Medya Haber TV’ye yaptığı açıklamada Zap, Metina ve Avaşîn’de tarihin en büyük savaşlarından birinin yaşandığını belirten PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, ‘Zap ve Avaşîn’deki direniş Kürt halkının adeta geleceğini belirliyor’ dedi
Türkiye’nin KDP ile birlikte Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap, Avaşin ve Metina’ya yönelik başlattığı saldırı devam ederken, Medya Haber TV’ye konuşan PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, bölgedeki gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye’nin saldırıları ile eşzamanlı olarak Irak’ın da Şengal’e saldırdığını belirten Kalkan, bu saldırının arkasında ABD’nin olduğunu ifade etti. Kalkan, AKP-MHP yönetiminin 26 Ağustos 2016 yılında başlattığı işgal saldırılarının 6 yıldır aralıksız sürdüğünü kaydetti.
Tecrit Zap ile bağlantılı
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride dikkat çeken Kalkan, avukatların ve ailelerin girişimlerine cevap verilmediğini söyledi. Hukukun ve ahlaki kuralların hiçbirisinin işlemediği bir sistemin İmralı’da uygulandığını kaydeden Kalkan, tecridin Zap ve Avaşîn’e yapılan saldırı ile bağlantısına işaret etti. Bu saldırının Kürt varlığına ve özgürlüğüne dönük bir saldırı olduğunu kaydeden Kalkan, “Dolayısıyla tüm Kürtler şahsında insanlığa yöneltilen bir saldırı. Ortadoğu halklarına yöneltilen bir saldırı” dedi. Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü hedefleyen çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Kalkan, AKP-MHP’nin eliyle İmralı’da uygulanan tecrit ve işkence sistemi var oldukça dünyada yaşamdan, özgürlükten, demokrasiden söz edilemeyeceğini söyledi.
‘Her türlü teknik kullanılarak yürütülen bir saldırganlık var’
17 Nisan’da başlayan Zap, Metina ve Avaşîn’e dönük saldırının üçüncü haftasını doldurduğunu ifade eden Kalkan, bölgede tarihin en amansız savaşlarından birinin yaşandığını kaydetti. Kalkan, şunları söyledi: “Şunu herkes bilmeli; bu TC devletinin de en büyük savaşıdır, Kürtlerin en büyük savaşıdır. Bundan önce yaşadıklarının hepsinden daha keskinliği, yoğunluğu ifade ediyor. Şiddet bakımından kesinlikle böyle. 24 saat her türlü teknik kullanılarak yürütülen bir saldırganlık var. Buna karşı da gerillanın gerçekten de tarihi yazan, kahramanlık yaratan büyük direnişi var. Bu direniş Kürt tarihinin en anlamlı, en önemli en büyük direnişi. Zap ve Avaşîn Kürt halkının adeta geleceğini belirliyor, kaderini çiziyor. Bunu böyle görmek lazım. AKP ve MHP faşizmi Zap ve Avaşîn’e gömülüyor gerillanın kahramanca direnişi temelinde.”
‘Zap ve Avaşîn’e sürülenler ırkçı, şoven, faşist’
Devletin planlarının Zap ve Avaşîn’de bozulduğunu belirten Kalkan şunları söyledi: “Aylardır, yıllardır hazırlanıyorlar. Sıradan bir ordu değil paralı katliam ordusudur Zap ve Avaşîn’e sürülenler. Hepsi ırkçı, şoven, faşist, milliyetçi MHP’lidirler ideolojik olarak. İdlib’de, Efrîn’de işgal saldırılarına katılmış çetelerdir, DAİŞ’tir, El-Nusra’dır çoğu. Korucuları sürüyorlar şimdi, parayla. KDP’yi kendi çizgilerine getirdiler. Bütün güçlerini kullandılar yani. Ne kadar zalim, katliamcı, gaddar güç varsa hepsini sevk ettiler. Sonuç alacağız diye hesap ettiler fakat sonuçlar ortadadır. Çok ciddi bir kırılmayı yaşadığı, hezimeti yaşadığı açık. Çıkmazda olduğu, en ağır çöküşü yaşadığı net görülüyor. Bunu basın veriyor. TC’nin faşist soykırımcı zihniyeti ve siyaseti Kürdistan’da yeniliyor. Tarihinin en büyük yenilgisini alıyor. İttihat ve Terakki’nin yarattığı bu zihniyet ve siyaset kırılacak! Türkiye toplumu yaklaşık 130 yıldır yaşadığı bu zulümden kurtulacak. Kürdistan’daki mücadelenin Türkiye üzerindeki etkisi kesinlikle bu oluyor.”
‘Almanya ve İngiltere suç ortağı’
TC’yi, AKP-MHP’yi Rusya karşısında tutabilmek için ABD, NATO, AKP-MHP hükümetini PKK’ye saldırmasına teşvik ederek onay verdiğini kaydeden Kalkan, bu konuda şunları ifade etti: “Almanya, İngiltere de bu saldırının en büyük suç ortağı konumunda. Petrol kaçakçılığı yapıyorlar, gaz kaçakçılığı yapmak istiyorlar. Ukrayna savaşından sonra Rusya’dan, Çin’den, Asya’dan doğalgaz alamamanın eksikliğini KDP ile, TC ile Ortadoğu’dan kaçak gazlar götürerek telafi etmek istiyorlar. Bunun için KDP, TC’nin önüne PKK’nin imhasını koyuyor, PKK yolu kapatıyor diye. Bu şekilde PKK’ye saldırtıyorlar. Destek veriyorlar, teşvik ediyorlar. Bir taraftan ırkçı, şoven, soykırımcı zihniyet ile siyasetin gereği var, bir tarafta kaçakçılıkla para kazanma, daha çok kar etme hırsı var. Almanya ve İngiltere bu işgal saldırılarından sorumludurlar. KDP’nin teşviki var. Bu gerçeği iyi görmek lazım. Yönetimimiz defalarca söyledi; ciddi bir savaş var. AKP-MHP’nin basını 2023’te Misak-ı Milli ilan edeceğiz diyor. Yani Ortadoğu’yu işgal etmeye yöneliyorlar. Bunu açıkça söylüyorlar.”
ABD başkanı Biden ve NATO
ABD Başkanı Biden’ın politikasına işaret eden Kalkan, “Ermeni soykırımına karşı olduklarını söylüyorlar ama AKP-MHP faşizmi şimdi Kürt soykırımı uyguluyor, buna en büyük askeri ve siyasi desteği veriyorlar. Peki Kürt soykırımına karşı mı çıkıyorlar yoksa destek mi veriyorlar? ABD’nin demokrat yönetimi de, Cumhuriyetçi yönetimi de, devleti de bir tutum sergilemeli. ABD ve NATO Türk devletinin işgal planlarını onaylıyor mu? ABD ve NATO TC devletinin yürüttüğü Kürt soykırımına evet mi diyor? Evet diyorsa Ermeni Soykırımı’na karşı çıkmalarının ne anlamı kalır? 100 yıl önceki soykırıma karşı çıkıyorum diyerek gözyaşı döküyorsan bugünküne neden karşı değilsin? Gerçek tutum, bugünkü soykırıma karşı çıkıp çıkmamakla olur. Diğeri bir çıkar tutumudur” diye konuştu.
KDP yönetimi
KDP’nin “Türkiye’nin baskı yaptığını, kendilerini tehdit ettiği” yönündeki görüşleri hatırlatan Kalkan, şunları kaydetti: “Bu doğru bir görüş değil ama farz edelim ki savaşamıyorsun, o zaman yönetimi bırak. Yapamıyorsan, savaşamıyorsan, savunamıyorsan Kürdistan topraklarını yönetimi bırak. Niye duruyorsun yönetimde? Başka partiler var, YNK, Goran, Komela var. Birçok parti var Başûr’da. Dahası KCK var, gerilla var yani. Hewlêr’de başka bir yönetim gelsin, bak gör nasıl halkın ihtiyaçlarını karşılıyor, nasıl saldırganlara karşı direniyor, Kürdistan topraklarını savunuyor. KCK, gerilla buna adaydır. Diğer Kürt partileri adaydır. KDP yapamıyorsa bırakmalıdır o zaman.”
Êzidîlerin katılmadığı hiçbir karar geçerli değil
Avaşîn ve Zap’a yönelik saldırıyla birlikte Irak devletinin de Şengal’e saldırdığını kaydeden Kalkan, hareket olarak her zaman Şengal halkının demokratik özerkliğinden yana olduklarını söyledi: “PKK’yi yeniden Şengal’e, benzer yerlere müdahale etme zorunda bırakmayın. TC devleti Irak topraklarını işgal ederken, Êzidîlerin bayramının olduğu gün Irak ordusunun Şengal’e sürülmesinin akılla, izanla bir bağı yoktu. Bunu Irak devleti nasıl yaptırdı, onu da anlamadık. Bu kadar akılsızlık da olamaz dedik. Kendileri yapmadılar, hata yapmadılar. Anlaşılıyor ki Irak devleti üzerinde çok fazla baskı var, onu da görüyoruz. TC ile, KDP ile ittifak yaptılar, bilmem 9 Ekim Anlaşması’nın gereği ama hikaye! Öyle bir anlaşma yok. Bağdat Parlamentosu’ndaki Êzidî grubu, biz tanımıyoruz dedi. Doğrusu odur. Êzidîlerin katılmadığı hiçbir karar, Şengal için geçerli olamaz.”
KDP’nin arkasında ABD de var
Türkiye ve KDP’nin baskısının da olduğunu, ancak ABD’nin Irak devletini böyle bir saldırıya yönelttiğini kaydeden Kalkan, “Bunun arkasında ABD de var. ABD olmasaydı mevcut Irak yönetimi böyle bir saldırı yapmazdı. KDP’yi, TC’yi o kadar dinlemezdi. ABD baskı yapıyor, saldırtıyor. Bu kesin. ABD, PKK’ye karşı saldırı ile ne yapmak istiyor? KDP ile Kürdistan’da ne yaratmak istiyor? Bunların anlaşılması gerekiyor. Bu kadar da olmaz dedirten noktaya geldi durum. KDP’nin her isteğini kabul ediyor. Çünkü ABD’ye de Irak üzerinde baskı uygulatan KDP’dir” diye konuştu.
‘KDP, Şengal düşmanlığından kurtulmalı’
KDP’nin tutumuna işaret eden Kalkan şunları söyledi: “KDP’nin tutumu çok kötü, Şengal’i bir kuyruk acısı yapmış. Herkesin gözü önünde kaçtın. Diyeceksin kaçtım, bundan sonra kaçmayacağım; herkes de kurtulacak, sen de kurtulacaksın. Bu şekilde hiçbir yere varamaz. Battıkça batıyor. KDP, Şengal düşmanlığından kurtulmalı. O kaçışı telafi edecek bir özeleştiriye, yurtsever, demokratik tutuma yönelmeli. Bir de KDP, PKK ile savaşarak hiçbir yere varamaz. Bunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. PKK’ye karşı çıkarak kazanacağı hiçbir şey yoktur. Günü kurtarabilir ama PKK’ye yönelik her saldırısı kendi ayağına sıkmadır. Bunu görmesi lazım. Başûr’da Kürt halkı ve birçok pêşmerge bunu görüyor. “PKK ile savaşı reddediyoruz” dediler. Doğru, çok anlamlı ama sınırlı bir karşı çıkışla kalmamalı. KDP yönetimi üzerinde ileri düzeyde bir baskı yapılmalı. Kesinlikle Başûr halkı bu duruma karşı çıkmalıdır. Her gün Newroz, her yer direniş alanı dedik. Newroz’un zafer ruhu, direniş ruhu ne ise her gün onu yaşayacağız. İmralı direniş çizgisini esas alacağız. Zap, Avaşîn direniş çizgisini esas alacağız. Her yeri direniş haline getireceğiz. Kürt gençleri nerede olursa olsun durmasın, ayağa kalksın.”
HABER MERKEZİ