AKP-MHP’nin Federe Kürdistan bölgesine yönelik KDP ortaklı saldırılarını kınayan Demokratik Alevi Kadın Meclisi, “Zaman sahipsiz, mekân rızasız, mazlum çaresiz değildir” diyerek herkesi barışı inşa etmeye davet etti
Türkiye’nin KDP işbirliği ile Federe Kürdistan bölgesinde bulunan Zap, Metina ve Afaşîn’e yönelik başlattığı saldırılar devam ediyor. Dünyanın bir çok yerinde tepkiler çığ gibi büyürken, bir tepki de Demokratik Alevi Kadın Meclisi’nden geldi. Yapılan yazılı açıklama yapan kadınlar “Evrenin, güneş sisteminin ikrarlı, rızalı hali üzerinde yaşadığımız dünyada çar anasırın ( güneş, su, hava, toprak) ikrarlı, çarkı pervaz hali, vardan varoluşun cümle canı Haq’ın görünen yüzü kabul eden inancımız rıza şehrinde barış, özgürlük, adaletli bir yaşamı kabul etmiş Alevi Toplumsallığı ve kadınları olarak içinde bulunduğumuz savaş halini kabul edemediğimizi ve evrende rızasız can alan her eylemi red ediyoruz” dedi.
Halklara savaş sarmalı dayatması
“İnşa edemediğimiz barış, körükleyerek harladığınız savaş, belki ırkçı, iktidarcı, rantçı egolarınızı ve duygularınızı tatmin edebilir ki ediyor” diyen kadınlar şunları ifade etti: “Bu durum inanç öğretimiz olan rıza şehri , yani demokratik, özgür, barışçı, adil ve onurlu yaşamı hepimizin elinden alıyor. Evrenin ikrarlı akış halini salisenin onda biri bir süre müdahale; kaos halini ve yok oluşa sebep olur. Toplumsal barışı da; savaş hali kaosa sürüklemektedir. Alevi kadınlar olarak; savaş halini ret ediyoruz, doğumu Haq kapısı bilen bizler yaşamayı, yaşatmayı, üretmeyi, paylaşmayı, cümle canı ve doğayı koruyup kollamayı yaşam düsturu olarak algılar ve böyle yaşarız. Savaş hali inancımıza ters yol düsturumuza aykırıdır. Kapitalist modernitenin ulus devlet zihniyetiyle bizlere yoksulluk, doğa talanını, kadın kırımını, eğitimsiz toplumu, yurtsuz insanları, mutsuz ve umutsuz yaşamı ayrıca barışı, özgürlüğü, demokrasiyi talep edenlere de savaşı dayatmaktadır. Bizimle birlikte bu savaş etrafımızdaki diğer halkları da savaş sarmalının içine çekmiştir.”
Düğüm dişe düştü
Bu sarmal içerisinde yetmiş dört ferman gören Ezidi halkının inancı ve ulusal kimliğinden dolayı katliama uğradığının altını çizen kadınlar, “Kadınları ve çocukları köle pazarlarında satıldı. Akıbeti bilinmeyen yüzlercesi de var. Bir yenisini asla kabul etmiyoruz. Kendi içimizde de Ortak yaşamı kuramadığımız tüm halklar ve inançlar bu durumun ortadan kalkması için mücadele halindedirler. Hala da kendilerine özgür ve onurlu yaşamı sağlayamadılar, sağlayamadık. Halklar ve inançların kadim beşiği olan Ortadoğu, Mezopotamya topraklarında sürüp giden savaş hali çözümsüz bir halde devam etmektedir. Sorun adeta evrensel bir boyut kazandı. Deyim yerindeyse eldeki düğüm dişe düşmüştür” diye ifade etti.
Mazlum çaresiz değil
Her savaşın sonunun barışla sonuçlanmak zorunda olduğuna dikkati çeken kadınlar, “İktidar, rant ve kirli geçmişlerini kapatmak için insanlığa dayatılan savaş bir an evvel sonlandırılmalıdır. Akan kan, gözyaşı bir an evvel durmalıdır. Yurdundan edilenleri yerine, toplumu barışa ve sükunete bir an evvel kavuşturmak için herkesi barışa davet ediyoruz. Gücü olan tüm toplumsal yapıları da barışa ve barışın inşasına çağırıyoruz. Zaman sahipsiz, mekân rızasız, mazlum çaresiz değildir” diye belirtti.
HABER MERKEZİ