KDP medyasının Türkiye’nin saldırılarını yansıtma biçimine dikkat çeken Gazeteci Ayhan Saît: ‘KDP medyası yalanlarla Türkiye’nin saldırılarını gizlemeye ve meşrulaştırmaya çalışıyor’
Zap, Metîna ve Avaşîn’de sonuç alamayan AKP-KDP, sivil katliamlarla Federe Kürdistan Bölgesi’nde yeni bir konsept devreye koydu. AKP, KDP’nin işbirliği ile Federe Kürdistan Bölgesi’nde kurduğu 80’e yakın askeri üslerden gerçekleştirdiği top atışları ve hava saldırılarıyla, sivil yurttaşları katlediyor. Son olarak 26 Mayıs’ta Duhok’un Amediyê ilçesine bağlı Bamernê kasabasının köylerinde piknik bölgesini Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) ile bombalayan Türkiye, 2’si çocuk 3 kişiyi katletti. Savaşın medya ayağını yürüten KDP’ye bağlı olan Rudaw ve Kürdistan 24, saldırıyı HPG’nin gerçekleştirdiği üzerinden algı oluşturmaya çalıştı. Görgü tanıkları ve katledilenlerin yakınlarının saldırıyı Türkiye üssünden gerçekleştiğini söylemesine rağmen KDP medyası gerçeği çarpıtmaya devam etti.
Kürtler KDP’nin planını iyi okumalı
Federe Kürdistan Bölgesinde yaşayan gazeteci Ayhan Saît, Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne saldırılarına ve KDP medyasının algı operasyonlarını değerlendirdi. Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik gerçekleştirdiği saldırıları anlamak için tarihi iyi okumak gerektiğinin altını çizen Saît, “Türkiye’nin asıl amacı 1920 yılındaki Misak-ı Milli sınırlarına dönmektir. Bu kapsamda Kerkük, Süleymaniye, Hewlêr ve Duhok’u kendine bağlamak istiyor. Buraları kendi toprakları olarak görüyorlar. Bu da başlı başına işgalcilik fikridir. Türkiye bütün Başûr Kürdistanı’nı işgal etmek istiyor. Kürtlerin özellikle de KDP’nin bu amacını iyi okuması ve engellemesi gerekiyor. Türkiye’nin bu planını bozması gerekiyor” dedi.
Kürtleri yok etmek için saldırıyor
Türkiye’nin Duhok vilayetinin 3’te birini işgal ettiğini ve o bölgelerdeki kontrolün Türkiye’de olduğunu belirten Saît, bu durum bölgede yaşayan halk için büyük tehditler barındırdığını ifade etti. 1990 yılından bu yana Federe Kürdistan Bölgesi’nin saldırı altında olduğuna değinen Saît, bu saldırılarda en az 90 kişinin hayatını kaybettiğini ve yüzlerce insanın da yaralandığını hatırlattı. Son olarak Bamernê’de piknik için oraya giden sivil yurttaşlar hedef alındığını dile getiren Saît, “Bu saldırı bir kez daha Türkiye’nin hakikatini gösterdi. Türkiye gerilla veya pêşmerge ya da sivil yurttaşlar arasında bir ayırım yapmıyor. Bütün Kürtleri kendine düşman olarak gördüğü için sadece Kürtleri yok etme üzerine adım atıyor. Bunun için saldırıyor. Kürt varlığını kabul etmiyor. Halkımızın ve siyasetçilerimizin bu mesajı iyi okuması gerekiyor” diye konuştu.
Bamernê’de olanları KDP medyası gizledi
KDP’nin Türkiye’nin işgal saldırılarına ortaklığının medya ayağı üzerinde duran Saît, şunları söyledi: “KDP, medya gücü ile de Türkiye’nin yanında yer alıyor. Bamernê’de gerçekleşen saldırıda görüldüğü gibi, KDP medyası saldırıyı PKK’nin yaptığını ileri sürdü. 2 çocuğu katledilen baba ve saldırının olduğu köyün muhtarı saldırının bizzat Türkiye’nin yaptığını söylemesine rağmen KDP medyası bunu gizledi ve saldırıyı PKK’nin yaptığını iddia etti. Bugün takındıkları tavır, Türkiye’nin işgaline yardım etmek ve ortak olmaktır. KDP’nin bu işgale karşı Kürt güçleri ile birlikte hareket etmesi gerekiyordu. Fakat bu gün Türkiye’nin bölgeye saldırması için bahaneler üretiyorlar. Türkiye’nin saldırılarına yardım ediyorlar ve bunu kendilerine bağlı medya ile de sürdürüyorlar. Halk buna karşı yavaş yavaş bilinçleniyor. Sosyal medyada doğruları görüyor ve hakikatin farkına varıyor.”
Bamernê sonrası Macron-Barzani görüşmesi
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Bamernê saldırı ardından KDP Genel Başkanı Mesut Barzani’ye başsağlığı telefonu açtığını aktaran Saît, “Emmanuel Macron, başsağlığı için Mesut Barzani ile görüştüğü zaman, bu saldırının Türkiye tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Bu hakikat ortaya çıkınca KDP medyasının yalan servis ettiği haberler ortaya çıktı ve daha sonra KDP medyası haberlerinden PKK’yi çıkardı. KDP medyası yalanlarla da Türkiye’nin saldırılarını gizlemeye ve meşrulaştırmaya çalışıyor” şeklinde konuştu.
KDP medyası da savaşın bir ayağı
Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırılarının sadece askeri olmadığını vurgulayan Saît şöyle devam etti: “Aynı zamanda kültürel ve bütün değerlerine yönelik saldırılar sürdürülüyor. Kürtlerin bütün varlığını ortadan kaldırmak istiyorlar. Başûr Kürdistanı’ndaki medya da bu işgalin bir parçası olmuş durumda. Özellikle KDP’ye bağlı medya Türkiye’nin filmlerin, dizilerini, türkülerini ve diğer sanatsal bütün şeyleri çevirerek servis ediyor. Onların kültürlerini Kürt halkına empoze ediyor. Bu sistematik bir şekilde sürdürülüyor. KDP’nin hüküm sürdüğü bölgelerde bu işgale karşı çıkan gazeteciler gözaltı ve tutuklamayla karşı karşıya kalıyor.”
Türkiye ilk darbeyi KDP’ye vuracak
Türkiye’nin işgal saldırılarına tepki gösteren gazeteciler, eylemciler ve sivil yurttaşların KDP tarafından engellendiğini ifade eden Saît, şunları ekledi: “KDP’nin olumlu bir rol oynamasını istiyoruz. Türkiye’nin işgal saldırına karşı durması gerekiyor, onlarla ortak olması değil. Bütün Kürtlerin ve dostlarının bu işgale karşı eylemlere başlaması gerekiyor. İşgale karşı tepkilerini göstermesi gerekiyor. KDP’nin çok iyi bilmesi gerekiyor ki Türkiye Başûr’u işgal ettiği zaman, ilk ve en büyük darbeyi KDP’ye vuracaktır. Çünkü Türkiye Kürtleri kabul etmiyor. Hiçbir Kürt’ü yanında istemeyecektir. Bunu iyi bilsinler.”
Kaynak: MA