Karadeniz’den Kürdistan özgürlük mücadelesine katılan Haki Karer’in arkadaşı Mustafa Kaplan, ‘Konuşurken seni dinleyen, cevap veren sürekli çözüme dönük ön açıcı bir karaktere sahipti’ dedi
Karadeniz’den Kürdistan özgürlük mücadelesine katılan Haki Karer’in “ajan” suçlamasıyla Alaattin Kapan tarafından katledilmesinin üzerinden 45 yıl geçti. 18 Mayıs 1977 tarihinde öldürülen Karer, 1950 yılında Karadeniz’in Ordu-Ulubey bölgesinde dünyaya geldi. Ankara Üniversitesi’nde PKK Lideri Abdullah Öcalan’la tanışan Karer, Batman ve Antep illerinde işçi sınıfın içinde mücadele yürüttü. Karer’le tanıştıktan sonra mücadelesinden etkilenen Mustafa Kaplan (67), daha sonra çocuğuna Haki ismini verdiğini dile getirdi.
Liseden arkadaşlar
Karer’le Anep’te İsmetpaşa Lisesi’nde okuduğu yıllarda öğrenci evinde tanışan Kaplan, Karer öldürüldüğünde Ordu’nun Ulubey ilçesinde cenaze törenine katılmak için yola çıkan 6 kişiden biri. Kaplan, Karer’le tanışması, vurulduğu tarihte yaşanan atmosferi ve Ordu yolculuğunu Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Emrullah Acar’a anlattı. Yaşadıklarının üzerinden 45 yıl geçmesine rağmen unutamadığını dile getiren Kaplan, o dönemin siyasi atmosferine dair şunları söyledi: “O dönem siyaset farklı bir mecrada yürütülüyor, her fikir tartışılıyor. Her yurtsever, demokrat kendini bir noktada buluyordu. Biz olayları anlatırken 50 yıl önceki hafızamızı zorlayarak anlatmamız gerekir. İsmetpaşa Lisesi Antep’te liselerin arasında farklı bir yerdeydi. Lisede demokrat, yurtseverlerin yoğun olduğu, fraksiyonların olmadığı bir liseydi. Tek görüş hakimdi, gelen fraksiyonlar da bize uyum sağlıyordu. Birçok insan bizimle ilişki geliştirmeye gelir, konuşur tartışırdık.”
Çözümcüydü
“Bir gün bizim eve bir arkadaş geldi, tanımıyorduk. Dinledik ama bu arkadaşın diğer gelenlerden biraz farklı yapısı vardı” diyerek sözlerini sürdüren Kaplan, “Çok durgun, konuşmayı sevmeyen, ağır başlı, soru sormadan cevap vermeyen, sorulara hakim cevap veren bir yapıya sahipti. Konuşurken seni dinleyen, cevap veren sürekli çözüme dönük ön açıcı bir karaktere sahipti. Merak ettik ve kim olduğunu sorduğumuzda Haki Karer olduğunu öğrendik. Ondan sonra dostluklarımız artı ve bu dostluğumuzu bizi ona bağladı. Bir Karadenizli geliyor liseli öğrencilere bir şeyler anlatıyor. Biz daha Kürt olduğumuzu bilmezken Karadeniz’den bir arkadaş Kürt olduğumuzu söylüyordu. Bu dikkati çekici ve anlamlı bir durumdu. Bu çok sürmedi ve bize Hakki arkadaşın vurulduğu haberi verildi. Bana Haki’nin vurulması çok acı geldi” diye belirtti.
Haki’nin vurulması hepimizi yıktı
Karer’in vurulmasıyla kaldırıldığı hastanenin önünde binleri bulan gençlerden oluşan kalabalığın biriktiğini vurgulayan Kaplan, “Bana çok ağır geldi arkadaşımı kaybetmek. Haki vurulacak bir insan değildi. Çok mütevazi biriydi. Yemek yerken arkadaşı kaşığını yemeğe bandırmadan o bandırmazdı. Haki’nin vurulması hepimizi yıktı. Haki vurulduğunda ben köyden kaldırıldığı hastanenin önüne geldim. Hastane önünde çok yabancı insan vardı, kimse birbirini tanımıyordu” diye konuştu.
Sungurlu’da kaza yaptık
Karer’in yaşamını yitirmesinden sonra Kemal Pir, Şahin Dönmez, Halil Çavgun ve Hüseyin Atila’yla birlikte Ordu’ya cenazeye katılmak için yola çıktıklarını anlatan Kaplan, şöyle devam etti: “Arkadaşlar gitmek istediklerini söyledi. Bende de lastikleri çok kötü bir araç vardı. O araçla cebimizde 5 kuruş para olmadan tereddütlü bir şekilde yola çıktık. Polisler cenazeyi vermedi onlar götürdü, biz de arakalarına takıldık. Haki’ye olan sevgim için yola çıktım. Babama haber vermeden arabayı alarak yola çıktık. Çorum Sungurlu ilçesinde aracımız kaza yaptı. Kaza esnasında ben araçta sıkıştım, Halil Çavgun yanımda kaldı diğer Kemal Pir, Şahin Dönmez ve Hüseyin Atila Ordu’ya gitti. Biz gidemedik ve döndük.”
Haki unutulmaz
Çocuklarına Haki adını veren binlerce kişi gibi 1979 yılında dünyaya gelen oğluna Haki adını verdiğini dile getiren Kaplan, “O dönem öğrenci olan, o dönemde Haki ile tanışan herkes oğluna Haki adını verdi. Haki unutulmaz. 45 yıl geçse de sanki dün vuruldu. Haki kalbimizde, yüreğimizde yaşıyor” dedi.