Erciş’te gözaltına aldı ve 9 gün işkence gördü. Çıktıktan sonra baskılar dinmeyince Federe Kürdistan’a gitti. siyasetçi Mehmet Zeki Çelebi kısa sür önce Süleymaniye’de katledildi. Mehmet Zeki Çelebi’nin kardeşi Fevzi Çelebi: ‘Tetikçilerin kim olduğu önemli değil, önemli olan perde arkasında kimlerin olduğudur’
Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde 17 Mayıs’ta suikast sonucu yaşamını yitiren Kürt siyasetçi Mehmet Zeki Çelebi’nin cenazesi 10 gün sonra memleketi Van’da polis ablukasında toprağa verilmişti.
Mehmet Zeki Çelebi’nin kardeşi Fevzi Çelebi, ağabeyinin mücadele içinde geçen yaşamını anlattı.
Bitlis Adilcevaz’a bağlı Norşîn Köyü’nde 1973 yılında dünyaya gelen Mehmet Zeki Çelebi’nin ailesi 1984 yılında ekonomik nedenlerden ötürü Van’a göç etti. Ailenin Van’da da ekonomik olarak yaşamını idame edememesi nedeniyle Zeki Çelebi, henüz çocuk yaşta İstanbul’a giderek burada çalıştı. İnşaatta çalıştığı sırada Kürt siyasi hareketiyle tanışan Mehmet Zeki Çelebi, o günden katledildiği güne kadar aynı bilinçle yaşadı. Süleymaniye’de Mezopotamya İşçiler Derneği yöneticiliği yaptı. Kısa süre önce restoranının önünde katledildi.
‘Kürtlere yapılan ırkçı saldırılar bizde bilinç oluşturdu’
Fevzi Çelebi, ağabeyinin her Van’a geldiğinde Kürtlerin mücadelelerine yönelik öğrendiklerini aile fertlerine aktardığını ve çevresini örgütlediğini belirtti. Fevzi Çelebi, “Abim ismi gibi çok zeki bir insandı. Hangi işe girerse çok çabuk kavrıyordu. Bize siyasi mücadele ilgili bililer verir, konuşmalar yapardı. Ağabeyimin anlatımları ve çevremizde Kürtlere yönelik yapılan ırkçı saldırılar bizde bir bilinç oluşturdu. Siyasete atıldıktan sonra ailemizde rehber ve idol haline geldi” dedi.
9 gün işkence
Ağabeyinin 1999 yılında Van’ın Erciş ilçesine gözaltına aldığını ve 9 gün işkence gördükten sonra tutuklandığını kaydeden Fevzi Çelebi, ağabeyinin 6 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildiğini söyledi. Devam eden mahkemesinde ağabeyine müebbet hapis cezası verildiğini, bu nedenle Türkiye’den ayrıldığını belirten Çelebi, “Abim tutuklandıktan sonra evimiz devletin hedefi haline geldi. Sürekli evimiz önünde sivil kişiler vardı. Ağabeyim 6 yılın ardından serbest bırakıldıktan sonra Van’a geldi ama 2008 yılında müebbet hapis cezası verildi. Yüksek bir ceza almasından kaynaklı Federe Kürdistan Bölgesi’ne sürgüne gitmek zorunda kaldı ve Süleymaniye iline yerleşti. Burada da legal siyasi faaliyetleri devam etti. Ama maalesef orada katledildi” diye konuştu.
‘Kürtlerin kendi rengiyle, kültürüyle, diliyle yaşamasını istiyordu’
Ağabeyinin barış için mücadele ettiğini ifade eden Çelebi, “Biz her zaman ağabeyimle gurur duyduk. Onun yürüdüğü yol, yolumuz olacak. Bu topraklara barış gelsin diye mücadele ediyordu. Bütün yaşamı boyunca barış demokrasi ve özgürlük için çalıştı ve kendi kimliğiyle yaşamak istiyordu. Aile olarak onun mücadelesini hep destekledik, desteklemeye devam ediyoruz. Kürtlerin kendi rengiyle, kültürüyle, diliyle yaşamasını istiyordu. Ağabeyim aynı zamanda çocuklarını da bu şekilde yetiştiriyordu. Sürgünü gittiği Süleymaniye’de de hep mağdur olan insanlar yardımcı oluyordu. Bazılarını aylarca kendi evinde misafir etti” diye anlattı.
‘Peşini bırakmayacağız’
Mehmet Zeki Çelebi’yi katledenlerin bulunması için her türlü hukuki yola başvuracaklarını söyleyen Fevzi Çelebi, şöyle devam etti. “Elimizde henüz somut bir bilgi yok. Somut bir şey olmadan da bir şey söylemek istemiyoruz. Süleymaniye’de bulunan kolluk kuvvetlerine sorumluların yakalanması için müracaat ettik. Bu işin peşini bırakmayacağız. Tetikçilerin kim olduğu çok önemli değil, önemli olan perde arkasında kimlerin olduğudur. Bunun ortaya çıkarılması gerekiyor ve bunun için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu kişiler kim olursa olsun elimize bir bilgi geçtiği gibi kamuoyuyla paylaşacağız. Yine Türkiye’deki ilgili kurumlara başvuracağız. Katillerin ve onları yönlendirenlerin yargı önünde hesap vermesini istiyoruz. Kimlerin yaptığına dair biraz bilgi sahibiyiz. Netlik kazandığında herkesle paylaşacağız.”
‘Eğer birlik olmazsak…’
Birlik olmanın önemine işaret eden Fevzi Çelebi “Hiç kimsenin bu şekilde yaşamını yitirmesini istemeyiz. Hiçbir anne babanın bu acılarla yaşamasını istemeyiz. Bizim acımız büyük ve gerçekten tarifi edilemez bir acı. Kürt sorununda barış, eşitlik ve demokrasi çerçevesinde çözümünden yanayız. Bu ortamın da yaratılması için Kürtlerin birlik olması gerekiyor. Eğer birlik olmazsak daha çok suikast, faili meçhul cinayetlere kurban olacağız, zindanlarda çürüyeceğiz. Bunlar maalesef acı gerçekler. Dört parça Kürdistan ve dünyada yaşayan Kürtlerin artık birlik olması gerekiyor.”
VAN