Türkiye’nin Doğu Akdeniz enerji projelerine dahil edilmesi, ABD ve Avrupa’da İsrail lobisinin desteğinin alınması, sıcak para ve askeri destek için İsrail açılımı yapan AKP-MHP yönetiminin Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Kudüs’te Lapid ile görüştü
AKP-MHP yönetiminin İsrail açılımı kapsamında Kudüs’e giden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yaptığı görüşmelerde farklı mekanizmaları oluşturmaya hemfikir olduklarını söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, resmi ziyaret kapsamında 24 Mayıs’ta Filistin ve İsrail’e gitti. 24 Mayıs’ta önce İsrail’e inan sonra Ramallah’a geçerek Filistin Dışişleri Bakanlığı’nda Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki ile görüşen Çavuşoğlu ve heyeti 9 anlaşma imzaladı. Çavuşoğlu daha sonra Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüştü.
Çavuşoğlu 25 Mayıs’ta da Batı Kudüs’te İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid ile görüştü. Çavuşoğlu ve Yair Lapid ortak basın toplantısı düzenledi.
Ekonomik komisyon ve ‘küresel avantajlar’
İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, karşılıklı ortak Türkiye-İsrail ekonomik komisyon girişimini yeniden başlatmak için anlaştıklarını söyledi. Yair Lapid, COVID-19 pandemisi ve siyasi gerilim zamanında da iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerin geliştiğine işaret eden Lapid, “Türk Dışişleri Bakanı’nın 15 yıl sonra ilk ziyareti sonrası sadece diplomasi ve güvenlikte değil, ekonomik ilişkilerimizde de gelişme bekliyoruz. Sayın Bakan’la görüşmemizin ardından, karşılıklı ortak (Türkiye-İsrail) ekonomik komisyon girişimini yeniden başlatmak için anlaştık. İki taraf arasında yeni bir sivil havacılık anlaşması için çalışacağız” dedi. İki ülke arasında “iş dünyasından iş dünyasına, halktan halka” ilişki kurmak istediklerini aktaran Lapid, “iki ülkenin karşılıklı bölgesel ve küresel avantajlarından yararlanacaklarını” söyledi.
Diplomasinin ötesinde İsraillilerin Türkiye’yi çok sevdiğini dile getiren Lapid, her gün onlarca uçakla binlerce İsraillinin Türkiye’ye gittiğini belirtti. Lapid, ziyareti ve “verimli, dürüst, üretken” diyaloğu için Çavuşoğlu’na teşekkür ederek, iki ülke ilişkilerini geliştirmek için gelecek yıllara uzanan yeni bir çerçeve çizdiklerini kaydetti.
Tanah ve Eski Ahit göndermesi
İsrail ve Türkiye’nin iki bölgesel güç ve aynı zamanda kadim ve ortak tarihe sahip iki millet olduğunu vurgulayan Lapid, şunları söyledi: “Tanah ve Eski Ahit’e göre Tanrı kendisini İbrahim’e Türkiye’nin güneydoğusundaki Harran kentinde gösterdi. Yaratılış Kitabına göre de Tanrı, Yahudiliğin, İslamiyetin ve Hristiyanlığın babası Hz. İbrahim’e ‘Ülkenden, ailenden ve babanın evinden ayrıl ve sana göstereceğimiz topraklara git.’ dedi. İbrahim de dün senin (Çavuşoğlu) uçakla geldiğin yerden yola çıkarak buraya İsrail diyarına geldi. O ve ailesi Türkiye’yi asla unutmadı. Daha sonra Yakup da kardeşi Esav’dan kaçarak oradan çıktı. Orada karılarıyla tanıştı ve onların da Yahudi halkının soyundan geldiği çocukları oldu. Sayın Dışişleri Bakanı, konsolosluk görevlilerinizi korkutmak istemem ama Kitaplar Kitabı’na göre hepimiz Türkiye’den geldik ve Türk pasaportu almaya uygunuz.”
İki ülke arasındaki ilişkilerde “iniş çıkışlar olduğunu görmemiş gibi davranmayacaklarına” işaret eden Lapid, “Ancak, Türkiye’nin 1949’da İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke olduğunu hatırlıyoruz. Ve her zaman diyaloğa ve iş birliğine nasıl geri döneceğimizi bildik. Uzun geçmişe sahip milletler her zaman bir faslı kapatıp yeni bir faslı açmayı bilirler. Bugün burada yaptığımız da bu” dedi.
Son olaylara işaret eden Lapid “İbrahim Anlaşmaları’nın ardından, teröre ve istikrarı baltalama girişimlerine karşı Ortadoğu’da yeni bir güç ortaklığı oluşturuldu. Son aylarda 19 İsrailli terör saldırılarında öldürüldü. Bu türden son saldırıda üç İsrailli sokakta baltalarla katledildi. Terörle kararlılıkla mücadele ediyoruz ve dostlarımızdan bu savaşta bizimle iş birliği yapmalarını bekliyoruz” diye konuştu.
Lapid, ABD’nin İran ve İran Devrim Muhafızları Ordusu hakkındaki tutumunu da gündeme getirip şunları söyledi: “İran Devrim Muhafızları Ordusu’nu yaptırımlara tabi terör örgütleri listesinde tutma kararlarından dolayı (ABD) Başkanı (Joe) Biden ve Dışişleri Bakanı (Antony) Blinken’e teşekkür etmek istiyorum. Son aylarda, Başbakan Naftali Bennett, Savunma Bakanı Benny Gantz ve ben bu konuda Amerikalılarla yakın bir şekilde çalıştık ve Amerika’nın kararı, bizimle ABD arasındaki kırılmaz ittifakın, derinden sahip olunan ortak değerlere ve temel stratejik çıkarlara dayalı bir ittifakın başka bir kanıtıdır.”
Çavuşoğlu, Lapid’i Türkiye’ye davet etti. Ladip, Çavuşoğlu’nun Türkiye davetini “Döner, kebap olacaksa geliyorum” sözleriyle yanıtladı.
Çavuşoğlu: Ticaret hacmimiz sürekli arttı
Farklılıklara rağmen sürdürülebilir diyaloğun devam ettirilmesinin faydalı olacağını vurgulayan Çavuşoğlu da şunları söyledi: “Bu da birbirimizin hassasiyetlerine karşılıklı saygı temelli olmalıdır. Bu sadece bizim iki taraflı ilişkilerimiz için değil, aynı zamanda bölgemizde barış açısından da faydalı olacaktır. Pozitif bir gündem üzerinde çalışmalarda bulunmak, anlaşmazlıklarımızı daha yapıcı bir şekilde ele almamıza yardımcı olabilir. Gerçekten de geçen ramazan ayında devlet başkanları seviyesinde tesis etmiş olduğumuz diyalog, sükunetin korunmasına ilişkin çabalara da katkıda bulunmuştur. Bizler, (İsrail’le) birçok alandaki ilişkilerimize yeni enerji kazandırmaya ve bundan sonra farklı mekanizmaları oluşturmaya ve sivil havacılıkla ilgili görüşmeleri yeniden başlatmaya hemfikir olduk. Türkiye ve İsrail, karşılıklı olarak birbirlerinin en çok ticaret yaptığı 10 ülke arasında. Yaşadığımız Kovid-19 gibi zorluklara rağmen, geçmişimizdeki farklılıklara rağmen ticaret hacmimiz sürekli olarak artmaya devam etmiştir.”
AKP-MHP yönetimi içte ve dışta sıkışınca
Türkiye ile İsrail diplomatik ilişkileri karşılıklı restleşme ile alt düzeye inmişti. Hükümet ve medyası İsrail ile ilgili uzun süre ağır kavramlar, hakaretler kullandı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan İsrail ile görüşmelerin yeniden başlaması için “İsrail’e 3 şartı sürekli tekrar ettik. Özür, tazminat ve Filistin’e ambargonun kalkmasını istedik” şartlarını koştu.
Ancak son yıllarda Türkiye iç ve dış politikada sıkışma yaşadı. İki ülke arası krizle birlikte ABD’deki İsrail lobisinin desteği Türkiye’ye azalınca, Ankara ağır silah ve SİHA tedarikinde sıkıntı yaşayınca, Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz sondaj ve çıkarılacak doğal gazı taşıyacak hatlar projelerinde dışlanınca, TL erirken acil sıcak para ihtiyacı doğunca Erdoğan yönetimi dümeni yeniden İsrail tarafına çevirdi. Dümen çevrilirken aralarında dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi’nin de yer aldığı 4 sanığın yargılandığı Mavi Marmara Katliamı Davası’nın düşürülmesine, sanıklar hakkında yakalama kararının kaldırılmasına karar verildi.
Böylece Gazze’ye doğru giden Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010’da uluslararası sularda İsrail’in düzenlediği ve 9 Türkiye yurttaşının ölümüyle sonuçlanan saldırıdan sonra Ankara-Tel Aviv ilişkileri kopma noktasına gelmesinden sonra İsrail’den ilk üst düzey resmi ziyaret gerçekleşti. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog (Yitzhak Herzog) ve beraberindeki heyet, iki günlük resmi ziyaret kapsamında 9-10 Mart 2022’de Türkiye’ye geldi. Herzog ile Erdoğan 2 saat 10 dakika süren görüşme yaptı. 15 yıl aradan sonra da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 24-25 Mayıs’ta Ramallah ve Kudüs’te görüşmeler yaptı.
RAMALLAH-KUDÜS