Dünyanın dikkatlerinin Rusya-Ukrayna Savaşı ve savaştan dolayı yaşanan gıda krizine çevrilmesini fırsat bilen TSK-SMO, Kuzey ve Doğu Suriye kentlerini bombalamayı sürdürdü
TSK-SMO güçleri dünyanın Rusya-Ukrayna savaşıyla meşgul olmasını fırsat bilerek Kuzey ve Doğu Suriye’deki halkların kurduğu özyönetim alanlarını yok etmek için pazar günü de bombardımanı sürdürdü.
TSK ve mali-askeri olarak TSK birliklerine bağlanan SMO güçleri Efrin ve Ezan’ın güneyindeki Şehba Kantonu’na bağlı Um Hoş köyünü bombaladı. 29 Mayıs sabahı saldırılar sırasında çok sayıda obüs bölgeye düştü.
Yine 29 Mayıs sabahı Eyn Îsa’nın batısındaki Mielek Köyü bombalandı. Fadî Xelawî adlı bir kişi yaralandı.
Kobanê ve Asuri köyüne saldırı
TSK-SMO 28 Mayıs gecesi de Kobanê’nin Zorxamar ve Şêxlera Jorin köylerini bombaladı. Aynı gece Til Temir’in Asuri köyü Til Kefçi de bombaladı. Xêbiş köyüne yönelik saldırısında Xabur Askeri Meclisi üyesi Kados Til Temir yaralandı.
Efrin’in Şera’nın Şiwarxa köyü de yine 28 Mayıs’ta bombalandı.
MGK’de kapsamlı saldırı bildirisi
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 23 Mayıs 2022’de Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı konuşmada “Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinlikte güvenli bölgeler oluşturmak için başlattığımız çalışmaların eksik kısmıyla ilgili adımları atmaya başlıyoruz” dedi.
Erdoğan’ın yeni saldırı hazırlığı yaptıklarını açıklaması sonrası 26 Mayıs 2022’de toplanan MGK (Milli Güvenlik Kurulu) şu bildiriyi yayınladı:
“PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başka olmak üzere, Milli birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında kurula bilgi sunulmuş ve ilave tedbirler görüşülmüştür. Güney sınırlarımızın terör tehdidinden arındırılması için hali hazırda icra edilen ve edilecek olan harekatların komşularımızın toprak bütünlüğü ve egemenliğini hiçbir surette hedef almadığı, Milli Güvenlik ihtiyaçlarımızın gereği olduğu belirtilmiş; bu harekatların, komşularımızın da huzur ve güvenliğine ciddi katkı sağlayacağının altı çizilmiştir. Mensubu olduğu uluslararası kuruluşlarda ve ittifaklardaki yükümlülüklerinin gereğini her daim müttefiklik ruhu ve hukuku ile ahde vefa ilkesine uygun bir şekilde yerine getiren Türkiye’nin, aynı sorumluluk ve samimiyeti müttefiklerinden de beklediği vurgulanmış; bilhassa insanlığın ortak düşmanı olan terörizme destek vererek ve himaye ederek uluslararası hukuku açıkça ihlal eden ülkelere bu tutum ve davranışlarına son verme ve Türkiye’nin güvenlik hassasiyetlerini dikkate alma çağrısında bulunulmuştur”
TİL TEMİR