PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 11 Eylül 2016’dan itibaren hiç bir haber alınamıyor. HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan,İmralı’da yaşanan tecridini ve olası sonuçlarını değerlendirdi. Öcalan’a yönelik 20 yıldır sistematik bir tecridin dayatıldığını aktaran Ertan, “Sayın Öcalan bir adada bir hücrede tek başına ve çok ağır bir izolasyona tabi. Uluslararası komplo ile Türkiye’ye teslim edildiğinden bugüne kadar tecrit aşama aşama devam etti. Özellikle 5 Nisan 2015’ten itibaren çok daha ağır koşullarda seyreden bir politika söz konusudur.İmralı rejimi başlı başına bir rejim olarak ortaya çıkmış bir durum. Bu rejim hiçbir hukukla alakası olmayan özel bir politika ile uygulanıyor” dedi. 2013 ve 2015 yıllarında Öcalan ile yapılan görüşmelere değinen Ertan, bu görüşmeler ile de İmralı Cezaevi’nin kapılarının aralandığını kaydetti. O dönem İmralı heyeti ile görüşmelerin Türkiye siyaseti için önemli gelişmelere yol açtığını ifade eden Ertan, “Barış müzakere çözüm süreçleri boyunca İmralı kapıları açıktı. Müzakereyi sürdüren heyet görüşmeleri sürdürülürken ortaya konan perspektif halklara ve bütün Ortadoğu’ya nefes aldıracak politikaların açığa çıkması bir yol haritasının belirlenmesini sağladı” dedi. Tecridin çok kapsamlı bir politika olduğunun altını çizen Ertan, bu politikaların hegemonik güçler tarafından derinleştirildiğinin ifade etti. Tecridin sınırları aştığını ve tüm halklara dayatıldığını aktaran Ertan, “Bugün yaşadığımız ağır savaş koşulları gerek Türkiye’de Kürt halkına gerek ise Rojava’da Efrîn’e yönelik saldırılarda kendini göstermiş durumda” şeklinde konuştu.
Ses çıkarılmalı
Tecridin savaş isteyen devletler tarafından dış politika aracı olarak kullanıldığını belirten Ertan, şunları vurguladı: “Tecrit bugün bu savaş politikalarına hizmet ettiği için Sayın Öcalan’ın Kürt halkıyla bağını kesmeye çalışıyorlar. Bir halkın milyonlarca insanın benim irademdir dediği ve kendi liderleri olarak benimsediği bir insanın bir hücrede ağır koşullarda tutulması Sayın Öcalan üzerindeki tecridin ne kadar sistematik olduğunun kanıtıdır.” Ertan, dayatılan politikalara karşı tüm halkların ses çıkarması gerektiğini ifade etti. “Tecrit şu an bütün toplumsal değerlerimize, bu ülkede aydınlık bir geleceğe inanan bütün kesimlerin ortak yaşama iradesine yönelmiş bir tutumdur” diyen Ertan şöyle konuştu: “Bize düşen HDP fikriyle, HDP projesiyle açığa çıkan ortak gelecek umuduyla bir arada yaşamak isteyen bütün kesimlerin dayanışmasını sürdürmesi ve bu tecridin kırmasına yönelik güçlü bir ses çıkarmaktır.”
DİYARBAKIR