AKP ve KDP’nin ortaklığında gelişen saldırılarına birlikte ses çıkarma çağrısı yapan TJA’lı kadınlar, ‘Parçalı parçalı duruşlardan, kaygılardan vazgeçmemiz gerekiyor. Saldırılara birlikte dur diyebiliriz’ dedi
Türkiye’nin KDP işbirliğiyle Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Zap, Avaşîn ve Metîna’ya yönelik 17 Nisan’da başlattığı saldırılar devam ediyor. Gelinen aşamada bir ilerleme kaydedemeyen Türkiye, başta kimyasal silah olmak üzere tüm yöntemleri devreye koyarak, başarı elde etmeye çalışıyor. İçte toplumsal muhalefete, dışta ise KDP ortaklığıyla Kürtlere gerçekleştirilen saldırıları değerlendiren Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktvistleri, savaşlardan en çok kadın, çocuk ve doğanın etkilendiğini söyleyerek, savaşın durdurulmasını istedi.
Mezopotamya Ajansı’dan (MA) Eylem Akdağ’a konuşan TJA’lı kadınlar ayrıca, Kürtlere karşı devreye konulan hiçbir savaştan başarı elde edilmediğini hatırlatarak, kazanan tarafın yine Kürtler olacağını ifade etti.
Saldırılar Kürtlerin kazanımlarına
TJA aktivisti Zülfiye Kişmir, KDP ve Türkiye ortaklığında gerçekleştirilen savaşın Kürtlerin kazanımlarına dönük olduğunu, yürütülen savaşın Kürt kadınları ile gençlerin kazanımlarına karşı yapıldığını söyledi. Kişmir, “Elbette ki KDP kendi iktidarını korumak istiyor. Fakat KDP, Başure Kürdistan’da bir halkın temsilcisi değil. Bir aile babası gibi davranıyor” dedi. Kişmir ayrıca AKP-MHP’nin kadına olan bakışı ile KDP’nin kadına olan bakışının aynı olduğuna dikkat çekerek, “Bu nedenle onunla birlikte hareket etti” diye konuştu.
Birlikte direneceğiz
Kürt kadınının 40 yıldır bir savaş gerçekliğiyle yüz yüze olduğuna değinen Kişmir, gelinen aşamada 40 yıllık mücadeleyle birlikte Kürt kadınının kendini tanıdığını, toprağına, diline, coğrafyasına sahip çıkmayı öğrendiğini söyledi. Kadınların savaştan etkilendiğini ancak asla “mağdur” konumuna düşmeyeceğinin de altını çizen Kişmir, “Kadınlar elbette savaştan etkileniyor. Rojava, Şengal ve Bakure Kürdistan’da örneği var. Çünkü evladını şehit veriyor, eşi gidiyor, kızı gidiyor. Çok büyük bedeller ödüyor ama bu bedeller karşısında da müthiş kazanımlar elde ediyor. 90’lardaki köy yakmalarında kadınlar büyük bedeller ödedi ama ayakta kalmayı da öğrendi. Yine 2015’te Kürdistan’ın birçok ilçesini yaktılar. Annelerimiz, gençlerimiz ve çocuklarımız sokak ortasında vuruldu. Tüm bunlarla birlikte kadınlar direnmeyi de öğrendi” dedi.
Kürt kadınları her yerde direniyor
“Ortadoğu’da Arap olsun, Türkmen olsun, Kürt olsun, oralarda kadından bahsedilmezdi” diye devam eden Kişmir, “Kadın sokağa çıkamaz, konuşamazdı. Ama bugün Ortadoğu gibi bir yerde kadınlar bir sistem oluşturdu. Kadın sistemini inşaa etti ve bütün dünya kadınlarına bir bakış açısı kazandırdı. Bugün herkes Rojava’daki kadın direnişini esas alıyor. Dergilerine kapak yapıyor, kadın denilince Rojava akla geliyor. Açıkçası Kürt kadını savaşlarda büyük bedeller vermiş ama büyük kazanımlar da elde etmiş diyebilirim. En basitinden bugün cezaevindeki kadınlar ‘ben varım ve direniyorum’ diyor. Erkek egemen cezaevine koyuyor ama Kürt kadını, kadın olarak bu yaşamda söz sahibi olduğunu müthiş bir direnişle gösteriyor” şeklinde ifadeler kullandı.
Bugün de yarın da biz kazanacağız
“Kaybedeceğimiz ne var ki?” diye soran Kişmir, şöyle devam etti, “Dünya sistemleri tekrar bir yüz yıllık projeyi örmeye çalışıyor. Bizler bir yüz yıl daha ölmeyeceğiz. Bu katliama maruz kalmayacağız. Bunun için hepimiz bu savaşa karşı sesimizi yükseltelim. Sokaklara dökülelim, canlı kalkan olalım, bedenlerimizi halklarımıza siper edelim. Başur’a, Şengal’e, Kobane’ye yapılan saldırı bizlere yapılmış saldırıdır. Herkes bu savaş karşısında ayaklanmalı. Kaybedeceğimiz bir şey yok ama kazanacağımız çok şey var. Yerimizde oturursak kaybederiz, ayaklanırsak kazanırız. Demokrasiyi, kadın haklarını ve adaleti savunan herkesi KDP-AKP işbirliğine karşı çıkması, sesini yükseltmesi gerekiyor. Yıllardır Kürt toplumu ve kadını üzerinde savaşlar, soykırımlar oluyor ama biz kaybeden taraf olmadık, sürekli kazanmışız. Bugün de yarın da biz kazanacağız” şeklinde konuştu.“
Saldırılar çözüm değil
TJA aktivisti aynı zamanda HDP Diyarbakır İl Yöneticisi Remziye Daşlık, gerçekleştirilen saldırılarla bir sindirme ve yok etme politikası izlendiğini belirtti. Kürtler üzerinden yürütülen savaş politikalarının sonuç vermeyeceğini vurgulayan Daşlık, “Her kalkan uçağın ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. Her gece Kürt anneleri kaygıyla uyuyor. Çünkü o bombaların kimler üzerine aktığını çok iyi biliyorlar. Savaşlar, ekonomik, sosyal ve siyasal krizlere de neden oluyor. Bu krizlerden en çok etkilenen biz kadınlar oluyoruz. Başarılı olacaklar mı? Tabi ki olamayacaklar. Bundan daha önceki saldırılarda da görüldü ki; saldırılar çözüm değil. Çözüm olmadığı gibi de beraberinde katliamı, yıkımı, talanı, doğa katliamını getiriyor. Bu savaşın çözüm olmadığını daha önce de deneyimler yaşandı ve daha önce de sınır ötesi operasyonlar yapıldı. Fakat bir neticeye varamadılar. Denenmiş yolların tekrar tekrar denenmesi ve bir sonuca varmama durumu 40 yıldır dünya tarafından görünmektedir” diye belirtti.
Savaşa sessiz kalmayalım
Savaşa karşı herkesi ses çıkarmaya çağıran Daşlık, devamla şunları belirtti, “Buna birlikte güç olarak dur diyebiliriz. Parçalı parçalı duruşlardan, kaygılardan vazgeçmemiz gerekiyor. Birlikte ortak bir sesle, kendine ‘demokratım, aydınım, sanatçıyım’ diyen herkesle birlikte ses çıkarmalıyız. Çünkü bu yıkım herkesi etkiliyor. Toplumun öncüsü olan herkesin buna dur demesi gerekiyor. KDP’nin bu oyunlara gelmemesi ve kendisinin de biran önce savaşa dur demesi gerekiyor. Çünkü kendi sınırlarının ihlali var. Sonuçta talan edilen oradaki halk, doğa ve canlılardır. Kendi halkını ve sınırlarını koruması gerekiyor.”
HABER MERKEZİ