoruz. Bunun planlı olduğunu düşünüyoruz. Zeki arkadaşımız son dönemde yoğun bir şekilde tehdit ediliyordu. Daha önce Yasin arkadaşımız katledildiğinde, yetkililer bize, bir saat içinde katilin Hewlêr’den geldiğini, katliamı yaptıktan bir saat sonra Hewlêr garajında KDP bölgesine geçtiğini söyledi. Şimdi KDP bölgesi ayrı bir ülke değil. Burası bir bölge. Süleymaniye Hewlêr asayişi ile irtibatta ise katil bulunur. İkisinin arasında irtibat olup olmadığını bilmiyoruz ama bunlar gerçekten KDP bölgesinde bunlar korunuyorsa, KDP de bu infazlarda rol oynuyor demektir” dedi.
Musa Çiftçi: Biz taviz vermeyiz
HDP Süleymaniye üyesi Musa Çiftçi, bölgenin MİT’in karargahı haline getirildiğini belirterek, şunları söyledi: “Kiralık katillerle bu tarz olayları gerçekleştiriyorlar. Bölge hükümeti buna göz yumuyor. Süleymaniye’de ki bazı birimlerinde bu konsepte dahil olduğunu düşünüyorum. Sindirme ve korkutma konseptinin bir parçasıdır. Bizler nasıl Türkiye’de demokratik siyaset mücadelesi vermişsek, burada da sürdüreceğiz. Bu saldırılar siyasi kimliğimize yöneliktir. Biz taviz vermeyiz.”
Kaynak: MA