Yeni eğitim-öğretim dönemi birçok sorunla başlıyor. Eğitim Sen’li İsmail Sağdıç, Türkiye’nin çok kültürlü ve çok dilli bir toplum olduğunu ancak tekçi bir eğitim sisteminin esas alındığını söyledi
Eğitim öğretim 2018-2019 dönemi bugün başlıyor. 18 milyona yakın öğrenci ve bir milyonu aşkın öğretmenin ders başı yapacak. Eğitimin özelleştirilmesi yanı sıra müfredatta yapılan değişikliklerle laik ve bilimsellikten uzaklaştı. Evrim teorisi müfredattan tamamen çıkarılırken, dini öğeler daha fazla hem ders sayılarına hem de ders kitaplarına girdi. Yeni eğitim dönemi, niteliksiz eğitim, sürekli değişen sınav sistemi, yapılmayan öğretmen atamalarından kaynaklı öğretmen açığı, servis ücretlerine yapılan zamlar, tercih etmediği halde istemediği okula kayıt yaptırmak zorunda kalan çocuklar gibi birçok sıkıntıyı da beraberinde getiriyor. Ve yine skandal bir karara imza atan Milli Eğitim Bakanlığı, “Çok programlı Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezinde karma eğitim yapılır” maddesini kaldırdı. Bu kararda tartışmaları beraberinde getirdi. Eğitim sisteminde konuları ilişkin Eğitim Sen Genel Örgütleme Sekreteriİsmail Sağdıç, Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Berivan Altan’a konuştu. Yeni Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un öğretmenlerin hizmet içi eğitimlerine yönelik açıklamalarının öğretmeni günah keçisi ilan etme politikasının devamı olduğunu vurgulayan Sağdıç, “Öğretmen hizmet içi eğitime tabi tutulacağından önce eğitim- öğretim sorunları halledilmeli” dedi.
2004 ilk adım atıldı
AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte 12 Eylül askeri darbesi sonrasında eğitimde başlatılan Türk-İslam sentezinin başka bir boyut kazandığına dikkat çeken Sağdıç, “AKP’nin eğitim alanındaki ilk köklü değişikliği 2004 yılındaki müfredat değişikliğidir. 2004 yılında bugün bakan Ziya Selçuk, o zaman Talim Terbiye Kurulu başkanıydı. O dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ‘Her şey akla kara değildir. Gri renkleri de görmek gerekir. Evrim teorisi yanında öğrenciler yaratılış teorisini de öğrensin’ diyerek yaratılış teorisini müfredata koymuş evrim teorisinin alanını daraltmışlardı. Bugün gelinen noktada evrim teorisi müfredattan çıkarıldı. Bilimsel ne varsa müfredattan çıkarıldı tamamen bilimsel olmayan öğeler dolduruldu” diye konuştu. Kriz velilere yüklenecek Ekonomik krizden hem eğitim emekçilerinin hem de velilerin çok etkileneceğine de dikkat çeken Sağdıç, kamu kurumlarında gidilen tasarrufta ilk olarak MEB’in seçildiğini kaydetti. MEB’in 10,6 milyarlık yatırım bütçesinden yüzde 18’inin tasarruf adı altında kesileceğini belirten Sağdıç, geleceğimiz dediğimiz çocukların eğitim bütçesinden kesinti yapıldığını söyledi. Sağdıç, “Bu da okullardaki tamirat, temizlik gibi ihtiyaçları velilerin var olan harcamalarına artış olarak yansıması anlamını taşıyor. Velilerin kırtasiye, okul harcamaları ve okul aidatları üzerinden soygunu artacaktır. Kriz velilere yüklenecek” dedi. Eğitimde devam eden sorunları sıralayan Sağdıç, “500 bine yaklaşan ataması yapılmayan öğretmenler var. Gericileştirilen, bilimsellikten uzak müfredat var” diye belirtti.
Mülteci çocukların eğitimleri, kriz ve müfredatta ilişkin çalıştaylar düzenleyeceklerini dile getiren Sağdıç, “Eğitim sadece öğretmen ve öğrencileri ilgilendirmez. Türkiye’deki 80 milyonu ilgilendiriyor. Bu ülkenin geleceği söz konusu. Velilerde karma eğitime, kamusal eğitime, parasız, bilimsel, anadil de eğitim için mücadele etmek zorundadır. Onlarda geleceğimiz dediğimiz çocuklarımız için kendi örgütlü mücadelelerini yaratırsa bu sistem başarılı olmaz” diye vurguladı.
İktidarda değilmiş gibi
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan bugün başlayacak olan yeni eğitim-öğretim dönemine ilişkin açıklama yaptı. Erdoğan mesajında şöyle dedi: “Türkiye’nin yeni bir yönetim sistemiyle birlikte, her alanda yeni bir döneme girdiği günlerden geçiyoruz. Bu dönemde, sabır, emek, samimiyet ve fedakârlık isteyen uzun bir süreç olan eğitim-öğretim konusunda da, tarihi nitelikte değişimlere hazırlanıyoruz.” Erdoğan’ın bu açıklamasına ilişkin “ Sanki 16 yıldır AKP iktidarda değilmiş gibi” yorumlarına neden oldu.
Mücadele edeceğiz
Eğitim Sen olarak eğitim emekçilerinin, üniversitedeki akademik personellerinin yaşam koşullarının düzeltilmesi için çalışmalar yapacaklarını söyleyen Sağdıç, önümüzdeki dönem, ekonomik krizin emekçiye yansıması, eğitim müfredatındaki gericileştirme, sınav sistemlerindeki haksızlıklar, mülteci çocukların durumları, okulların ihtiyaçlarının genel bütçeden sağlanması, laik, bilimsel ve anadilde eğitim için mücadele edeceklerini kaydetti.
Anadilde eğitim olmalı
Yeni dönemde de özellikle anadilde eğitim hakkının vurgulanması gerektiğini dile getiren Sağdıç, Türkiye’nin çok kültürlü, etnisiteli bir topluma sahip olmasına karşın özgünlükleri görmeyen tekçi bir eğitim sistemini esas aldığını söyledi. Eğitimin bir taraftan tek mezhep tek dine dayalı olduğunu diğer taraftan da tek dili esas aldığını ifade eden Sağdıç, “Kürt çocuklarının eğitim dili olarak Kürtçe kullanması, Çerkes çocuklarının Çerkesce eğitim dili kullanması gerekirken bugün MEB programında buna dair hiçbir şey yok. Bugün Türkiye’de 4 milyon mülteci olduğu söyleniyor ve mülteci çocukların da bugün anadil sorunu oluşmuştur. Türkiye’de anadil sorunu mültecilerle birlikte artmıştır” ifadelerini kullandı.
ANKARA