AKP’nin 20 yıllık iktidarında en az 801 çocuk, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Doç. Dr. Taner Akpınar, iktidarın çocuk işçiliği teşvik ettiğini söyledi
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından 13 Mayıs 2022 tarihine kadar en az 801 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
MA’dan Berivan Kutlu’ya konuşan Doç. Dr. Taner Akpınar “Çıraklık yasası, yoksul çocukları çalıştırmak isteyen ama iş yasası kapsamına girmek istemeyen işletmeler için yapıldı. ‘Mesleki eğitim’ adı altında çocukları çalıştırmaya yönelik bir yasaydı” ifadelerini kullandı.
Çocuk işçi sayısı bilinmiyor
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı çocuk yaşta çalışmak zorunda bırakılanlara ilişkin net bir veri ortaya koyamıyor. Bakanlık, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in “çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma yapılıp yapılmadığına dair” verdiği soru önergesindeki “Kayıt dışı çalışan çocuk sayısına ilişkin bir saptamanız var mıdır ve Türkiye de tespiti yapılan çocuk işçi yaş sınırı nedir” sorularına cevap vermedi. CHP’li Gürer daha sonra yaptığı açıklamada, Türkiye genelinde 5-17 yaş grubundaki çocuk sayısının 16 milyon 457 bin kişi olarak tahmin edildiğini belirterek, bakanlığın çalışmaları için “kağıt üstünde” eleştirisini yöneltti.
700 binden fazla çocuk işçi var
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; çalışma hayatına katılmak zorunda kalan çocuk sayısı her yıl azalıyor. Türkiye’de çocuk işçilik, üretimi ayakta tutuyor, çocuklar güvenli olmayan koşullarda kayıt dışı olarak çalıştırılıyor. TÜİK verilerine göre yüzde 70,6’sı erkek ve yüzde 29,4’ü kız çocuğu olmak üzere 720 bin çocuk işçi var.
Çocuk işçiliği saklanıyor
İSİG’e göre, çocuk işçiliğini gerçek boyutları ise verilerde perdeleniyor. İSİG, çocuk işçiliğin azaldığına dayanak gösterilen istatistiklerde sayısı 1,5 milyonu bulan çırak, stajyer ve meslek eğitimi gören öğrencilerin çocuk işçi olarak sayılmadığına dikkati çekiyor. Öte yandan çocuk işgücü anketleri, Türkiye’de mevsimsel olarak, çocuk işçiliğin en az olduğu Ekim ve Aralık aylarında yapılıyor. Bu da çocuk işçiliğin gerçek boyutlarını gizleyen bir diğer faktördür. Bunlar göz önüne alındığında, şu anda Türkiye’de en az 2 milyon (yaz aylarında 4 milyon civarı) çocuk işçi olduğu tahmin ediliyor. Çocuk işçiler istatistiklerine göçmen ve mülteci çocukların dahil edilmemesi de gerçek sayıya ulaşmayı mümkün kılmıyor.
Kayıt dışı çalışan çocuklar
TÜİK sadece 15-17 yaş grubundaki çocukların çalışma hayatına katılma verilerin yayınlasa da 15 yaşın altında çalışmak zorunda kalan binlerce çocuk var. Yasal olarak 15 yaşından büyük çocukların çalışma izni olduğu için diğer yaş grubundaki çocuklar ve mevsimlik tarımda çalışan çocuklar ise kayıt dışı çalışmak zorunda bırakılıyor.
Senelere göre çocuk işçi cinayetleri
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında sadece 1 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybederken tablo giderek kötüleşti. AKP’nin iktidarda kaldığı her yıl onlarca çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. AKP iktidarında iş cinayetlerinde yaşamını yetiren çocuk sayısı şöyle: “2002 yılında en az 1 çocuk, 2003 yılında en az 18 çocuk, 2004 yılında en az 29 çocuk, 2005 yılında en az 27 çocuk, 2006 yılında en az 29 çocuk, 2007 yılında en az 28 çocuk, 2008 yılında en az 29 çocuk, 2009 yılında en az 12 çocuk, 2010 yılında en az 24 çocuk, 2011 yılında en az 24 çocuk, 2012 yılında en az 15 çocuk, 2013 yılında en az 59 çocuk, 2014 yılında en az 54 çocuk, 2015 yılında en az 63 çocuk, 2016 yılında en az 56 çocuk, 2017 yılında en az 60 çocuk, 2018 yılında en az 67 çocuk, 2019 yılında en az 67 çocuk, 2020 yılında en az 68 çocuk ve 2021 yılında 63 çalışırken hayatını kaybetti. 2022 yılının ilk dört ayında ise en az 8 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.”
Çocuk işçi ölümleri gizleniyor
Muhalif parti milletvekilleri çocuk işçi ölümlerine ilişkin verdikleri soru önergelerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verdi cevaplardaki veriler, basına yansıyan çocuk işçi ölümleriyle çelişiyor. Örneğin CHP eski İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in verdiği 2002-2014 yılları arasında hayatını kaybeden çocuk işçilere ilişkin soru önergesi verdi. Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Faruk Çelik, Nisan 2015’te cevaben 2002’de 1, 2003’te 4, 2004’te 4, 2005’te 3, 2006’da 10, 2007’de 7, 2008’de 11, 2009’da 13, 2010’da 10, 2011’de 22, 2012’de 5, 2013’te 21 ve 2014’te ise 16 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiği belirtmişti.
Oysa Bakanlık, CHP İzmir eski Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin aynı içerikteki soru önergesine Ekim 2014’te cevaben 2003’te 18, 2004’te 29, 2005’te 27, 2006’da 29, 2007’de 28, 2008’de 29, 2009’da 12, 2010’da 24, 2011’de 24, 2012’de 15 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiği belirtmişti.
Doç. Dr. Taner Akpınar: Devlet önlem almalıdır
Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Akdeniz Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Taner Akpınar, Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu. Çocuk işçi sorunun yasaklamayla çözülemeyeceğini belirten Akpınar, “Türkiye’deki çocuk işçiliğine dair yapılan çalışmalar ve raporlarında ‘Ya devlet gerekli önlemleri almalıdır gibi genel geçer hiçbir somut karşılığı olmayan öneriler görüyoruz. Ya da devlet yasak koysun ve bu yasakları denetlesin’ gibi devleti bu konuda sorumlu tutan ya da bunun devletin görevi olduğunu söyleyen bir bakış acısına sahip çözüm önerileri getiriliyor ama mesele böyle çözülmez” diye konuştu.
İktidar çocuk işçiliği teşvik ediyor
Türkiye’deki iktidarların “çıraklık yasasıyla” çocuk işçiliğini teşvik ettiğini belirten Akpınar, iktidarların sermayenin istekleri doğrultusunda hareket ettiğini söyledi. 1972’de çıraklık yasasının çıkarılmasına işaret eden Akpınar, “Çıraklık yasası, yoksul çocukları çalıştırmak isteyen ama iş yasası kapsamına girmek istemeyen işletmeler için yapıldı. ‘Mesleki eğitim’ adı altında çocukları çalıştırmaya yönelik bir yasaydı. Dönenim Başbakanı diyor ki; ‘Ne iyi yaptık da bu yasayı yapmakla. Yoksul çocuklarını sanayi sitelerine yönlendiriyoruz hem küçük işletmelere iş gücü sağlamış oluyoruz hem bu çocukları sanayiye göndererek eğitim alanında devletin sırtından bir yük kaldırmış olacağız.’ Bu dediğimiz 77’deki iktidarın sözleriydi. Çocuk işçiliğine yönelik bugünkü iktidarın politikasında da şu yazar: ‘Yoksul çocukları için en ideal eğitim çıraklık eğitimidir.’ Yani, devlet o günden bu yana mesleki eğitim adı altında çocuk işçiliğini önleyici değil teşvik edici durumdadır” diye belirtti.
Toprak reformu
Türkiye’deki en büyük çocuk işçiliğinin gezici ve mevsimsel tarım işçiliğinde olduğunu söyleyen Akpınar, “Bu insanlar neden gezip dolaşarak tarımla uğraşıyorlar çünkü hayatlarını devam ettirebilecekleri bir şey yok. Bu insanların tarım yapacağı bir avuç yer yok o yüzden bulundukları yerlerden çıkarak tekrar buraya geri dönüyorlar. Devlet bunu yasaklasın demek çözüm değil çünkü aileler geride kimseyi bırakmayarak gidiyor? Çocuğu geride bıraksa kim ilgilenecek? Devlet, gezici ailelere yasak koyup bunu denetlemesiyle sorun çözülmez. Bu aileler çocukları yanlarında götürmezlerse orada yapacakları iş, alacakları ücrete yetecek bir şey değil. Herkesin çalışması gerekiyor, bu böyle bir iş. Hal böyleyken devlet bunu yasaklarsa bu insanları açlığa mahkum eder. Demek ki böyle bu sorunun çözümü topraksız köylüleri topraklandırmaktan geçiyor. Biz ‘Gezici tarım işçilerinin sorunun çözümü köklü toprak reformundan geçer’ diyoruz, bu çok radikal bir şeymiş gibi davranılıyor. Kimse bunu konuşamıyor ve korkuyor” ifadelerini kullandı.
İLO sözleşmeleri gerçekçi değil
Uluslararası kuruluşların yaptığı yasalar ve sözleşmelerin gerçekçi olmadığını belirten Akpınar, “Başta İLO olmak üzere uluslararası kurumlar, çocuk işçiliğine rekabet eşitsizliği açısından bakıyor. Bir firma dünyanın ücra yerinde bir şirket kurup ucuz işçi çalıştırıyorsa ve aynı işi yapan başka bir firma bunu yapamıyorsa, İLO bunun peşinde. İLO Türkiye’de en çok fındıkta çalışan çocuk işçiliğinin üzerine gider ama domateste çalışan çocuklara bakmaz. Bunun nedeni domates uluslararası piyasada fındık kadar önemli değildir. Bu durum tütün için de geçerli. Geçmişte insanlar İLO’dan fon alarak tütündeki çocuk işçilere yönelik çalışmalar yaptılar ama İLO bu raporu bastırmadı izin vermedi. Tütün tekeli artık özel firmada ‘çocuk işçiliği’ var diye bir rapor yayımlanırsanız. İLO bu raporu, dünya devinin çıkarlarını ve itibarı zedelenecek diye yayımlamadı” ifadelerini kullandı.