Özlem Doğan
Bazı hikayeler sondan başlar, bazıları ortasından, bazıları da sonsuzlukta durmadan akar gider bir ezginin çağlayanında…
Ve ölümsüzlüğün huzurunda bir sayfa daha açılır, adı Gurbet olan Mizgin’le..
Mizgin bir sanatçıdır, bir devrimci ve bir kadın…
Kürt halkının sesidir Hozan Mizgin…
Devrimci, bilge Ozan, taşar yürek nehrinden, dolaşır gönül gönül…
Kürt müziğinde ve tarihinde bir gelenek yaratır,
Yüreğinde hep bir arayış, bir özlem taşır. Sanatıyla devrimciliğini böyle buluşturur.
Savaşçı bilge dengbêjliğiyle, yoldaşlarına yol olur ezgileri, Kürt halkına umut…
Yüreğinden döküldükçe ezgiler, özgürlüğü haykıran türküleri
korkutur düşman olanı…
Susmaz Mizgin!
Önce sesiyle haykırır. Sesinin narin tınısıyla yüreklere dokunur. Dağ kahramanlarının destansı hikayelerine karışır türküleri… Attığı her adımda kalıcı izler bırakır ardıllarına.
Cesur kahramanlığı, türküleri gibi yayılır. Yoldaşları gururla taşır Mizgin adını…
Onun izinde tutuşur gerektiğinde bedenleri, sığmaz yürekleri bedenlerine…
Bir aydınlık yoldur Mizgin’in ayak izleri… Karanlıkta parıldayan umutlu bir gelecek… Onurlu bir yaşamın kılavuzu…
İz bırakan her bir adımında bilinçle oluşan Hakikat…
Hozan Serhat; “Mizgîna leheng, Mizgîna çeleng
Xwediyê nav û deng: Gurbet Aydin…” dizeleriyle Hozan Mizgin’i öyle derinden hissettirir ki bu dingin ve derin ezginin peşinden gideriz.
Yeni bir yolculuk başlar anlam arayışında…
Bir geleneğin köprüleri çoktan kurulmuştur. Direniş türküleriyle özgürlüğe koşar bu soylu geleneğin yolunda…
Düşmanlık besleyene inat dağlara sürer yüreğini,
Bir aydınlık, bir yol olur ezgileri… Her bir adımda, bilince damlar sesinin narin tınısı…
Türküleri destan yazar yoldaşlarına. Bir direnişin destanını, türkülerle yüreğine dokur…
Kürt halkının gönlünde giderek büyür Mizgin. Sonsuzluğa doğru giden bir özlem, bir tutku olur, hüzünlü yoldaşlıklarının ardından bilince damlayan kan…
Yüreğine umudu dokuyarak vurur sesini adımlarına. Yoldaşlarına yol olur parıldayan aydınlıkla.
Dağ ülkesinin efsanesinde bir nehir gibi akar türküleri ve tarihin karanlık sayfalarında yıldızlaşır Hozan Mizgin…
Yoldaşları artık bir kalıba sığmayacaklarını bilir. Tutkunlarının peşinde efsaneleşir ve ardında ayak izlerini bırakarak yeni Mizginler yaratırlar dağ yolunda… Yeni umutlar ve her bir adımda yeni düşler… Hayat ile ölüm arasında bilinç nehrine damlar yürekleri ve uğruna akan her bir damlada tohum olup yayılırlar…
Kürdün Güneşi, topraklarında tekrar parıldayana dek içinde taşırlar yurt özlemini…
“Yurdunu sevmek onu savunmaktan geçerdi.”
Yoldaşları gibi, “umut her daim canlı tutulmalıdır” der ve sessiz bir derinlikte, yeri göğü sarsan bir volkan gibi saçılır yüreğinden, tohum olur, yayılır, akar sonsuzluk yolculuğuna…
Umut bir gelenektir,
Umut hayat,
Bir varoluş sanatı,
Bir varoluş savaşı…
Ve Mizgin, direniş tutkusuyla,
Yürür cesurca, yıldızlaşıp parıldayan sonsuzlukta…