Ezgi Koman
Ukrayna’da savaş devam ediyor. Her ne kadar ilk günlerdeki ilgiyi kaybetse de savaşın tüm sonuçları ağır bir şekilde yaşanmaya devam ediyor.
BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) birkaç gün önce bir bilgi notu yayımladı. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarını başlattığı 24 Şubat’tan bu yana en az 239 çocuğun öldüğünü, 355 çocuğun yaralandığı belirtiyor. Bu rakamların çok daha yüksek olabileceği ayrıca ekleniyor. UNICEF savaşta çocukların “vicdansızca bir bedel” ödediğini söylüyor.
Peki bu bedel nasıl ödeniyor? Örneğin milyonlarca çocuk evini terk etmek durumunda kaldı. Yüzlerce okul ya ağır top atışı, hava saldırısı ya da diğer patlayıcı silahlarla vuruldu. Okullar askeri amaçlı olarak bilgi merkezlerine, sığınaklara, tedarik depolarına dönüştürüldü. Bu durumun uzun vadede çocukların eğitime dönmesini etkileyeceği düşünülüyor. Ayrıca çocukların cinsel tacize uğradığına dair güvenilir kaynaklardan gelen iddialar bulunuyor. Çoğunluğu anne ve çocuklardan oluşan 700 binden fazla kişinin zorla göçe zorlandığı da ayrıca vurgulanıyor.
Ukrayna’daki Çocukların Sesleri isimli örgüte göre şu anda savaş hattında en az 10 bin çocuk bulunuyor. 2015’ten beri çalışmalar yürüten örgüt, daha önce olduğu gibi şimdi de savaştan etkilenen çocuklara destek olmaya çalışıyor. Yaşadıkları her ne kadar çok ağır olsa da çocuklara görüşlerini söyleme olanakları yaratıyor. Onların katılımıyla videolar hazırlıyor. Ana ilkeleri de her şeye rağmen çocukları mağdur rolünde temsil etmemek. Çünkü örgüt, kendi deyimiyle çocukların “çok karmaşık koşullara direndiklerinin” bir tanığı.
Maria savaş hattındaki çocuklardan biri. 10 yaşındaymış. Birkaç hafta sonra 11 yaşına girecekmiş. Maria bu yıl doğum günü hediyesi beklemiyormuş. Örgütün kurduğu mülteci kampında Maria’nın birçok arkadaşı varmış. Yeni insanlarla korkmadan konuşuyormuş ama hepsinden önemlisi, memleketi Harkov’dan gelen göçmenlerle tanıştığı için çok mutluymuş. Maria’nın ailesi İsveç’e gitmeyi planlıyormuş. Maria şimdiden yeni ülkenin hayalini kuruyormuş. Nasıl göründüğünü, oradaki insanların nasıl olduğunu… Yeni sınıf arkadaşlarının nasıl olacağını… Ancak yeni ülkede uzun süre kalmak istemiyormuş. Maria bir yıl içinde ailesiyle birlikte Kharkiv’e döneceğine inanıyormuş… Tabii savaş bittiğinde ve yeniden inşa edildiğinde.
Mykhalio ise bir başka çocuk. 10 yaşındaki çocuğun kendi sözleri şöyle: “Benim adım Mykhailo, 10 yaşındayım. Evimizi terk etmedik çünkü köyler boşsa düşman birliklerinin girmesi daha kolay olacak. Bu günlerde çok şey duydum ve gördüm. Grads’ın top atışlarını ve makineli tüfek ateşlerini duydum, düşman uçaklarını ve helikopterlerini gördüm ve köyden çok uzakta olmayan patlamalar duydum. İlk gün gerçekten korkutucuydu, şimdi – bilmiyorum. Panik bir yerde kayboldu…
İrademiz ne kadar güçlüyse biz de o kadar güçlüyüz! Güçlü irademizi korur ve ordumuzu ve bölge savunmamızı her şekilde desteklersek – hayatta kalacağız, kazanacağız. Bundan eminim”.
Arseniy ise 6 yaşında. Donetsk bölgesindeki savaş hattından birkaç kilometre uzaklıktaki küçük bir köyde yaşıyormuş. Şimdiye kadar gerçek bir sinemada bir çizgi film izlememiş. Yaşıtlarıyla değil daha büyük erkeklerle konuşmayı tercih ediyormuş. Arseniy cesur ve meraklıymış, omlet yapmayı biliyormuş ve hiçbir şeyden korkmuyormuş. Ancak ateş ettiklerinde eve koşuyormuş, evleri vurabilir diye…
Rita ve annesi Lena ise Avdiivka’nın eski kesiminde uzun süre yaşamışlar. Savaşın başlangıcından itibaren evleri tam anlamıyla savaş hattındaymış ve pek çok mermi bahçelerine isabet etmiş. Sürekli bombardıman tehdidi nedeniyle orada yaşamak çok tehlikeliymiş ve neredeyse hiç insan kalmamış.
Savaşın vicdansız bedeline çocukların nasıl direndiklerine tanık olmak ve Ukrayna’dan çocukların seslerini duymak isterseniz, çocukların videolarına ve öykülerine İngilizce olarak https://voices.org.ua/en/ sitesinden ulaşabilirsiniz.