Aldatılmak bildiğiniz gibi bir dönem Cumhurbaşkanı tarafından belirgin bir konu çerçevesinde kendi öznel durumunu geniş kitlelere aktarmak için kullanıldı. Genel olarak kişinin bir başkası veya başkaları tarafından bilerek zarara uğratılması amacı ile oyuna getirilmesi ve kişinin bu durumu farkına varamaması ile tanımlanan bir durumu ifade etmek için aldatma kelimesini kullanıyoruz.
Bir anlamda karşısındakinin yanılmasını sağlayıcı bir tuzak hazırlamanın da bu anlama gelebileceğini söyleyebiliriz.
Uzunca bir süredir yollardayım. Öncelikle yazılarımın gecikmesi nedeni ile okuyucumdan özür dilerim. Yolculuk esnasında dikkat çeken fakat hemen hemen hiçbir yerde üzerine bir şey söylendiğini duymadığım bir aldatılma ve aldanmadan söz edeceğim.
Çoğu kişinin trafik esnasında yollarda gördüğü maket polis otoları dikkatinizi çekti mi? Bunların sayısında son bir yıl içinde dikkat çeken bir artış olduğunu gözlemledim. (Maketler 2017 sonrası yaygınlaşmış.) Bu konuda sayısal bir veriye sahip değilim. Ancak artış dikkat çeken boyutlarda. Can ve mal güvenliğini sağlamak için bu yola başvurulduğu ve toplumda yaygın olan güvenlik güçlerinin korku yaratıcı ve buradan hareketle bu görüntüyü yaygınlaştırıcı ve korkuyu daha geniş bir alana yayıcı bir hayaletinden söz ediyorum.
Bu hayali durumun etkilerine göz atarsak, ilk etapta sürücü şayet o güzergahtan ilk kez geçiyorsa uzaktan gördüğü polis aracından etkilenip hızını azaltabilir, daha dikkatli bir sürüş yapabilir hatta durumunda bir tehlike olduğunu hissedip yoldan geri bile dönebilir. Şayet bu yoldan ikinci kez geçiyorsa polis otosu görüntüsü artık kendisini etkilemeyecek, yola bildiği gibi devam edecektir. Yani “yalancının mumu ancak yatsıya kadar yanacaktır.”
Hayalet polis otolarını yollara yerleştirmenin yani sürücüleri aldatmanın aldatan açısından makul gerekçesi sürücü ve yol güvenliğini sağlamak için olduğunu tahmin etmek kolay. Ama bunun gerisinde yatan polis ve güvenlik güçlerinin Türkiye’de yarattığı korku ve kaygılar yok mu? Devletin özellikle ceberrut sayılabilecek yüzünün somut hale gelişinin güvenlik mensupları ile çeşitli demokratik eylemlerde karşılaşanlarda net olarak görmekteyiz.
Biber gazı ile başlayan falaka, cop ve darp ile devam eden sürecin, kimi zaman faili meçhullere kadar uzayabildiğini biliyoruz. Bu ve benzeri birçok olgunun yarattığı ve hepimizin zihinleri içinde de saklı kalmış olan bir imajın yolculuk sırasında aniden canlanacağı ve hemen aracın hızının yavaşlaması ile sonuçlanacağını tahmin ediyoruz. Bu korku sinyalinin bir kez o da ilk karşılaşmada etki göstermesinin bile sağlayacağı yarar, bu konuda maketlerin çoğalmasına yol açmış olsa gerek.
Aldanma ve aldatmanın sadece bir seferlik olmasından bile yarar bekleyen bir kamu güvenliği sistemine sahibiz.
Sanıyorum dünyanın farklı köşelerinde farklı trafik örnekleri bulunabilir. Ama sürücüyü sadece bir seferlik olsun korkutma temeline dayalı hayali polis otolarının mucidinin bizden başka bir yerde olduğunu sanmıyorum.
Bu hayali araçların son zamanlardaki artışının bende yarattığı bir başka düşünce de bunların toplu olarak ihaleye verilip tek tip olarak yaptırıldığıdır. Muhtemel ki bu ihaleyi kazananlar, sadece sürücüyü bir seferlik kandırmalarının dışında yüklüce bir bedeli hayali olarak değil, gerçek olarak kendi sermayelerine eklemeleridir.
Önerim bu konuda maket polis otoları olsun, olmasın siz özenli bir sürüş gerçekleştirin. İyi yolculuklar…