Yayıncılar ve okurlar cephesinde yeni dayanışma ve örgütlenme ağlarının oluşturulması gerektiğinin altını çizen Bora, ‘Ne yapıp edip varlığımızı sürdürmeye çalışmalıyız’ dedi
Kağıt sektörünün dövize bağlı olmasıyla birlikte kriz günden güne büyürken birçok dergi, gazete ve yayınevi ayakta kalma mücadelesi veriyor. Feminist bir yayınevi olan Ayizi Yayınevi kurucularından yazar Aksu Bora yaşanan krizi Jın News Haber ajansına değerlendirdi. Türkiye Seliloz ve Kağıt Fabrikaları’nın (SEKA) satışını hatırlatan Aksu, 2005’te İzmit fabrikasının belediyeye devriyle Türkiye’nin kağıt üretimini tamamen bitirildiğini vurguladı.
‘Yaşamsal ihtiyaç’
Aksu, o dönemi hatırladığını kaydederek, “Özelleştirme, özel sektöre devir, fabrika arazisinin park yapılması gibi işler, daha çok devletin ekonomiden çekilip kara düzen piyasayı teşvik etmesi bağlamında tartışıldı. Özelleştirmenin her bir sektörle ilgili yaratacağı spesifik problemlere pek sıra gelmemişti. Şimdi işte o spesifik problemlerden birini yaşıyoruz. Türk parasının değer kaybıyla birlikte, ithal kağıda bağımlı olmanın ne anlama geldiğini yaşayarak görüyoruz. Tabii kimileri için kağıt ‘yaşamsal’ bir konu sayılmayabilir. Onlar da herhalde yıllar içinde sonuçlarını yaşayarak görecekler ki, kağıt yaşamsal bir ihtiyaçtır” diye belirti.
‘Parası olan alır’
Türkiye’de yayıncılığın her zaman zor bir iş olduğuna işaret eden Aksu, “Gazete yayıncılığı bir türlü zor, kitap ve dergi yayıncılığı başka türlü. Ben daha çok ‘kültür yayıncılığı’ dedikleri şeyi biliyorum” diyerek “isminden başlayarak ne acayip bir iş yaptığımız her adımda görülüyor aslında” dedi. Test kitabı yerine ‘kültür kitabı’ yayınlamanın özel bir durum olduğunu söyleyerek aslında yaptıklarını işin zorluğunu anlatan Aksu, genel ekonomik sorunla birlikte sorunların katlanarak büyüdüğüne vurgu yaptı. Aksu, “Kağıt bitmez, parası olan yine alır da ‘kültür kitabı’ gibi acayipliklerle uğraşanlar için işler kötüye gidecek belli ki. Okurlar açısından da öyle” diye ifade etti.
D&R gibi fecaat…
Küçük bir yayınevi olarak sektörün kenarında durduklarını ifade eden Aksu, zaten krizin içinde olduklarını belirterek şu sözlere yer verdi: “Dağıtım ve satış işleri zaten hep çok sıkıntılıydı. O yüzden ekonomik krizin etkisi çok büyük olmadı! Demek kendimizi ‘avantajlı’ sayabilirmişiz! Az kitap yayınlıyorduk. Gücümüz daha fazlasına yetmiyordu. Şimdi daha da azaltmamız gerekecek gibi görünüyor. Basım maliyetleri aldı başını gitti. Kitap fiyatlarını buna göre artırmayı düşünemeyiz. Bu durumda kitap sayısını azaltacağız demektir. Bağımsız kitabevleri çok çok az. D&R gibi bir fecaat var kitapçı olarak. Bunun yarattığı sorunlar da krizle birlikte katlanacaktır. On-line satışı deneyeceğiz herhalde, bakalım neler olacak.”
Dayanışma ve örgütlenme
Yayıncılar ve okurlar cephesinde yeni dayanışma ve örgütlenme ağlarının oluşturulması gerektiğini vurgulayan Aksu, “Okuryazarlık bu piyasaya teslim edilemeyecek kadar önemli. Ne yapıp edip varlığımızı sürdürmeye çalışmalıyız, bu da yayınevleri, bağımsız kitapçılar, okurlar ve yazarlar arasında yeni ilişki biçimlerini denemek gerektiği anlamına gelir” dedi.
İSTANBUL